Bu kadar acı içinde bu osman nasıl normal kalabilir anlamıyorum. Şu dizide tek acıdığım kişi Osman dır. Nasıl bir aşk yaşıyor çocuk taktire şayan dır. Mimik ve hareketleriyle herkesin favorisi.*
Çemile'nin alayı ve o anki mimikleriyle akıllara durgunluk veren dizi.
Körolin' in para toplama sahnesiyle de kulaklara zarar veren dizi. O ses nasıl çıktı canım senden?
Erim erim eridi icimin yaglari. oh sefam olsun. derdim ki düşene nasıl acınmaz böylesine acınmaz. ilk sezon nasıl ağladımsa şimdi öyle bir cıkar ki sefası. daha dur carolıne bunlar iyi günlerin.amma kinlenmişim.
#10295817 entry'de eski sezonun temennileri varıdı... kimisi tutmuş kimisi tutmamış...
her ne olursa olsun, geçen gün çüküme baktım da, ali'den daha dik duruyor...
orospu çocuğu ali... hiçbir hâlin seni sevimli göstermeye yetmiyor. ekber sana tecavüz etmeden sönmez içimin yangını...
gerçek hayatta görmiyim. rol mol demem, tepe taklak dalarım sana. piç...
"20. 09. 2011 yayın tarihli bölümünde, ali evde baygındır. bunu gören cemile, ali yi hastaneye kaldırması için mete yi çağırır. mete eski evlerine gelir ve annesini ön kapıda bulur. mete gider kapıyı çalar, ali içerde baygın olduğu için doğal olarak kapıyı açamaz. bunun üzerine cemile arka kapıdan girdiklerini, ali nin de orada olduğunu söyler. şimdi bu cemile niye mete nin kapıyı çalmasını izlemek yerine, mete ye arka kapıdan girebileceklerini önceden söylememiştir? " diye sorulabilecek, mantık hatalı dizidir.
birinci sezondaki kaliteli dizi gitmiş yerine dandik bir dizi gelmiş. geçen gazetede yapımcı şirketler ilk sezon para harcarlar ikinci sezon para kazanırlar yazıyordu. demek ki bu dizi de para kazanma faslına geçmiş.
43. bölümün fragmanları çıkmış, soner aylin'in eve gitmesini istiyor. Aylin de sert bir dille karşı çıkıyor. Aşk olsun sana soner. Tam toparlandın, aşkına sahip çıkarsın artık diyordum ki, sen yine kaçan hâllerine geri dönmüşsün. Ve sen aylin'cim; bu sefer durma. Çek restini, gerekirse soner'le görüşmeyi kes ama yeter ki o eve gitme, artık soner'in dediklerini yapma güzelim!
41. ve 42. bölümleri arka arkaya izlediğim dizimizin vurucu anları...
41'de osman'ın Jules Verne'den dem vurması dikkat çekicidir. Emin olun, bu yazarın romanlarıyla büyümüş çocukların hayal dünyası alabildiğince geniş, hayatı ve olayları sorgulamadaki yetenekleri-tespitleri, tartışmasız her daim birkaç adım öndedir.
''hayatım boyunca okudum, okumakla kalmadım yazdım da. Ama hayatımın hiçbir anında okuma-yazması teksas-tommiks sınırının üzerine çıkmamış insanların sahip olduğu özgüvene sahip olamadım. bu yaman çelişki hayatımın her anında paçama yapıştı ve ben en iyi bildiğim konularda bile adeta tanrısal bir yücegönüllülük ile geri çekildim, önceliği onlara verdim. Ve tabi bu bana duyarlı bir çocukluk, sıkıntılı bir gençlik ve dingin bir ortayaşlılık armağan etti. Pişmanlıklarla dolu bir ihtiyarlık beni beklemiyorsa, iyi bir hayat sürdüğüm söylenebilir''
42. bölümde cereyan eden incir olayları, beni benden aldı çocukluğuma götürdü, senaryo ekibine teşekkür ederim.
