bugün

gelir açısından bakıldığında madencilerin 3 te 1 ini kazanırlar aynı zamanda.
açık söyleyim. böyle sistemle öğretmen çalıştırmaya devam edilirse ne o öğrenciden bir hayır gelir ne de o eğitim sistemi bir adım yol alır. avrupa birliği diye öten b.k yemiş bülbüllere de selam eder hangi avrupa birliği ülkesinde 650 liraya maaş alan öğretmene öğrenci teslim edildiğini sorarım? herşey bir yana devletlerin öncelikleri vardır, bunlar eğitim, sağlık, güveliktir; bu kalemlerde kısıntıya gidilmez tasarruf yapılamaz.
ayrıca, arkadaş böyle otopark işletir gibi değnekçilik yaparak taşeronlaştırlarak ülke yönetilmez. ayrıca madem eştilikten yanasınız bezmeng adamlar önce kendi maaşlarınızı ve kamu kurumlarına havadan aldığınız yandaşlarınızın maaşlarını aşağı çekin de sağlansın bu eştilik?
milli eğitim bakanı nın 'yapmasaydınız o zaman kardeşim' cümlesini söylediği, dünyanın en kutsal mesleklerinden bir tanesi.
ücretli öğretmenlik için gereken belgeler:
diploma fotokopisi
nüfus cüzdanı fotokopisi
dilekçe
vesikalık fotoğraf
kpss sonuç belgesi (varsa)
ha bir de ak parti ilçe başkanlığından alınacak uygundur belgesi.
2011 yılının ders dönemi bittiğinde tekrar işsiz kalınacağını bile bile başvurulan devlet kapısı.
şubattan sonra çağırırlarsa hata olduğunu bile bile mecburiyetten yapacağım meslek.
ücretli kölelik diyorlar.
eğitim fakültesinden mezun olduktan sonra ataması olmayan eğitimcilerin görevlendirildiği öğretmenlik. ders saati ücret alınır. kpssde yeterli puan alamadığı için yetersiz olduğu düşünülen öğretmenlerdir. eğitim sisteminin en kötü sonucudur. öğrenciler bile bu ayrımda kadrolu öğretmeni daha bilgili ücretli öğretmeni daha bilgisiz gibi görürler. ayrıca her yerde olduğu gibi burda da torpil geçerlidir. dayın yoksa ücretli öğretmenlik bile yapamazsın bu ülkede. *
(bkz: ücretli kölelik)
anti modern köleliktir...

kim modern kölelik derse kölelik zamanında öğretmenlere verilen değere baksın...

aristo gibi akşemsettin gibi bilge hocalar sarayda diğer eğitim gönüllüleri de halkın gönlünde yatardı nasrettin hoca gibi...

yani biz büyüdük ve ibneleşti dünya...
ücretli köleliktir. AKP iktidarının Eğitimi ne hale getirdiğinin yegane göstergesidir. Üstüne üstük atama yapılamayan değil bilerek atama yapılmayan okullarda uygulanmaktadır. Söz gelimi izmir'in göbeğinde bir okula Ücretli öğretmen var diye 2 yıldan beri atama yapılmamaktadır. Hal böyle olunca gerek öğretmenler gerekse öğrenciler eğitim ve öğretimden geri kalmaktadır.

uzun lafın kısası böyle şerefsizlik olmaz. Buna tepki göstermeyip "Öğretmenlik" mesleğini kutsal olarak görmeyen sözde bir şekilde atanmış (artık cemaat torpili mi KPSS üç kağıtı mı desem) öğretmenlerin" Yaptığı öğretmenliğin ise bu ülkeye nasıl faydalı olacağı meçhuldür.
koli nin bir sene yaptığı öğretmenlik mesleğinin icrasından kaynaklı gurur duyduğu ama hiçbir gelecek vaad etmediği için bıraktığı iştir.

sömestr dahil olmak üzere tüm tatillerde maaş kesiliyorsa ayda en fazla 16 gün sigorta yatıyorsa, haftada 30 saat derse girerek 15 saat derse giren bir sözleşmeli ya da kadrolu öğretmenin maaşının yarısı kadar maaş alınıyorsa bu bir lütuf değil sistemin yaratılan işsizlikten en iyi şekilde yararlandığını gösterir durumdur.

mesleği öğretmenlik olanları geçelim daha 4 yıllık herhangi bir fakülte bile bitirememişlerin özellikle ilköğretim düzeyinde öğretmenlik yapmasına fırsat veren uygulamadır. işin ne olduğunu bilmeyenlerin ilkokul(ilköğretim birinci kademe) öğretmenliği yaparak çocuklarımıza okuma-yazma matematik ve fen bilimleri öğrettiğini düşünürsek bu ülkede kuru inançların neden gittikçe yüceldiğini anlamak için zorlanmayız.
ücretli köleliktir.. yazıktır günahtır.. 4 yıl boyunca öğretmen olacam diye ye bitir kendini sonra emeğinin karşılığını alma. veliler dahi herkes sana geçici gözüyle baksın hatta sen aslında öğretmen sıfatına layık değilmişsin gibi davranılsın. oysa sen de eğitim fakültesinde okudun. aynı evrelerden sen de geçtin. devlet kendi yetiştirdiği öğretmenine güvenmiyor, sınava tabi tutuyor üstüne bi de emeğini sömürüyor. en kutsal meslek öğretmenlikti güya.. şimdi yerlerde sürünüyor..
kpss deki baraj puanı sebebiyle bir çoğu kadroya geçememekte, meb okullarında kadrolu meslektaşlarının aldığı ücretin neredeyse 3 te 1 ine talim etmektedirler. devletin böyle de mağdur ettiği emekçi camiadırlar.

