* ne kadar boktan adamlarsınız siz, boktan farkınız yok, bok gibi insanlarsınız, kızınızda bok erkeğiniz de bok, işte tam bok gibi sınıf burası, hiç biriniz bir boka yaramazsınız.
- hocam çok boktan bir muhabbet oldu.
* sus bok herif.
dersle alakası olmayan, en arkada bacak bacak üstüne atıp oturan bi arkadaşımız vardı. edebiyat öğretmenimiz ona sefa pezevengi demişti. gülmüştük bayağı.
bir hayattır gidiyor evladım. bir yarağa benzemeden önce kendiniz için etik değerlerini oluşturun. hepinizin çoluğu çocuğu olacak elbette. onlara da bunu anlattın. end. mslk. lisesi son sınıfın son günüydü. eyy gidi günler...
Lise yıllarında, Ramazan ayında arsızlığı ele alıp din hocasına sorulan " - ocam ocam ocam... öpüşsek orucumuz bozulur mu? ehehe... firenç kis falan ehehe..." sorusuna cevaptır; " +Eşekle öpüşürsen bozulmaz çocuğum, zira seni öpen eşekten başka bir şey olamaz."
-o maça 2 verilmez hayvan mısın?
- canım o çikolatadan bana da ver bakim hadi.
- sıkıldım hadi deve cüce oynayalım.
- sakız isteyen var mııı?
- bu okulun wifi şifresi ne yaa?
(bkz: ben)
Hoca kıl kaptığı üç beş ogrenciyi gösterir. " sizi bırakırım." Der. Tüm sınıfa ard arda üç defa " şahit misiniz?" Diye sorar ve sonra işaret parmağını havaya kaldırarak o herkesi dagitan efsane sözu söyler:
-" sen de şahit ol ya rab!"
very important. ingilizce hocam bunu nerde dediyse bu konu ile ilgili hep soru gelmiştir. çok orijinal değil aslında ama hayatımı kurtardı sayılabilir.
her gün kafaya bir şeyi takıp gelen felsefe hocam bir gün dedi ki '' hayır yani neden fakirlere yoksul diyoruz da zenginlere varsıl demiyoruz.'' ve o günden beri zenginlerden bahsederken hep varsıl dedi...