- şu incirlere bak be, löpçük gibi namussuzum.
- Yağlı-ballı valla.
- Hadi dalalım oğlum.
- iyice bakalım oğlum, lemi yakalarsa pataklar valla.
Olaylar gelişir, Osman icraatını gerçekleştirir. Evde cemile'den fırça yemek üzere olan Osman ''bu incirler incir ağaçlarının, lemi'nin değil ki, asıl hırsız lemi'' der ve...
''hiç farkında değildim ama kapitalizmin mülkiyet hukukunu yerle-bir etmiştim''
Evet, durmaksızın Osman üstünden bir şey anlatılmaya çalışılıyor. Anlayana.
Yine 42. bölümde ahmet'in Cengiz ile yaptığı tartışma ibretliktir...
Desteğini işçisinden, köylüsünden yani kısacası türk milletinden almayan Sovyet güdümlü sol hareket elbet başarısız olacak ve abd güdümlü bir darbe ile (1980) son bulacaktı. Çok acıdır.
42. bölümde ahmet, deniz gezmiş lerin strateji ve davranış hatalarını bir bir söyleyerek ne yapsalardı idam edilmez, işçilerle beraber güçlenerek gelirlerdi 80 darbesi olmazdı, akp'nin temeli oluşmazdı bir bir söylemiştir.
yok, bu sene olamayan dizidir. çok sıkılıyorum izlerken nerede 1.sezon, nerede 2.sezon. hele o kuzum diyen iğrenç kadın ve iğrenç ötesi garsonlu sahneler beni benden alıyor çok mu aradınız lan o tipleri.
bu ne rezalet. birilerinin bu dizileri dur demesi lazım artık. akşam millete bu gibi ensest dizileri izletiyorlar, sabah kadın programlarında görüyoruz aynı insanları.
rezalettten bir sahne:
aylin esas erkek'le öpüşüyor, aylin'in annesi bunları basıyor. meğer aylin esas erkeğin kardeşiyle evliymiş. anne tabi basıyor yaygarayı. bu ne rezalet. cevap hazır. ben aylin'i seviyorum falan. o seviyorum lafını o herifin münasip bir yerine sokmak lazım.
bende diyorum bu millet delirmiş gibi birbirini niye sikinden tavana asıyor, çok uzakta aramamak lazımmış meğer.
bu topraklarının insanıyla derdi olanların, türk insanının ailesine bağlılığını sarsmak için neler yapıyor daha önce okumuştum, şimdi şahidi oluyorum. bu tarz dizilerin isimlerini duyunca etimden et kopuyor yani o kadar üzülüyorum ya!
bulduğu kol düğmesine sıkı sıkıya bağlanıp, "aha delil, aha delil" diyerek kendisini kansere çare bulmuştan sayan kekoların kekosu bir karakteri, murat'ı hala öldürmeyen dizi. yemin ederim şiştim.
- ya benim gördüğümü murat görseydi? (cemile karcı, bilmemhangiay, 197?)
neeeeeeeeeeeeerdeeee o günler? merak etme cemile, sen görürsün, ali görür, mete, osman, hasefe hanım, hatta sizin eski evin ordaki esnaf bile görür ama murat görmez. hiç dert etme canım. bırak sevenler rahat rahat öpüşsün. ayrıca da kızının henüz halvet olmamasına bir sen bir de murat böyle üzülüyorsunuz asdfghj.
soner, her şey iyi hoş. yiğit adamsın, çıktın cemile'nin karşısına paaat pat söyledin de, bir şey eksikti: "cemile hanım, izninizle ben aylin'i kardeşimden boşatıp kendime alıcam. eğer izin vermezseniz murat'ı öldürtücem" demedin! ben sizdeki bu murat sevdasını anlamıyorum arkadaş. o tabak suratlı murat, koossskoca süleyman'a laf sokmaya filan çalışıyor, aylin'i iğneliyor, sana zaten artık abi demeyi bile bırakmış... daha ne?
mustafa, canım sen de birdenbire kıymete bindiğini fark ettin mi?
bu sabiye yeni sezonun ilk bölümünde herkes "amaan mustafa mı, pfft" diyerek yaklaşıyordu. hasefe hanım cemile'ye gönderme yapıyordu her çocuk melektir filan diye.. ee hacılar, ne oldu da şimdi sevmeye başladınız? osman köfteleri lööp löp löpletirken "babaaane mustafa ağlıyoo" diyordu, yanına gittiği bile yoktu, çocuğun tüm yükü zavallı hasefe hanım kadıncağızındaydı. bugün baktık ki osman mustafa'ya ce-ee filan yapıyor, oturmuş beraber oynuyorlar. cemile kucağından indirmiyor. hey gidi... caroline dönünce ailecek hırs yapıp "haaaayııır bizi daha çok sevmeliii" yarışına mı girdiniz naptınız?
caroline, bugün aldığın ayarların haddi hesabı yok. allah seni inandırsın seni izlerken bir eğlendim, bir eğlendim...
ahahah hala neyin intikamını alacaksın merak içerisindeyim. "ben o şifonyerimi çok seviyodum, ali onu sattı. cemile yüzünden. intikam alıcam hıhı". evet caroline, sen önce şimdi o atölyeyi pirüpak ediyorsun, sonra gidip mustafa'yı pencereden görebilirsin.
gülden, canım ben senin kadar hazıra konmacı bir insan evladı daha görmedim. bulmuşsun iki tane apti çocuk, boyna teksas tommiks anlattırıyorsun. az kıçını kır da otur kendin oku. arif'in birlikte televizyon izleme teklifine de saçınla oynayarak "hıhıııı oluuur" demenden belli zaten senin selametin.
hakan, senin zeka özürlü olduğun şimdiye kadar nasıl bu kadar başarılı bir şekilde gizlendi, şaşırdım gerçekten.
- ya berrin ben sen mutlu ol diye annenin iş teklifini kabul ediyorum, sen illa bu über mutluluğumuzu bozuyorsun. ya o kadaaaar iş teklifi arasından tuttum annenin teklifini kabul ettim, senin için. bak hala telefonlarım çalıyor zırıl zırıl. milleti geri çevirmekten sıkıldım berrin, paraya para demiyoruz biz zaten, sen neden çalışmak istiyosun ki şimdi? ayten'i mi kıskandın berrin? :/
son kısım çok da mantıksız değil ya neyse asdfghj. ama gelgelelim hakan, berrin senin etrafında dört dönüyormuş, senin için yanıp tutuşuyormuş, seninle evlendiği için dünyanın en mutlu kadını olduğunu düşünüyormuş rüyalarından çabucak uyanmazsan berrin'i kısa zaman sonra ahmet'le görüp, en çok murat denen prokaryot canlının yaşamasını istediğim bir anı sen yaşayacaksın canım. "berrin, seni azad ediyorum, istediğin yere git" dediğin anda evi barkı bırakıp aaaahmeeet diye yollara düşüverecek bir karın var, daha neyin kafasını yaşıyorsun hakan?
içimde inanılmaz bir şekilde hızla yeşeren bir "jale'nin ağzını burnunu dağıtma isteği" var. hala kuzum diyor, ondan.
cemile, senin sipaliler tehlikede bebişim. hem hakan'ın babası, hem de sevgiye aç selma'nın o ne olduğu hala açıklanmayan müstakbel eşi yüzünden. iş dünyası böyle bir şey işte. parçala cemile.
ben böyle dürüst müdür görmedim olur mu olur sadece bu dizide .
şu cemilenin dolgu terliğini çikarın allah aşkına göze girdiği yetmiyor sadece terliğe bakar olduk .
