net bir tanımı yok. veya, tanımı göreceli demeliyim.
camus, felsefenin temel uğraşının; hayatın yaşamaya değer olup olmadığının, diğer bir açıdan intiharın gerekli olup olmadığının sorusuna cevap aramak olması gerektiğini düşünür.
bense, özgürlük kavramını intihar kavramının üstünde görüyorum.
özgür olup olmadığımız, eğer özgürsek özgürlüğümüzün neleri kapsadığı ve benzer sorular... bunlar, bana kalırsa, intihar konusuna göre üzerinde daha fazla düşünülebilecek konular.
Türkiye'de olmayan şeydir. Özgürlük, hiçbir sorumluluk almama hali değildir aksine sorumlulukları bilinçli yerine getirme olgusudur kanımca. Bu bilinçli yerine getirme konusunda gerek din gerek toplum gerek de ailenin baskıları özgür bir ülke olmadigimizin kanıtıdır.
Özgür olmak, bir kere, eğer bir tanımsa tanıma bağlı kalarak duruma ayak uydurmaktır. Özgür olmak, dilediğini yapmaksa, boşa debelenme koçum, zira kurguladığın dilekler, etkisi altındadır içinde bulunduğun anı oluşturan durumların. Tamam, de hele, hayal dünyamda özgürüm diye, bi siktir git lan oradan, ama dur çok uzaklaşma, hayal dünyanı oluşturan kavramlardan... *
gerçi fiil olarak görülmesi de ayrı bir mantık hatasıdır ama başlığa sadık kalalım.
özgürlük serbestlik, sınırlandırılamayış manasındadır. kişi ne sınırlandırılmışlıklarını tam olarak kavrayabilir ne kapasitesini zorlayabilir. kişinin özgürlüğü başta benliğiyle sınırlandırılmıştır. çevresel faktörler anlamında nedenselliğe mahkumdur. nedensellik bir bağımlılığın göstergesidir. nedenlerin olduğu yerde özgürlük yoktur.
bardakta su değildir ki yarısı dolu olsun. ya özgürsündür ya değil.
ki değilsindir. günümüzde kimse özgür değil. belki dünyayı yöneten bir avuç orospu çocuğu... önemli olan kendini özgür sanıp sanmadığındır. yaşadığın şeyin sanrı olduğunu bilip bilmediğin...