allahın suyu bile paralıyken ne özgürlüğünden bahsedebiliriz ki? insanlar ırklara bölünmü$se, dilleri ba$ka, sınırları ba$kaysa ne özgürlüğü la bu? olsa olsa ya ba da ba du.
ne komünizm ne demokrasi ne monarşi ne de başka bir sistemin insan'a sağlayabileceği bir şeydir. özgürlük insan aklının sınırlarıyla belirlenir. özgürlük egemenliğin kayıtsız şartsız halka olması olmadığı gibi proleteryanın da zincirlerinden kurtulması da değildir. özgürlük varolan insanın kendi kafesidir bir özgürlükten diğerine at koşturuz ama hiçbirisi yetmez özgürlük uçsuz bucaksız bir kafestir adım attıkça genişleyen. hasılı özgürlük bir çeşit mahkumiyettir, anlamsız, sınırsız ve merak edilen. şimdilik ufak özgürlük oyunlarıyla oynamaya devam...
allah'ın yarattığı fıtrata göre yaşamaktır. denildiği gibi her istediğini, arzuladığını, nefsine hoş geleni yapmak değildir, ki bu 'hayvan' olmaktır. her istediğini yapabilecek tek merci Allah'tır. dolayısıyla insanlar Allah'a yakın olduğu ölçüde, onun yarattığı fıtrata göre yaşadığı sürece özgürdür.
isteklerine/arzularına/tutkularına göre yaşayan birinin özgür olması mümkün değildir. bilakis bu özgürlük değil, mahkumiyettir. çünkü insanın her istediğini/arzuladğını yapabilmesi mümkün değildir. yapabilecekleri sınırlıdır. ancak yine de sınırsız bir şeyin peşinden koşar. bu da onun kendine, nefsine olan bağlılığına sebep olur. sonuçta nefsinin esiri olur.
özgürlük 1919'dan başlar!...
çünkü; özgürlük karakterimizdir
özgürlük, kurtuluştan başlar
özgürlük, işgal altındaki vatanı kurtarmaktan başlar
özgürlük, ay yıldızın dalgalandığı yerden, başlar
özgürlük, devrimin başladığı yerden başlar
özgürlük, cumhuriyet altınının başladığı yerden başlar
özgürlük, vatanımza emeğimze sahip çıktığımız yerden başlar
özgürlük, hey özgürlük kim dur diyebilir ki sana bundan sonra!...
sadece şahıslarla sınırlı olmayan kavramdır. özgürlük günümüzde gerçek manasıyla olmayan bir kavramdır. çok dar bir özgürlüğe sahibiz. şuradan kalkıp kıçı kırık yunanistan'a gitmeye çalışalım bakalım elimizi kolumuzu sallaya sallaya gidebilir miyiz? gidemeyiz. e nerde amına koyim o zaman dünyayı istediğim gibi keşfetme özgürlüğüm? ben özgürüm diye caka satanlar ekonomik özgürlüklerini kazansınlar önce. bu zamanda gerçek manada özgür olmada hem ekonomik başımsızlığın hem de büyük sınırları kaldırabilecek ciddi statülerin önemi büyüktür. onlar elde edilince bile bir yerde dur diyecek sınırlar çıkacaktır. insan, insan oldukça sınırlar var olacaktır. tam manasıyla özgürlüğe sahip olmak ölümde saklı olsa gerek. hayat bunu bize sağlayamadığına göre..
kime neye göre? ne zaman nerede? gibi soruların cevapları bu kavramın olgusunu değiştirir. özgürlük bir yerde tutsak olmaktır. mesela bir müslümana göre allaha kul olmak dünya zindanından kurtularak özgürlüğe kavuşmaktır. fakat teorik olarak bakıldığında allaha kul olmuş ona tüm benliği ile esir olmuştur.
işte özgürlük böyle bir şeydir. yerine zamanına göre değişir.
üzerine en çok konuşulan konuların başında gelmektedir. fakat bir görüş birliği sağlanamamıştır. ee tabi güzellik kötülük iyilik gibi göreceli olgulardan biridir. bence tamamiyle kişi hissettiği kadar özgürdür ve bu da hiçbir zaman yeterli olmayacaktır. hep daha özgür olmak isteyecektir ama bu noktada başkalarının özgürlüğünü kısıtlayacak raddeye gelmesi mümkündür.
klavye aracılığı ile sözlüğün azına sıçmanın ta kendisidir. yapan kişier gerçekten tebrik edilmelidir. yalnız bunun özgürlük mantığına ters olduğunu anladıklarında çok geç olmuş olabilir.