üniversite

entry700 galeri19
    100.
  1. geldiğim ilk günden beri ne zaman bitecek bu eziyet dediğim eğitim kurumu.*
    3 ...
  2. 101.
  3. anılar kokularla kalıyor belleğimde.üç dört gündür burnumda tanıdığım bir koku var. kokuyu ilk aldığımda neyin kokusu olduğunu kestiremiştim. biraz düşününce üniversitemin kokusunu aldığımı fark ettim. bitireli çok oldu ama hala kokusu burnuma geliyor.
    1 ...
  4. 102.
  5. tanım: çimlere basmanın serbest olduğu mekanlardır.
    1 ...
  6. 103.
  7. Ne idüğü belirsiz, kısa adına öss denilen... Tarafımca açılımı "öğrenci s..me sınavı" olarak yapılan bir sınavdır ki, üniversite denilen güzelliğin anahtarı buradadır. Ancak yine optik form denilen bir saçmalıkla, öğrencinin üniversite denilen güzellikte istediği bölümü okumaması için herşey yapılmıştır. Kısacası öğrenci s..me sınavındaki öoptik form denilen saçmalığı doldurarak, geleceğinizi daha doğrusu tüm ömrünüzü işaretlediğiniz ne idüğü bile belli olmayan saçmalıktır... Yurt dışında durum daha güzeldir... Bilgisi olmayan arkadaşlara Bulgaristanda Yurt Dışı Eğitim şiddetle tavsiye edilir.Bir kaç ipucu;

