ödp'de ciddi değişimler yaşanmaktadır. bu değişim, aslında daha öncelerden başlayan fakat ufuk uras ve tayfasının partide istenmeyip ayrılması ile sonlanan süreçle birlikte kendini net bir şekilde göstermektedir. ufuk uras döneminin "öd partisi"ne karşılık günümüz ödp'si içindeki eski gelenekten gelen sağduyulu kesim gerçekleri görmeye başlamıştır.
bir avuç esp, atılım, birikim vs. gibi kürt mikromilliyetçiliğinden öteye gidemeyen tayfa ile ciddi ideolojik kopmalar yaşanmaktadır. bu doğru tutum sonucunda ödp ve bazı yöneticileri, bu tayfanın partizanları tarafından faşist damgası yemektedir.
zamanında mina urgan tarafından kurulmuş ve bir dinazorun anıları adlı kitabı okuduktan sonra oluşan mina urgan beğenisi sonrası farklı logoya da sahip olması nedeniyle 1999 genel ve yerel seçimlerinde, onlu yaşlarımda olmama rağmen desteklediğim partidir. zira seçim dolmuşu evimizin önünden her geçtiğinde sokağa çıkar, bisikletimin ziliyle eşlik ederdim. hatta şoför abi de bana bir adet bayrak hediye etme sözü verdi de, hala bekliyorum, gelmedi. barajın altında kalmıştık da neden herkes benim gördüğümü göremiyo, bu adamlar farklı renkler belli, anlamıyor diye üzülmüştüm. ama 2002 de renk olayı ak parti aştığında bazılarının benim gibi düşündüğünü anlamıştım, o ayrı.
referendum sonrası "yüzde 40 sol yüzde 60 sağ kemikleşmiş oy dağılımı yine gerçekleşti" minvalinde bir başlık atarak "muhafazakar olmayan ülkücüleri, kürt halkından iğrenen onları şehirlerinde görmek dahi istemeyen "kıyı şeridi ulusalcı faşistlerini" solcu sayması ile zeka seviyesini ortaya çıkartan bir gazeteye sahiptir.
ufuk uras döneminde solcu olsam desteklerdim dediğim parti. parti içi ayrışmadan sonra benim desteklediğim kesim, ayrılan kesim olmuştur malum olcağı üzre.
sözlükteki akp yalakası,solcu olmadığı halde burda sol adına laf söyleyen islamcı faşistleri,soros uşaklarını,tarikatçıları kızdırmış partidir.faşistlikle suçlanan bu parti bbp'li ve akp'li faşistler gibi hiçbir insanın kanına girmemiş,kuduz köpekler gibi işçilere saldırmamış,içki içenlere saldırmamış,konser basmamıştır.sol ve sosyalizm adına akp kuyrukçuluğu yapanları boyamışlardır.o yüzden faşist ilan edilmeleri normaldir.ödp'yi faşist ilan edenler bunları yaptılar;
(bkz: şemdinli)
(bkz: hrant dink cinayeti)
(bkz: ibrahim sevindik)
(bkz: kent a.ş işçilerine saldırı)
(bkz: 1 mayıs 2008)
(bkz: 1 mayıs 2009)
(bkz: tekel işçilerine saldırı)
(bkz: idil biret konseri nin basılması)
vs.
hakkaten bizleri faşistlikle suçlayanlar da sütten çıkmış ak kaşık.
faşizmi bilmeyen faşizan zihniyetli üyeleri ve kardeş sosyal-faşist oluşumlara mensup savunucları olan çakma özgürlükçiü parti. üstelik bu faşizan yaklaşımlar lider kadrolarından sempatizanlarına kadar bir bütün halinde sahiplenilmekte ve asla kınanmamaktakdır. kendilerini kaba kuvvete başvurmadan ifade etmekten aciz insanlara ne denmesi gerekiyorsa o ifadelerle anılmaya layıktırlar.
özgürlük ve değişim partisi olmamasından sebep reformist ve liberal değişimler karşısında devrimci ve sosyalist duruş gerçekleştirirler.
keza değişim değişim deyip ortalarda kendini yerden yere atanların tarih sahnesinin devrimci hareket bölümünden çat diye düştüklerine şahit olduk efenim bu referandum sürecinde. neymiş? oynak zeminler tehlikeliymiş. neymiş? değişim değişim diye kendini yırtarak türkiyenin liberalizasyon sürecine ve sermayenin küreselleşmesine katkı sağlamaktan başka bir şey yapmamış bu abiler, bundan sebep devrimci süreçten istifa etmişler ve belki de hiç dahil olmamışlardır.
