özgürce kölelik... kölelik hakkımızı kullanıyoruz.. bu yazıyı okuyorsunuz ve bu yazı bilgisayarınızın içinde. ayaklarınız yıllardır toprağa değmedi. yağmurdan kaçıyorsunuz çünkü hasta olmaktan korkuyorsunuz. hasta olursanız işe gidemez, borçlarınızı ödeyemezsiniz. okula gidemezseniz eğitiminiz yarım kalır ki bu kötü bir gelecek demektir değil mi?
"ben özgürüm!" diyebiliyor musunuz?
özgür değilsiniz. sadece zincirleriniz uzun.
bu sizin hatanız. atalarınızın yolundan gitmeyi reddettiniz ve "bizler modern insanlarız!" dediniz. ama bu köleliğiniz daha az yağmur yağmasına, buzulların erimesine, gezegenimizin ikliminin bozulmasına, araçlarınız için petrol savaşları çıkmasına ve daha binlerce olumsuz şeye neden oldu, olacak.
özgür değilsiniz!
borçlarınızla köleleştirildiniz. yağmur yağmıyor artık. yağsa bile felaketlere neden olacak kadar şiddetli yağıyor. artık rahatlayabilirsiniz. cep telefonlarınızla, msninizle vs. konuşmaya, marketleri adeta soymaya devam edebilirsiniz artık.
özgür değilsiniz!
özgür olmak bedel ödemeyi gerektirir çünkü!
özgür olsanız sudan çıkmış balığa dönersiniz!
özgür değilsiniz!
yaşamlarınıza kölesiniz!
yaşlanmadan ve pişmanlığınız anlamsızlaşmadan modern hayatın kıçına tekmeyi basın!
eğer evinizdeki televizyonu paramparça edemiyorsanız en azından uzak durun ondan, izlemeyin. internetinizi, cep telefonlarınızı, hormonlu meyvalarınızı, kimyasal boyalarla şirinleştirilmiş market ürünlerinizi terkedin.
özgürlük kurtlu elma yemektir bu yüzyılda
özgür değilsiniz!
dört mevsim kıpkırmızı, sulu yani hormonlu elmalar yediğiniz sürece de köle kalacaksınız!
şirketlere köle, devletlere, insan eliyle yapılma kanunlara
geçen akşam bir kemal sunal filmi vardı. "deli deli küpeli" filmi; hani akıl hastahanesinden kaçan iki kişi bir kasabaya geliyor ve kemal sunal'ın oynadığı karakter bir şekilde belediye başkanı oluyor ve bir sahnede diyor ki; "eğer kanunlar vatandaşın acı çekmesine neden oluyorsa o kanunu kaldırıyorum!"
özgürlük cebinizde para olunca yaşadığınız şey değildir. sizi ve beni böyle kandırdılar.
ilk insanlar avdan elleri boş dönünce avı iyi gitmiş diğerleri avlarını onlarla paylaşırdı.
biz modern insanlar kilit üzerine kilit vuruyoruz evlerimizin kapılarına
özgür değilsiniz!
kurtlu elmaya dönün!
yaşam kurtlu elmalarda!
yaşam birazı çürük görünen sebzelerde, yaşam üzerinize yağmur yağarken göğe bakıp şükretmekte...
kurtlu elmaya dönün!
gerçek insanlara dönün!
gerçek insanlar olun!
yüzünüzü doğaya dönün!
kurtlu elmalarla barışın!
makyaj yapmayan kadınlara aşık olun!
gerçek erkeklere aşık olun!
bebek gülüşlerine iman edin!
vantilatörlerle değil kelebek kanatlarıyla serinleyin!
tutkunuzla ısının!
gerçek insan olmayı hatırlayın!
o yani gerçek insan içinizde biryerde... o ölmedi, onun ruhunu değil bizzat kendini çağırabilirsiniz!
size gelecektir!
özgürlük son model bir arabayla hız yapmak değildir!
özgürlük çamurlu ayaklardır!
özgürlük dağınık saçlardır!
özgürlük ter kokmaktır!
