şiirlerindeki kelime oyunlarını, felsefesini geçiyorum, bana kalırsa en güzel özelliği; çağdaşları gibi siyasi görüşleri sayesinde değil, sanatıyla, şiirleriyle gerçek bir hayran kitlesinin olmasıdır. sağcısı solcusu sahiplenmez onu, şiir seven sever.
aylar yıllar kendinizi tanımlayan bir cümle ararsınız,bulamazsınız,kafayı yersiniz.bu adam bir anda karşınıza bir şiir,bir mısra,bir dörtlük birşeyler fırlatıverir,ve bulursunuz kendinizi.
"yalnız,
kendisini
hiç yalnız bırakmaz
hep yanıbaşındadır kendisinin
yalnız
kendisine hep yalan söyler
doğru sansın diye,
aldatmak için kendisini
ama inanmaz doğruluğuna
o gene
yalan sanır hep"
bir çocuk doğdu, bendim.
sıraya girdim insanlar içinde.
alay bayrak büyüdüm
odalar, sofalar içinde.
bir ayna doğdu, gördüm.
sıraya girdi aynalar içinde.
isime geldi, aldım,
çarşılar, pazarlar içinde.
bunca yıl yüzüne baktım.
kendisini asmadı
olanlar içinde.
bir sabah uyandım,
duruyordu karşımda
düşmancasına,
bir cam,
aldanmış,
kendini ayna sanmış...
"bugüne gelinceye dek hiç sevmedinse kendi üzerinde bir kez yanılmışsın demektir. eğer bir kez sevdinse iki." sözünü söylemiş, şiirlerini beğendiğim nadide kişilik.
"bir şey kaldı gecelerden birinde senden. öncesinde bilinmemiş birşey, silinmez bir ses gibi giden.. kelimelerden büyük, kelimelerin içinde, bir şey kaldı senden yaşamalar'ın arasında kaçamaklı. veriliş rengi başka, alınış rengi başka.. söylemeye vakit kalmadan dudakların altına bırakılmış bir şey. karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta.. gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı. bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden, bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz.. seninle dolu, seninle sensiz bir şey.. arandıkça bulunmamış yıllar yılı, bulundukça aramaklı." özdemir asaf
şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde..
şimdi bütün susmalar bir odanın içinde..
anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar,
önce sakladıkları, bir adamın içinde.