    1- Öss olmadan istediğiniz bölümü okuma

    2- Türkiye'den ucuz yaşam şartları

    3- Kızların burunları havada değil... O yüzden kendinizi hiç bi kıza kapak yapmak zorunda hissetmiyorsunuz...!!!
    1 ...
  8. 104.
  9. yıllar sonra tekrar dönme isteği uyandıran ilim irfan yuvası.
    0 ...
  10. 105.
  11. an itibariyle siragam kahvem ve laptopumla bahçesinden entry girdiğim yerdir.
    2 ...
  12. 106.
  13. girmesi bir dert, mezun olması binbir dert olan eğitim yuvası.*
    2 ...
  14. 107.
  15. gittim, gezdim, geldim, yaşadım, bitti ve gitti denilen gereksiz kurum.***
    1 ...
  16. 108.
  17. okunması farz olmus,girilene kadar ugruna ecel terleri dokulen, okurken edindigin arkadaslıkları zaman icerisinde teker teker kaybettigin "ne varsa lise arkadaslıklarında var" dedirten ,bitirdikten sonra da sudan cıkmıs balıga dondugun egitim kurumu. tek faydası farklı insanlar tanımak ve bir bakıs acısı kazandırmaktır eğer ki hukuk,tıp ya da mühendislik gibi meslek kazandıran bolumleri bitirmediyseniz calısmaya baslayınca e ben simdi bu okulu niye okudum dersiniz.
    1 ...
  18. 109.
  19. üniversite kelimesinin eski türkçemizdeki anlamı dar-ül fünundur.yani bilim ve fen yuvası anlamına gelmektedir.ancak bugün üniversitelere baktığımızda anlamına uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.bir yüksek öğretim kurumunu anlamlı kılan onun özerk bir niteliğe sahip olmasıdır.özerklik demek,yüksek eğitim kurumlarının iç işleyişlerine, mali işleyişlerine ve yönetimlerine ilişkin karar almada ve eğitim araştırma, dışa yönelik çalışmalar ve başka faaliyetlerde kendine özgü politikalarını oluşturma yetisine sahip ve devlet kurumları karşısında bağımsızlığı anlamına gelir.üniversiteleri toplumsal konulardan soyutlayamayız.toplum için bilgi üretme,fikir üretme,muhalefet yapma gibi sorumlulukları olmalıdır.bunların gerçekleşebilmesi içinde üniversitelerin akademik açıdan özgür olmalarını gerekli kılar.ne yazık ki bugün üniversiteler bir ortaöğretim kurumunun devamı düzeyine indirgenmiştir.üniversiteye adım atan bir genç, kendi öznelliğini,düşüncelerini ifade edebilmesi gerekir.artık bir birey olduğunun farkına varabilmelidir.bugünkü tabloda görüyoruz ki öğrencinin düşünmesinin ve sorgulamasının yasak olduğudur.üniversiteler eğitim olarak ezberci düşünmeyi teşvik etmeyen,öğrenciyi baskı altına alan kurumlar haline gelmiştir.bugün üniversitelerin bu durumda olmasının en büyük sebebi 12 eylül darbesinden sonra kurulan yök'tür.üniversitelerin özgürleşebilmesi,demokratikleşebilmesi için üniversitelerin yök ve siyasi iktidarların baskısı altından kurtulması gerekmektedir.12 eylül'den önce gerçek bir üniversiteye yakışan,özgür ve bilimsel kaygılar taşıyan odaklar oluşmaya başlamıştı.12 eylül'den sonra üniversiteler bir mücadele alanı görüldü.üniversitelerin bu aydınlık yönleri yok edildi.eşi benzeri görülmemiş uygulamalar yaşandı.yök ilk kurulduğunda 468 öğretim üyesine, 800 öğretim görevlisine ve binlerce öğrenciye uzaklaştırma cezası vererek işe başladı.yök hala öğrencilerin en ufak demokratik talebine,hareketine soruşturmalarla, cezalarla, uzaklaştırmalarla cevap veriyor.öğrencilerin eğitim hakkını elinden alabiliyor.öğrenciler hak arama mücadelesinde baskı altına altındayken diğer yandan eğitimin piyasalaştırılması, eğitimin niteliksizleştirilmesi artmaktadır.üniversiteler ticarethane olamaz.üniversitelerin kamu elinde olması gerekir.ve kar amaçlı faaliyet gözetmemeleri onların ahlaki görevidir.ülkemizde bulunan her gencin eğitim temel hakkıdır.ve bu hak parayla alınıp satılamaz.parası olan okusun parası olmayan okumasın anlayışına doğru gitmekteyiz.ne öğrenciler müşteridir nede öğretim görevlileri satıcıdır.üniversiteler gün geçtikçe piyasa temelli büyümektedir.Bu yök mantığı artık durdurulmalıdır.Günümüzde üniversiteler yaptığı bilimsel faaliyetler yerine konserlerle,bahar şenlikleriyle gündeme gelmektedir.kamu kaynaklarının vakıf üniversitelerine kaydırılması durdurulmalıdır.firma gibi çalışan üniversiteler olduğu sürece nitelikli,bilimsel eğitim yerine,reklam panoları,reklam stantlarına boğulmuş üniversite manzaralarına maruz kalacağız.üniversitelerimize nasıl sahip çıkılması gerektiğini yunanistan'da okuyan öğrenciler güzel bir örnek teşkil etmektedir.kampüse polis alımını kolaylaştıran,öğrenci aflarını zorlaştıran,vakıf üniversiteleri kurulmasını kolaylaştıran ve rektör seçimindeki öğrencilerin etkisini azaltan yasa tasarılarına karşı yunanistan'da okuyan öğrenciler ortalığı birbirine katıyor haklarını sonuna kadar arıyor.bizim ülkemizde de üniversitelerin bilimsel,demokratik,özerk kurumlar haline gelmesi için tüm öğrenciler ve öğretim görevlileri tarafından bir birlik şeklinde savunulmalı ve bunun mücadelesi verilmelidir.
    0 ...
  20. 110.
  21. 111.
  22. 1,5 yıllık tecrübelerim ışığında kazanmanın okumaktan çok daha kolay olduğunu söyleyebileceğim ve ülkemizdeki birçok örneğinin düzgün bir anadolu lisesi kadar ortamı olmadığı eğitim kurumları.
    2 ...
  23. 112.
  24. iyi bi ortamın varsa ve ii bir okuldaysan hayallerini gerçekleştirebildiğin.
    yok bunlar yoksa yeni hayallerin tavan yaptığı bazen süper bazen sittiriboktan biyer..
    1 ...
  25. 113.
  26. fakülteleri arasında genelde kalite farkı olabilen özerk bilim kurumları.
    0 ...
  27. 114.
  28. En özgür kuruluşlardan sayılmasına rağmen bu durumu kısıtlayan bir çok şahıs barındırabilen kurumlardır.Her türlü genç ve orta yaşlı insanı orada görmeniz olasıdır.''Boylusu poslusu,çalışkanı tembeli,çirkini yakışıklısı,delisi akıllısı''Dersleriniz başarısızda olsa üniversitede olmanın bambaşka olduğuda içerisinde bir çok faaliyetin gerçekleştirilebilmesinden ileri gelir.
    0 ...
  29. 115.
  30. modern işsizlik yuvasıdır.
    2 ...
  31. 116.
  32. sosyal ve ortak bir yaşam olması beklenen eğitim yuvasıdır.
    0 ...
  33. 117.
  34. bazılarına göre ilim irfan yuvası, kimisine göre yüksek lisedir...
    1 ...
  35. 118.
  36. bir diploman olsun diye tezgaha gelip gidilen yer.
    0 ...
  37. 119.
  38. dayısının torpiliyle doktora yaptıktan sonra kendini birşey sanıp öğrencilere saçmalıklarını yutturmaya çalışan öğretim görevlilerinin bulunduğu ve aslında ne anlattıklarını kendilerinin de bilmediği bir tür ekmek parası kazanılan yer. nihad sami banarlı .... tarihinde .... dergide .... adlı makalesini yayınlamıştır. boşlukları doldurunuz. işte üniversitede sorulan soru bu aynen sınav kağıdında bu şekilde. üniversite sınavına hazırlananlara duyrulur.
    0 ...
  39. 120.
  40. çok teknik bölümler haricinde temeli hayat tecrübesine dayanan eğitim kurumlarıdır. hocalar size yol gösterirler, okur, araştırır ve kendinizi geliştirirsiniz. çünkü burada bilirsiniz ki hayat kitapların, ders notlarının çok ötesindedir. genel amaç ezberci zihniyetten uzak olmak ve hayatı öğrenmeye çalışmaktır. ama ülkemizde bu ne kadar uygulanır orası tartışma konusu elbette.
    1 ...
  41. 121.
  42. sanıldığı gibi ilim irfan yuvası olmayan yer, en azından bizim ülkemizde. sebebine gelince üniversite dediğin yer