özgürlük domatesi kendi bahçenizde yetiştirmektir!
internette yayınlanan haberlerdeki belgeleri uydurduğu iddia edilip acemi fotoşapçılarca * iftiraya uğrayan kişi. o itin hangi kardeşi neden evet demiş diye sormuş ve osman öcalan isimli katilin artık it sürüsünden dışlanmış bir kardeş olduğunu hatırlatınca pkk evetçi iddiası sahibi kişinin canını sıkmıştır. örgütün tüm yayuın organları ve uzantısı parti evet karşıtı iken o kişide diyecek laf kalmaması normaldir. *
edit: fotoşap ifadesindeki detayı anlamayanlar olmuş. ingilizce özel isimleri okunduğu gibi yazma huyum yoktur. gerçek adını yazmak istesem asla fotoşop yazmazdım.
ayrıca fotoşap diye de okunur. buyrun dinleyin, öğrenin.
o da belge bu da belge.
istesek daha iyilerini mühürlü olanlarını dahi yapabiliriz değil mi?
neyse,
size laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor azizim.
hele ki apo'nun kardeşleri "evet" deyin diyor deyince hangi kardeşleri diye sormadın mı?
diyecek lafım kalmadı daha...
kemalizmle flört edip ergenekonculara dolaylı methiyeler dizen, farklı görüşleri ifade eden sol grupların demokratik panellerine yumurta ve boya yağdıran çakma komünistlerin aynası olmaya devam edecek site üyesidir. sosyal-faşistler bana faşist diyebilir bundan gocunmam. onlar herkese hakaret etmeyi seviyor zaten. insanları faşistlikle suçlamaları kendilerinin ve ağalarının faşizan tutumlarını örtbas içindir. yazdıklarım ortada. itirazı olan iddiaları çürütsün. sakın bana fırlatamadığınız için yumurta resmi linki yollamayın olur mu sosyal-faşist site üyeleri?
entrylerinde sık sık (bkz: entry nick uyumunu) nu aklıma getiren, yazdığı her şeyin altına bu bakınızı verme isteği doğuran, fikri neyse zikri de o olan derviş.
(bkz: #9033311)tkp,ödp,emep ve halkevleri'ne ergenekon kuklası,faşist diyen bünye.yakında tayyip erdoğan mahir çayan'dan daha büyük solcudur gibi bir entry girerse şaşırmayacağım kişilik.sanırsam özgürlüğü akp'nin vatanı satma özgürlüğü olarak algılıyor bu bünye.
beşinci nesil yazar. bu sıralar kaliteli entrylerine sık sık rastlıyorum. nick altının boş olması sanırım uludagsozluk' un başlık yönlendirmeleri ile alakalı.
ulusalcı-kemalist söylemler takınan çakma komünistlerin (tkp) tutarsızlıklarını ortaya koyduğunda kendsine cevap veremyenlerin hakaretlerle karşılığa yeltendikleri ve de gelip nickaltı kusmuk moduna geçtikleri üyedir. ne olursa olsun ergenekon destekçiliğinden muzdarip ulusalcı-komünistlerle eğlenmeye devam edecektir.
özgürlük; seçim yapmanız gerektiğinde baskı altında kalmadan hangi tarafa gideceğinizi seçmekten ibarettir. seçimizi yaptıktan sonra özgürlüğünüz biter. seçtiğiniz yolun kıvrımlarına, inişine,yokuşuna,kasisine ve çukurlarına göre yaşamak zorunda kalırsınız.
tkp'yi ulusalcı,askerci şucu bucu ilan eden sözlük canlısı.
faşist memlekette özgürlük anca faşizmde özgürlük oluyor. öyle olanların da komünizmi ve dahi türkiye komünist partisi ni algılamaları elbette ki hayaldir.
özgürlük;
yüzünü güneşe dönmektir,
rüzgara karşı durmaktır,
bir olmaktır,
tüm renkleri sevmektir,
engellere karşı koymaktır,
hür ve tek olmaktır,
ve mücadele etmektir..