insanız işte. Ne yaşarsak yaşayalım kötü de olsa iyi de olsa özleriz bir şekilde. Yeri gelir kapımızın önündeki kediyi özleriz. Bazen köşe başında oturan teyzeyi özleriz. En kötüsü de o zamandaki mutluluğumuzu özleriz. Kendimizi özleriz. Şuan nefret ettiğimiz ne varsa gün gelir onu da özleriz.
sen gidince anladım bendeki yerini,
özlediğimde farkına vardım ne kadar sevdiğimi,
bendeki yerin, benden bile büyükmüş meğer...
boyu benden ve senden daha derin hasretler yaşadım,
sevda çukurlarında gece karanlığını yaşadım.
sen büyüttüm içimde,
senden daha büyük oldu sen 'li bir hece,
sen 3 harf ama anlatmak 29 harfe sığmıyor,
unutmaya çalıştıkça özlüyorum seni,
silmek istedikçe kazınıyorsun beynime,
ne tenler dolaştım seni unutayım diye,
ne gönüllerde yolculuklara çıktım unuturum belki diye,
hala gözüm geleceksin diye eşikte,
hala ya mesaj gelirse diye kıpır kıpır kalbim,
hala arayacak umutlarının baharında beynim,
ve ben unutmaya çalıştıkça özlüyorum seni,
bazen bir film hatırlatıyor seni bana,
bazen sarı saçlar,
bazen evinin önünden sebepsiz geçerken buluyorum kendimi,
aramayacağım yemileri ile kamçılıyorum ellerimi,
ve en çok gece kaşıyor hasretini,
geceleri karanlıkta daha bir iyi görüyorum seni,
sen diye bir dev yarattım ve gölgendeyim senin...
En eylemsiz gibi görünen eylem. Böyle kalbin ateşte döndürülerek pişirilmesi gibi bir his, etinin ızgara olması gibi. ilk zamanlar daha yoğun hissedilen yanma hissi zamanla yerini donuklaşmaya bırakıyor, kalp yeteri kadar piştiğinden olsa gerek. Velhasıl şiddeti değişir belki ama özlemekler baki.
Özlemek beklemektir. Beklediğinin yolunu gözlemektir. Herşeyde onu hatırlamak hep iyi anları tekrar yaşama isteğidir. Kötü anlar aklına geldiğinde bile olsun yanımda olsun da demektir. Özlemek geceleri uzun gündüzleri bulutludur. Özlemek kavuşacağının hayalini kurup uykuya yenik düşüp rüyada devam etmektir. Özlemek gelmeyecek biri için ise hüzün ritüelidir.
Bu da geçer diye diye diye geçecek olan duygu. ilk defa bir insana karşı gururumu kırıp özledim yazdım, oysa onun umrumda bile değilmişim. Şu saatten sonra onursuz bir duygudur benim için özlemek. Yuvadan sürülmüş erkek aslan gibi düşkün ve ölmeye mahkum bir duygudur. Ölene kadar dolaşsın dursun kalbimin içinde, erkek aslan nasıl dişlere mahkumsa yaşayabilmek için, özlem de sevgiliye hiç değilse bir umuda mahkum. Şimdi ne sevgili var ne de bir umut. Bu gün ölmezse yarın, yarın ölmezse öteki gün elbette ölecek bu düşkün ve onursuz duygu.