kelime cambazı büyük üstad. bir hamur yoğurur gibi oynar kelimelerle, şiirin dahisidir. türk dil kurallarına isyan edercesine kendi üslubu ile yazar, "geliyorum" demez "geleyorum" der. sevgi, aşk gibi konuları ele almış olsada özellikle son dönem eserleri yalnızlık ve kaçış üzerinedir. ortaköy'deki kahvesinde duvarda bulunan saatinde akrep ve yelkovan bulunmaz.
bir bakmışsın saat üç
bir bakmışsın hiç
fazla söze gerek yok sanırım, çok çok büyük üstad.
özdemir asaf, bundan neredeyse 10 sene önce, lisedeki edebiyat öğretmeninin üstünde bu kadar durmasına anlam veremediğim saçma bir şairdi benim için. dikkat bile etmezdim ne söylemek istediğine. aptalca kelime oyunları görürdüm sadece.
yıllar sonra, tesadüfen rastladığım bazı şiirlerinde kendi düşüncelerimden izler görünce sevdim şiirlerini ve bu noktadan dalıp anlamaya başladım özdemir asaf'ı. anladım ki lise seviyesine ağır gelen bir şairmiş. şiirinin yanında düşüncesiyle de kıvrılmış benim tozunu yeni attığım yollardan. yeri geldi rehber oldu, yeri geldi damdan düşenin halinden anlayan oldu. iade-i itibar ettim kendisine, kendimde. meğer edebiyatçı haklıymış asaf'a sardırmakta.
meğer baba adammış özdemir asaf, ben geç uyanmışım olaya...
seni gördüm, gördüğümü sanmayorum.
seni buldum, bulduğumu sanmayorum. seni aradım. seni düşündüm.
sen olacak mıydın. olur muydun.
seni oldursaydım sen ona uymazdın.
sen olsaydın, sen ona uymazdın.
sonunda her şey senin için oldu. sana oldu.
senden bana olan şey, senden başka her şeydi.
anladım iki sen vardın. sende iki sen vardın kendin için.
bende iki sen vardı. biri sendeki iki sen. biri bendeki sen.
ben bunu anlayabilirdim ancak. onun için düşündüm.
düşünmez olaydım. seni bulaydım.
ya da, seni bulduğumu sanaydım.
o zaman sen banaydın. ben sanaydım
güler, gülümser bir şakacı,
güldürür,düşündürür,
arada-bir durur, gözleri dalar,
neler söyler, neler susar.
yoksa, çok acı bir şakayı
şakadan da olsa,
çok yalın bir karanlığa mı saklar.
oynadığı oyunsa,
yaşamda oynadığı,
oyununu mu yaşar.
oyunda yaşadığı,
yaşamını mı oynar.
yaşarcasına, oynarcasına.
öyküler anlatır olmuşcasına,
sonunu mutlu bağlar,
gider evinde ağlar.
iki ruhun birbirlerini hep kapısından az önce çıktıkları yerlerde araması, hep birbirlerine geç kalması ama aramaktan hiç vazgeçmemelerinin şairidir.o hep kapanan kapıların seslerindedir.
ironi, özlü söz ve bilmece havası şiirlerinin vazgeçilmezleridir. duygu, lirizm yok olmuş ama akıl ön plandadır. halk şiirinden yararlanmıştır. şiirlerinde amaç okuyucuyu şaşırtmadır ki; bu modern şiirin getirisidir. öyle bir üslubu vardır ki; ona ait olmayan bir şiiri hemen diğerlerinden ayırabilirsiniz. fakat sürekli vecizeye benzer şiirler yazması, şiirin kalıplarından uzaklaşmasına neden olmuştur.
o gece ben olmayacağım .
utancımdan bakamadığım aynalarda
güldüğünüzü görecek
anlayacaksınız .
her gece birinin olmadığı gecedir .
gecelerinizi karıştıracak gitgide
olmayanlarınızın çoğalması .
benim olmadığımı duyduğunuz bir gece
korkacaksınız .
şimdiden düşünüyorum son kalanımızı
son gidenimizin bu gecesinde .
ama bir gece olacak, ortalarda bir gece.
içinde siz de olmayacaksınız,
ayrıca.