eger elden bir sey gelmiyorsa cok fazla uzulmeye sebep olan duygudur. sonra siz bu gibi duygularla bogusmaya calisirken hicbir seyden haberi olmayan bir arkadas mesaj atar "yaaa sevgilimin dogum gunu geliyor bikbikbik" der, gitmeseydi onunki de geliyor olacakti diye dusunursunuz. zor işler bunlar, ask mesk.. zor.
burnun sızlar. kimi neyi özlediğin önemli değildir. ağlamak gelir içinden önce neden bulamazsın. sonra saçmaladığını düşünürsün. belki bir şehri özlersin. belki birini... ama burnunu sızlatır işte.
sevilenden mahrum kalmaktır. en fecisi ondan bir haber alamamak, ona ulaşamamaktır. bir gün ansızın gelir, içiniz ısınır, içten gülmeye başlarsınız. o an anlarsınız özlemenin ne demek olduğunu.
Özlemek; sevmektir ilk önce Çünkü sevmezsen özlemessinki delicesine. Özlemek; ağlamaktır... Akan her gozyaşında anıları anımsamaktır. Özlemek; uzaklara dalmaktır... Cok uzaklara... Özlemek; ümit etmektir... Hayal etmek başarmanın yarısıdır misali. Özlemek; sıkılmaktır... Bazen yalnızlığından, bazen ise etrafındaki gereksiz kalabalıktan. Özlemek; haykırmaktır... Sesin kısılırcasına özledim diye bağırmaktır. Özlemek; kızmaktır... Bazen özlemine neden olanlara, bazen ise kadere çaresizce. Özlemek; yanılmaktır... Gece yarısı kalktığında, herşeyin bir rüya olduğunu anladığında mesela. Özlemek; sabretmektir... Usanmadan şafağı gözlemektir.. Yılları, ayları, haftaları, günleri, saatleri, dakikaları hatta saniyeleri kovalamaktır. Özlemek; yaşamaktır... Yalnızlığa inat mucadele etmektir. Özlemek; kavuşmaktır Bir daha ayrılmayacasına... Hayal bile olsa.
yaşadığını, nefes aldığını hissetmektir özlemek..
hala içerlerde bir yerlerde ufacık da olsa önemseyen, hayata bağlı ve birşeylere değer veren bir çocuk yanının olduğunu gösterir çoğu kez. tam da herşeyden bıkmış, hiçbir şeyden zevk alamıyorken; bir renk, bir tat, sıklıkla bir kokuyla çıkar gelir eskilerden.. anılar, yaşanmışlıklar, kimi zaman sadece çocuksu umutlar.. ve belki giden sevgili, belki geçmişte geçirilen günler ya da sıradan ve eski bir oyuncak ayı özleniverir.
her yağmur damlasında tenini düşleyip
her çıkan ayazda ellerini özlemek
saçlarının duyulmadık kokusu
ve paylaşılmayan geceler..
özledim seni çocuk
seni çok özledim..
içinde bir sızıyla soluk almaya çalışıp, her defasında soluksuz kalmaktır. Bir şeyler hep eksik, bir şeyler hep beklemede ve bir şeyler hep ya zamana bırakılmış ya zamanda takılı kalmıştır. Hayat akmaya devam eder. Birileri yaşar bir yerlerde. Seninse için yaşamdan uzak gezer sahillerde. Oturursun kumsala ve bedeninle ruhunun nasıl olupta bu kadar birbirinden uzak düştüğüne şaşarsın. için acır ama beklemekten başka bir şey gelmez çoğu zaman elinden. Çünkü gelseydi bu kadar çok özlemek olmazdı.Şimdi bir özlem daha koklayacak belki ruhum ve özlemek acıdır bana, özlemek mutluluk ve heyecandır vuslat uğruna çekilen. Mavi suları izleyecek bedenim ve ruhum yine mavi sularda gezecek. Ama biri bir yerde diğeri ise ondan çok uzaklarda.