üşengeçlikten kaynaklanan bir sorunudur. öğrencilerimiz uyandıktan sonra açlıktan büzüşene kadar kahvaltı yapmazlar. kahvaltı yapmaya karar verdiklerinde ise ne yiyecez sorunu başlar. malum öğrencilik hayatı, evde yiyecek fazla bir şey de yoktur. yumurta , peynir vb. şeyler alınır dolaptan. çay yapmaya gelmiştir sıra. çayın suyunun kaynamasını beklemek, onu demlemek öğrenimize zor gelir ve dolaptan kapılan bir bira ile sorun çözülür. saat 2 de kahvaltı yapan öğrencimiz tatil gününe hazırdır. zaten tatil günleri dışında uyku sevdası kahvaltıdan ağır bastığı için böyle bir sorun olmaz.
Çay suyu koymasına gerek yok kimsenin. Sadece ketılın fişini taksa kafi biri. Ama onu yapıcak bile kimse görünmüyor evimizin semalarında*. Şu an deniyorki;
-Agaaa.. Ben çıkıyım poğaça alıyım..
+*Sadıcım baştacısında 10 tane poğaça 5 tl.3 kişi nasıl doymayı planlıosun.*
-aga bu yönden hiç düşünmediydim.
+Sen 3 ekmek al 4 tanede yumurta*100 gr de (bkz: jalapeno) al. Ben ortaya karışık..ahae.
-Kralsın..
+Baştacısın.
akşamdan kalma öğrencilerin sorunu çözmesi çok kolaydır. kahvaltı menüsü; soda-limon ve akabinde sade granül kahve*nin yanında dünden kalan mezeler vardır. atıştırılır, ayılınır, kahvaltı sorunu bitmiştir.
günlerden pazartesi ve bende kahvaltı hazırlama sırası arkadaş beni uyandırır kahvaltı hazırla diye ben küfür ederek kahvaltıyı hazırlarım ve arkadaşı kahvaltıya çağırdığımda bana niyetli olduğunu söyler ve çıkar.
sövermisin dövermisin laz zihniyeti işte.
kahvaltımı o da ne? yenen bişi mi? zaten ikinci öğretimsen saat 11-12 de uyanacağın için o öğünü 7. rüya ile yaparsın. Eğer ki güz öğretimsen saat 7 de uyandığın için öle bir öğün yoktur! ama yok ders saatleriniz saat 1 suları ise, evde ki tembel bir bireyin sizi tostçudan tost ısmarlama rahatlığına alıştırması kaçınılmazdır. Zaten tost yiyen var mı? diye soran yoktur, neyli yersin diye soran boldur...