aynı okul kurumunda aynı işi yapmalarına rağmen, kadrolu öğretmen ek ders ücretiyle ortalama 2.000 alıyorken, onlar en fazla 750-800 tl almaktalar.
kimse bana eşitlik, adalet, hak, hukuk, sosyal devlet, emeğin karşılığı falan demeye kalkmasın...

ha, çözüm mü ne? çok basit:
-eğitim fakültesi sayısını azaltacaksın
-eğitim fakültesi kontenjanlarını makul seviyeye çekeceksin.
-orta vadeli istihdam planı ile ne kadar öğretmen ihtiyacı olacak, ona göre fakültelerden öğretmen mezun edeceksin.

çözüm kısaca bu. yoksa 100.000lerce elinde "öğretmen oldun" diploması olan genç beyni ehliyetsiz işlerde ve düşük işlerde süründürmeye devam edersin.

duyuyormusun bu çığlığı nimet abla?
hesap kitap vermeyen, ama çoğu zaman kadrolu öğretmenden daha çok işine bağlılık gösteren, yazık öğretmendir.
aynı zamanda milli eğitimin, 'öğretmen ihtiyacım var ama kadrolu almak istemiyorum' demesinin bir çeşididir. sözleşmeli bakanımız nimet çubukçu nun çok umrunda olmayan bir durumdur ve bu düzen böyle sürecektir.
(bkz: öğretmenlerin örgütlenememesi)
(bkz: ataması yapılmayan öğretmenler platformu)
devletin eğitimin içine etmesine neden olan yöntemdir.
ne yazık ki atanamayan, çalışmak zorunda olan ve dersane çarkına girmek istemeyen öğretmenlerin kaçış noktasıdır. gerçi işin içine girdikten sonra sanırım buradan kaçış yolları aranır ki devletin memuru olana kadar bu yollar hep çıkmaz sokaklara çıkar.
diğer bir adı "mevsimlik işçi"dir...
(bkz: okumasaydınız o zaman ak)
bazen öğretmen olmayanın bile öğretmenlik yapmasına izin veren düzen. bırakın artık fef mezunu olan uyduruktan formasyon alan ve öğretmen oldum edalarıyla ortalarda dolaşan insanları formasyon olmadan sadece sürünün başında bir çoban olsun da kim olursa olsun diyerek ücretli öğretmen yapılan işsizler varken durumun ne kadar vahim olduğunu varın düşünün. topluca yazık oluyor, herkese.
ilçe milli eğitim müdürlüklerinden başvuru yapılabilir. ataması yapılamayan öğretmenler için boşdurmaktansa karın tokluğuna yapılacak iştir.
Diploma veya Mezuniyet belgesi fotokopisi
gereken belgeler;
Nufus cüzdanı fotokopisi, KPSS sonuç belgesi veya bilgisayar çıktısı, Cumhuriyet savcılığından sabıka kayıt belgesi, Erkek adaylar için askerlik durum belgesi, 1 adet vesikalık fotoğraf Sağlık raporu (Sağlık ocağından), ikametgah belgesi
ticaret lisesi mezunu birinin matematik derslerine girdiğini duyunca açıkta kalmış lisanslı bir matematikçi olarak yaşarken kemiklerim sızladı. Şimdi kurtlar yaşlanmadan köpeklerin maskarası oluyor. sonumuz hayır olsun. bol adaletli ve kalkınmalı geceler dilerim...
ben buna sezonluk işçilik diyorum ve maalesef sezonluk işçilerdenim.
gelecek nesillerin onların eseri olacağı meslek.
eğer gerçekten paraya ihtiyacınız yoksa hiç denemenizi tavsiye etmeyeceğim saçma sistemdir. şahsım başkentte büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde bi lisede bu işi ne yazık ki yapmaktadır. ne okuldaki diğer hocalar, ne de öğrenciler sizi umursar. siz sadece kendi kendinize havaya girersiniz, öğretmen oldum diye. ama o takım elbise dışında aslında hiçbirşeysinizdir. alacağınız para haftada 30 saate girseniz bile bir şekilde asgari ücret seviyesinde olur, belediye sizi öğretmen kabul etmediği için indirimli bilet almak için paso alamazsınız, tam 4 aydır çalışıyor olmanıza rağmen sadece 40 günlük ssk priminiz birikir.

ama güzel yanları da varsa siz de okulu ve okuldaki öğrencileri, idarecileri iplemezsiniz. ancak bu süreç sonucunda sizde öğretmenliğe dair hevesler yavaş yava sisteme olan nefrete dönüşür.

son olarak düşünün ki, bizler kpss'den o kadar puan almamıza rağmen atanamayıp polis olurken başkentin göbeğindeki bir lisede üç edebiyatçı lazımken bir tane bile kadrolu yok. üç ücretliden ikisi türkçe öğretmenliği mezunu ve bomba olarak sonuncusu ise 2+2 işletme mezunu. bu memleket adam olur mu siz düşünün.
zordur ancak
(bkz: başa gelen çekilir)