lisede yaptığım eylemdi, çok umut vermişti, beni sevmişti. dersi başına yıkmamdan hoşlansa da kızıyordu, bana kızdığında kırılsam da hoşlanıyordum. öldüğümde gamzelerine gömer misin beni dedim, tenefüste herkes dışarı çıksın sen kal dedi.
giyme böyle kısa etek kıskanıyorum dedim, giymedi. kızıla boyatsan saçlarını, müthiş olur dedim, ertesi gün boyattı. sizin oralarda kiralık ev var mı, kışın koluna girer gelirim dedi, bir hafta kiralık ev aradım.
evlenme teklif ettim, ciddi ciddi reddetti. çaldım ben de güneş gözlüğünü. geçenlerde karşılaştık bir düğünde "gördün mü bekleseydin ben de büyüyormuşum demek ki" der gibi baktım gözlerine, gamzeleri çukurlaştı, başını eğdi önüne.
ismini bile hatırlamıyorum şimdi, kızıl saçları aklımda.
evlenme teklif etmiştim oysa...
Genelde lise çağlarında görülen bir durumdur.Genç ve yakışıklı bir öğretmense bütün okulun kızları ona aşıktır.Korkulacak bir durum yoktur.Genelde öğretmenin tayini çıkar.
matematik hocası ise durum daha da bi zorlaşıyor. adamın gözüne giricem diye tubitak yarışmalarına bile katılmana sebep olabilecek hadise. çocuk aklı, sen soru çözdükçe seni sanki daha çok sevecekmiş gibi...
o kadar çok aşık olmak ki, aslında sadece hayranlık beslemektir..
çocuk aklıyla bunun ayrımına varamamaktır..
sonuçları gülünçtür:
devamlı etüt alıp size sövmesine sebep olursunuz, yanına gidip dertleşirsiniz, millete gizli gizli onun fotoğrafını çektirirsiniz, en kötüsü onun ilginizi asla fark etmediğini sanırsınız..
her zaman küçük, sevimli bir anı olarak kalmayacak hadisedir.
efendim çünkü âŞık olunan öğretmen sınıf arkadaşınızla evlendiğinde göt gibi kalınır.. utanır insan, bakamaz ikisinin de yüzüne.. ayıp ayıp şeyler gelir aklına.
tamam anlatıyorum. lisede psikoloji dersine giren sürekli ramsey'den giyinen bir hocamız vardı, laf olsun diye "aşığım ben bu adama" derdim. demez olaydım. sen git bunu dediğim kızlardan biriyle evlen. üstelik o kız gelsin benimle aynı fakültenin aynı bölümünde okusun, seçmeli derslerde pişti olalım. daha da bir şey demiyorum.
lise dönemlerinde başıma gelen olay, aşık olmasam da hoşlandım öğretmenimden. hatta facebook u kullanmaya başladığım zamanlarda, adını da arattım ama bulamadım. öyle tatlı bir adamdı ki... *
her ne kadar kıt beyinli insanların art niyetle yorumladıkları bir hadise olsa da bu konuyu ciddiye almak gerektiğini düşünüyorum.
samimiyet ve duyguların temiz paklığı konusunda istisnalardan söz etmek elbette mümkün ama bu durumu illaki alay malzemesi yapacağım diyen liseden kalma sübyanvari abzürtleri, henüz olgunlaşamamış beyinleri yok etmek istiyorum.
herkesin başına gelebilecek bir durum tabii ki değil ama söz konusu ciddi anlamda bir kalp çarpıntısı ise burada önemli olan hislerin, mevki pozisyon ya da öğretmen öğrenci ilişkisinden uzak kalması gerektiğidir.