Basit kelime oyunlarıyla liseli genç şairlerin şiirlerine benzer eserleri olan kişidir kanımca. Liseli şairlerden tek farkı yaşınında verdiği olgunlukla şiirlerine anlam katmasıdır. Fakat şiirde her ne kadar anlam olsa da kelimelerin ahengi daha önemlidir. Özdemir Asaf ise sen beni gördün, ben senin görgüm, görüştük, görüldük gibi saçma, basit, hatta çocukça kelimlere başvurmuş az biraz da anlamla nasıl olduysa bu üne kavuşmuştur.
Örneğin: Ona seni anlattı,sana onu anlattı..
Başı ona anlattı,sana sonu anlattı..
Yarım yarım yaşayan darmadağın evlere
Birin ne kadar bütün olduğunu anlattı.
Ya ben bu şiiri anlamıyacak kadar basit zekaya sahibim ya da Özdemir Asaf da birçok şair gibi ıssız sanatçı'yı ya da anlaşılmayan sanatçıyı oynamıştır.
önce bir dize ile geldi. okudum, okudum şaşırdım.
anlamadan, anladım. anladığımı anlamadığımı da anladım.
anlam nedir anlamadan anladım.
bir gün bir kapı açıldı. aşk geldi.
anladım ki anlamı anladığımda gelir bu aşk!
şimdi evimdesin, sen, aşk ve anlam.
bu kadar mı basitti? ya da bu kadar mı ulaşılmaz?
hep her yerde idin ama şimdi tam özgür.
her şeyin bir zamanı var anlamadan anladım.
ne demek gerek çok?
iyi ki varsın olmakta..
Bütün aşkların kitabı elinde
Sevilmemiş yinlerin balosuna gitti.
Öylesine kalabalıktı ki,
Sevdiğini anlamadı.
Bütün kapıların anahtarı elinde
Öpülmemiş dudakların balosuna gitti.
Öyle aydınlıktı ki,
Öptüğünü anlamadı.
Işıklarla örtünmüştü çıplaklık,
Renklere uzandı susamış,
Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.
Gözleri yaşamıyordu artık.
Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.
Elleri aranıyor tutamıyordu.
Elleri, elleriydi kurtaracak,
Artık yaşamıyordu.
Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık,
Aldıkça alan.
Bir yanda giden bir noktaydı karanlık,
Ellerinde başlayan, gözlerinde biten.
Bağırdı, kan gibi aktı sesi,
Aşamadı dişinin duvarından.
Elinde bütün aşkların kitabı,
Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından.
Elinde bütün kapıların anahtarı,
Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı...
Varamadı.
Ora öyle karanlıktı ki.
Öldüğünü anlamadı.
Tükenen sevilerin alışkanlıklarında,
Gittikçe donuklaşan ışıklar yanıp söner.
Karanlığı emzirir yığın-yığın gölgeler,
Can ateşi soluk göz-bebeklerine tüner.
Bir sure kanat çarpar artık yorulmuş bir kuş,
inişinin kararan havalarından düşer.
Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.
Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.
Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.
Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
Bir şiir bir geceye değer,
Bir şiir bir uykuya değer,
Bir şiir bir uyanmaya değer,
Bir şiir bir sigaraya değer,
Bir şiir bir rakıya değer,
Bir şiir bir şarkıya değer,
Bir şiir bir türküye değer,
Bir şiir bir ağrıya değer,
Diye-diye..
Meğer.
Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O gecen ben değildim.
Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.
Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
Bunu bilen ben değildim.
Bir kitap okuyordun dalgın..
içinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..
kendi döneminde, meslektaşları tarafından hep küçük görülen şairdir. onun şiirleri basit, kelime yoğunluğu bakımından yetersiz ve sıradan bulunmuşlardır. onu bu şekilde niteleyen şairler, özdemir asaf'ın halk tarafından beğenilmesini ise yazdığı şiirlerin basitliği ve kolay anlaşılırlığı ile açıklamışlardır.
değeri yeni yeni anlaşılmaktadır.
- seni yitirmek istemem . senın benım olmanı bu yüzden istemiyorum.
aptaldır bu.
- beni yitirmeni istemem. senin olmak istemiyorum bu yüzden.
bu aptal bile değil.