1980 öncesinin en özgün ve en bu topraklara ait sesidir devrimci yol ve özgürlük ve dayanışma partisi aynı özgünlüğü korumaktadır.
sosyal-faşist ifadesinin tek yaptıkları sovyet-çin-arnavutluk modelleri arasında bölünme yaşayan sol cenahtaki karşıt gruplara küfretmek olan solculuk oyuncularının birbirlerine yaptıkları ucuz suçlama değil, sosyalizm adına faşizmin en koyu şeklini uygulayan ve farklı düşüncelerin demokratik olarak ifade edilmesine tahammül edemeyenleri ifade ettiğinden bihaber, 80 öncesi klişe suçlamalar jargonunda düşünenlerin takıldığı oluşum.
adında özgürlük olan ve kendisini sosyalist sanan bir grup demokratik bir şekilde görüşleri ifade özgürlüğüne bile katlanamıyorsa sadece bir sosyal-faşist olur. 12 eylül öncesi klişe sloganlarla farklı düşüncelere sahip insanları suçlayıp onlara faşizan saldırılar düzenleyenlerin elbette 12 eylül anyasasına sahip çıkmaları ve değişimi reddetmeleri de normaldir.
sosyal faşist kelimesinin anlamını bilmeyenlerce hakkında atılıp tutulan devrimci partidir.
ayrıca, roni'yi yeşile boyadıkları kadar renkli eylemler ile yetmez ama evet diyen çakma sosyalistlere en azından sosyalist adını kullanmalarından mütevellit hesap sormuşlardır.
faşist bir darbenin anayasasını değişmesi elbette ki tek arzudur. ama devrimciler ancak ve ancak devrim sürecinde anayasa yaparlar. devrim sürecinde miyiz? hayır.. o vakit bir anayasanın maddeleri güzel amaaaa diyerek evetlenmesi liberalizme ve reformizme kayış demektir.
peki neden hayır dedi bu parti referandum da? çünkü her yapılan yeni anayasa halkın daha da ezilmesi anlamına gelir. ve özgürlük ve dayanışma partisinin sahiplenmiş olduğu devrimci yol geleneği, 1980 anaysasının muhatabıdır. bundan sebep hayır demişlerdir.
önce açıp sosyal faşistin anlamını okumak gerekmektedir belki de ne dersin ha? sonra da sana devrimci yol toplu yazıları öneriyorum. ama bunları okumadan önce cin ali serisinden başlıyorum tamam mı?
Oy kullanma yaşına yaklaşan internet gençlerinin desteğini alan partilerdendir.bu ve bunun gibi baraj altı partileri çoğalmaya devam ederse oyların bölünüp tek başına iktidarlık sisteminin tarih olacağı su götürmez bir gerçektir
uzun zaman içinde bulunduğum ancak zamanla aykırı seslerin partiden bir şekilde şutlanıp , beton (kafa olarak da) gibi kalan partidir. dev-yol geleneginden gelenler kaldı diyorlarsa ben de o gelenekten gelmiştim , kalanlar bence özgürlüğün , aykırı olmanın sıkıntısından bıkıp kendini ulusalcılığın , kemalizmin,akp düşmanlığının sıcak kucağına atmayı tercih edenlerdir.yazık olmuştur , iyi bir proje boka sarmıştır.
kendilerine karşıt görüştekilere fırlatılmak üzere 7/24 ceplerinde yumurta, çantalarında yağlıboya ile gezen fanatik üyeleri olan oluşum. tipik bir sosyal-faşist tiplemesi olan kişilerin rağbet ettiği gruptur. halkevleri vb. diğer sosyal-faşistlerle yumurtanın tek sarılı mı çift sarılı mı olması gerektiği veya boyanın rengi gibi çok temel sosyalist teori konularında ayrışmış olsalar da hepsi sonuçta aynı faşizan yöntemlerle karşıt görüştekileri sindirmeye çalışırlar. genelde de kendilerine ülkücü dayağı gibi sağlam bir karşılık alamayacakları nispeten güçsüz hedefler seçerler.
referandumda hayır oyu verecek olanları darbeci,postal yalayıcısı diye niteleyen tayyip erdoğan ve yalakalarından daha demokrat olan sol parti.
edit:noldu len zorunuza mı gitti tayyip'çiler?
tkplilere neden kızıl faşist dediklerini bir türlü bir üyesinden öğrenemedigim partidir. Ayrıca ufuk uras varken bilinirlikleri daha yukarıdaydi sanki.
görüşlerini beğenmediği kişilere genellikle yumurta ve boya fırlatarak kendisini ifade eden topluluktur. özgürlükten anladıkları budur. mevcut haliyle tümü olmasa bile çoğunluğu bildiğiniz sosyal-faşistlerden oluşur.
belki hiçbir zaman iktidar olamayacak,bununla beraber çiftçiye ananı da al git demeyecek,tekel işçilerini ankara'nın soğuğunda mahvolmaya mecbur bırakmayacak onurlu bir partidir.genel başkanı alper taş'tır.