    öğrenciye temel olarak düşünmeyi öğretir. kişi nasıl düşünmesi gerektiğini, herhangi bir problemin derinine inmeyi,

    problemin göründüğünden farklı yönlerini bulup, çözümünü bunların ışığında bulmayı öğrenir. ammavelakin ülkemin

    üniversitelerinde öğrenciler doğru düzgün bir problemle karşılaşmaz. karşılaşacağı problem kitapta vardır ve cevabı da

    oradadır öğrencinin yapması gereken o problemi ve cevabını ezberleyip bunları kağıda yazmaktır. hatta öğrenci

    yaratıcılığını kullanıp başka bir çözüm önerirse bu kişiler, hocalar tarafından hoş karşılanmayıp dersten

    bırakılabilirler. özünde size yaratıcı, eleştirel düşünmeyi öğretmesi gereken kurumlar aslında ezberciliğin dibine vuran

    kurumlardır. çünkü düşünen birey kendilerine ilerde maraza çıkaracak kesimdir. neden ilerde kendisine sorun teşkil

    edebilecek nesiller yetiştirsinler ki. onlara bu ülkeye hizmet edecek adam değil, kendi emellerine hizmet edecek adamlar

    gerekmektedir. sorarım size sözlük yazarları okulun öğrenci temsilcisini hayatınızda kaç kere gördünüz, ya da seçildiği

    seçimlerde oy kullandınız mı? ülkemizin üstüne oturtulduğu en temel kavram olan demokrasi kavramı bile yoktur güzide(!)

    üniversitelerimizde. hani öğrenci seçimini de geçtim kaç tane seçmeli dersi kendiniz seçtiniz? bu ülkede her zaman olduğu

    gibi birileri sizin yerinize seçer ve önünüze koyar bunu seçeceksin diye, sende seçersin. daha sonra bu şekilde

    yetiştirdiğin insanlar bu ülkenin geleceği olur, tabi nasıl bir gelecekse orası tartışılır.

    kapanış olarak: bu sene üniversiteye gidecek sözlük yazarlarından bir isteğimiz olsun;

    suya sabuna dokunun arkadaşlar!
    5 ...
  43. 122.
  44. türkiyede yanlış algılanan kurum. gerçek görevi bilimle uğraşmak olan bu kurumlar türkiye iş sahibi olmak amacı ile kullanılmaktadır. çok komik örnekler mevcuttur. türkiyede maden mühendisliğinden mezun olanların tamamının (bir yıl sonunda) dünyadaki maden mühendisi ihtiyacının bile üstünde olması. Aynı şey diğer birçok bölüm için de geçerlidir.
    (bkz: fizik)
    (bkz: kimya)
    (bkz: astronomi)
    (bkz: tarih)
    (bkz: sosyoloji) vs...
    aslında doğru olan soru şu olmalı türkiyede hangi bölümden mezun olursan ihtiyaç fazlası duruma düşmemiş olursun.
    (bkz: konu konuyu açar)
    nüfusun fazla istihdamın az olduğu ülkemizde kalitesini artırmak isteyen birey üniversiteye giderek rakiplerinden bir adım öne geçmeye mecbur kalıyor. bu durum üniversite mezunlarının daha zor iş bulmasına duruma yol açıyor. ara eleman denilen meslek lisesi çıkışlı kişilere daha çok ihtiyaç duyulurken yanlış politikalar sonucu gençler ve aileler bok varmış gibi üniversitlere yönlendiriliyor.
    (bkz: konu bir başka konuyu açar)
    insan neden üniversitede okumayı ister. bir çeşit statüdür çünkü üniversite mezunu olmak. kendisini üstün hisseder böylece. meslek lisesi de neymiş duygusudur. o kadar kalitesiz miyim ben duygusu. çünkü "o tür" yerlere sadece "alt tabakadan" insanlar gider duygusudur.
    soru: ne mezunusun
    cevap: odtü/boğaziçi/marmara - elektronik/tıp/hukuk (ne kadar havalı değil mi)
    soru: aynı soru
    cevap: torna tesfiye/tekstil/boya (ne oldu şimdi o havadan eser yok değil mi?)
    işte üniversite biraz da bunun için okunur.
    2 ...
  45. 123.
  46. üniversite; amacı akademik bilgi üretmek olmakla birlikte ne acıdır ki türkiye'nin toplumsal -dolayısıyla iktisadi, kültürel ve dini- çözümsüzlükleri içinde kendine çözüm arayan bir kurum olarak vücut bulmaktadır. En önemli toplumsal sorunların çözümüne ilişkin başat özne olması gerekirken; bir nesne olarak kalması 2010 türkiye'sinin temel sorunlarından biridir.
    2 ...
  47. 124.
  48. günümüzde 'öğrenci kalitesi' nedeniyle ilim irfan yuvası olmaktan oldukça uzak olan binalar bütünüdür.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük