hissedilen yakıcı, yeri boş kalan, sızlatan bir özlem duygusu... ama nereye yöneldiği belli değil. belki boşluğa, belki hiçbir yere; belki de özlem duygusunun kendisine...
özlediğiniz kişi sizi siklemiyorsa mallıktır, enayiliktir. kimi özlüyorsunuz evladım, size en son bakışı ruhsuz ve donuk iki gözden ibaret kişiyi mi? peh.
özlemek aranızda 320 km olmasına rağmen onun üşüyen ellerini merak etmek, özlemek o uyurken duygularınızı paylaşmak, özlemek onun iyiliği için herşeyi yapabilmektir.
bir daha hiçbir zaman göremeyeceğiniz birine duyduğunuz, en acı olandır. sonra, istediğiniz zaman sesini duyabileceğiniz, görebileceğiniz birine özledim demek çok zor gelir insana.
kişinin burnunun direğini sızlatan, en beter duygudur özlemek.
herşeyi özler insan
annenin yaptığı sıcak çorbayı
mahalledeki kömür kokusunu
eskiden yaşadığı şehri
çocukluğunu
ananenin sobasının kenarına kıvırıp uyumayı
saçlarını okşayan, sarıp sarmalayan, giden sevgiliyi
omzunda ağladığı o kadim dostu
...
rüyanızda size hala sarılıyor ve ellerinizden tutuyordur, rüya bittiğinde anlarsınız başka bir kılıkta size sarılıp elini tuttuğunu... rüya bitimi; özlemektir işte, bir saniye sonrası ise hayal kırıklığı...
özlemek; geçmişe ait değil, geleceğe ait bir eylemdir.
artık yok diye üzülmez, bir daha olmayacak diye üzülür insan.
Özlüyorum artık dört mevsim değil hayatım sadece sonbahar.
bazı günler alabildiğine fizyolojik seyreden bir durumdur. acıktığını sanırsın, gidip tıkınırsın ama koca lokma ağzındayken daha yarım saat önce yediğini fark edersin.'hmmmmmmmfff' diye boşaltırsın nefesini ve ağır bi leşe dönüşen lokmayı ağır ağır çiğneyerek kalkarsın masadan.
özlenilenin dönme ihtimali varsa, bu süre daha da uzuyor. ve bazen, somuta değil; soyuta duyuluyor bu eylem. yanındayken mutlu olduğu bir insanın; varlığını değil de; varlığından duyduğu sevinci, mutluluğu, huzuru özlüyor insan. çevrendeki insanların, sadece ihtiyaç duyduğun, o; özlediğin insanın kimliğine bürünmesini sağlıyor. evet, anlatıyorsun birilerine derdini. birileri seni dinliyor, mutlu olmanı istiyor. ama hiçbiri, o değil. özlenilen, değil. özlemekten yorulduğun, değil...
olmayanhalden bir resimlik an istemek. anlar bitmez. anla gelir anla gider. geldiğinde ırzına geçersin veya geçmezsin. ama durmaz. dursa özlemezsin zaten. itersin ki özleyesin. manyak değilsin, insansın. hem olsun hem olmasın istersin. anlaşılan ölür. an gelir ölürsün. özlenirsin. nasıl bir şey ise, işin içinde sen yoktur. resimden kovulmuşsun canım yahu, anla artık.
özlenen kişiye eskisi gibi içten sarılmanın ve mutluluk yaratacak bir kavuşma yaşamanın söz konusu dahi olmadığı zamanlarda üzüntüden başka hiçbir faydası bulunmayacak duygudur.
görülen ama belirsiz duran bir ışık gibidir. özlem çekenin gördüğü ama; açıkça gördüğü geçmişin aydınlığına, bir türlü göremediği şimdiden yayılan bir karanlık gibi...
aydınlık bir karanlıktır özlemek. ve karanlık bir aydınlık.