benim gibi hayatı boyunca babadan geçinen biri için ve hangi iş olursa olsun bir haftalık harçlığını bir ayda kazandığı bir işte çalışmak için 5 yıl okumak, evet son derce saçmalıktır. siz okuyun ben almayayım. işsiz kalırsanız pm atın, hallederiz.
bitirilen yerin üniversite olup olmadığına bakmak gerekir. Sürücü kursu gibi her kasabaya fakülte açarsanız elbet bir sike yaramaz. Sütçü imam'a üniversite dersek, odtü nedir affedersin?
öğrencinin "derslerimi veriyim, 4 yılda bitiriyim" hesabı yapması durumunda gerçekleşen durum. evet farklı şeylere açık olmazsanız, bölümle alakalı mekanlara girip çıkmazsanız sorup soruştırmazsanız bi sike yaramaz, doğrudur. sap girer sap çıkarsınız.
çift taraflı bakmak lazım olaya. üniversiteyi bitirince bi bok olmayan kişi ya da kişinin bitirdiği bölümün bi boka yaramaması. bu gerçek iki yönlü ele alınmalıdır.
fakat gerçek şudur ki. aklının üstüne genelde oturuyorsan tıp da bitirsen senden bi bok olmaz.
bitirmemenin de bir işe yaramadığını düşünürsek. azıcık bilgilenmenin, gençlik yıllarında zevkli bir şeyler yapmanın bir zararı olmaz. hem bitirirsen bir ihtimal işe yarayabilir bir daha düşünün derim sözlük yazarları.*
bölüme göre değişir tabi de bakkal açıyormuş gibi altyapısı, öğretim üyesi olmadan açılan üniversiteler sayesinde 4-5 yıl sonra üniversite mezunu işsiz sayısı tavan yapacaktır.
yani, bazı durumlarda doğrudur tabi,üniversite eğitiminin hiç bir şey katamadığı insanları düşünürsek eğer...
eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır demişler...
doğru tespittir. bölümün kalitesiyle, okulla, öğrenci ile alakası yoktur çünkü bir türkiye gerçeğidir.
en iyi üniversiteyi bitirip istediğin birikimle istediğin firmaya gir. bir avrupa ülkesinde sana denk bir insanın iki katı çalışıp 4'te biri kazanacaksın.
sen hala, kişiye bağlı, üniversiteye bağlı yalanları ile kendini avut.
iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezunum. çalıştığım firma dünyanın en büyük gıda firmalarının tedarikçilerinden ve tüm üretimden sorumluyum. yabancı dil olarak ingilizce ve japonca. çalışma satlerim kimi zaman pazar ve kazandığım ücret benden 4 yaş küçük ve kendi kafesini açmış olan kızkardeşimden daha az. seneye gitmeyi düşündüğüm yurtdışı stajında alacağım para şu an kazandığımdan daha fazla.
yazarın anlatmak istediği de tam olarak budur, türkiye'de okuyan ve okumayan arasındaki dengesizlik.
ama şöyle bir durum var, örneğin ingiltere'yi örnek verelim.
üniversite okumak kolay değil ama hemen her şeyin kursu var ve yaptığınız herhangi bir işin ücreti saat üzerinden. normal bir çalışma saati ile hemen herşeyi yapmanıza yetecek kadar para kazanmanız mümkün.
iktisatçı bir arkadaşım burada mesleğini yapıyordu ve 700 lira alıyordu 2 sene önce.
işi bırakıp ingiltereye gitti. kız arkadaşı bir evde çocuk bakıyor, arkadaşımsa part time kebapçıda çalışıyor.
2 sene içinde sırayla araba aldılar, iş kurdular evlendiler.
üniversite okumayanların cahil kabul edilmediği ve okuyanların kendini daha zeki sanmadığı ülkelerde var yani. bunların sadece kişinin hayatında yaptığı basit seçimler olduğu ülkeler...
...ve bu ülkede eğer ki üniversite bitirirseniz, iş bulmama gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi şu an türk şirketlerindeki genel müdürlerin çoğundan daha yüksek bir para ile işe başlarsınız.
daha büyük komedi olamaz.
kendimize layık gördüğümüz iktidarlar ve sonunda layık olduğumuz yerdeyiz, yakınmak anlamsız.
Üniversiteyi bitirmekten çok üniversiteye gitmenin bir sike yaramadığı gerçeği daha alakalıdır bence. Bu sene gittim üniversiteye. Gittim, gidiyorum. Ne var şimdi? Ben bu kıytırı boktan hayat için mi 2 yıl çalıştım lan? Nerede her gün yemek yapan anne, nerede akşamları geç gelen baba. Sikerim böyle işi. Toplasan anca 2 gün eder derslerim. Onun dışında 24 saat evdeyim lan. Heee çık çık. Nereye çıkıyon Eskişehir'in Alaska soğuğuna?