bu akşam tesadüfen ara ara seyrettiğim türk dizilerinden biridir.
sanırım 70'lerde geçiyor dizi. bir adam var kaptanmış adını unuttum ama onun eski karısı olduğunu anladığım bir kadın var adı cemile. cemile ismi o tarihlere uygun o yüzden kaldı aklımda zaten bir tek onun ismi aklımda, pek de güzel değildi ama önemli bir karakter sanırım dizide. bir genç vardı müzisyen galiba turuncu saçlı tuhaf bir genç ve onun şımarık yine turuncuya benzer saçı olan bir sevgilisi vardı, güzel kızdı ama ayrıldı ondan ayrı dünyaların insanıyız gibi bir şeyler söyledi. bir gece kulübü gibi bir yerde bir kız mandolin çalıyordu sonra o şımarık kız mandolini kırdı. turuncu saçlı çocuk da şımarık kızı dövmeye kalktı falan sonra patron mandolinin sahibi olan kızı işten kovunca turuncu saçlı çocuk da işten ayrıldı o arada çocuğun bir sürü arkadaşını gördüm herhalde çocuk o kulüpte şarkı söylüyordu o çocuklarla beraber. müzisyen olmalı ki mandolinin kırılmasına o yüzden çok kızmıştı. hisli çocuk, kesin müzisyendir o kulüpte.
sonra bir başka erkek ve kadın vardı.. onların isimlerini bilmiyorum erkek kıza neden başkasıyla evlendin falan diye bağırıp kızdı galiba eskiden bunlar da sevgiliydi. anladığım şey eski brezilya dizilerinin türk versiyonuydu bir sürü erkek kadın birbirlerini sevmiş sonra aldatmışlar ayrılık falan filan vardı.
en son sakat ama gururlu bir genç, bir kadını kaçırttı ama telefonda abisine o benim karım dedi..neden karısını kaçırttı anlamadım herhalde o kadın adam sakat kalınca sakat adamın abisine kaçtı ama sakat adam telefonda ağladı. bunun üstüne tv yi kapatım ne lan bunlar diyerek...
Evde mete diye naralar attık ailecek. O zengin ve şımarık kızın suratına karşı 'aptal mandolini kirdin lan' felan dedi ya, oh be. Kıza nazik nazik konuştukça sinir oluyordum. Hem birinin o baba parası yiyen kız musveddesine haddini bildirmesi gerekiyordu. Mete lan valla sende olmasan.
Zengin kız musveddesi: Cehenneme kadar yolun var.
Mete: Sen oraya benden daha önce gidersin.
"bir şey yaparız, değişiriz.
biri bir şey yapar, yine değişiriz.
yaşadığımız her an, bir önceki andan farklıdır.
o an geçtiğinde artık yeni bir zaman vardır.
..ve yeni bir insan olmuşuzdur.
bir ömür içine pek çok hayat sığdırırız.
sonra geriye dönüp bakarız ve sorarız.
bu ben miyim, bu hayat benim mi?
yanıtı basittir.
mete:mandolini kırdın lan!! LAN SEN MANDOLiNi KIRDIN!!!!
zengin ve şımarık kız:ne olcak kuzum benden değerli değil ya.
mete:KIRDIN LAN MANDOLiNi! TABii Ki SENDEN DAHA DEĞERLi O MANDOLiN! SEN KiMSiN LAN O MANDOLiN SENDEN DAHA DUYGULUDUR!!!
diyaloğu ve mete'nin yüz ifadesiyle beni gülme krizine sokmuş dizi.
Bu sezonun ikinci bölümünden itibaren beni aşırı sıkmaya başlayan diziydi. Çok sevdiğim bir dizi olduğu için hemen bırakamadım, ama önce bölük pörçük izledim; sonra tamamen izlemeyi bıraktım. Mesela dünkü bölümü izlemedim ve merak da etmiyorum. Sadece sözlük yorumlarını okuyorum.
Bu sezon diziyi eleştirenler şiddetsever ilan ediliyor. Hemen konuya açıklık getireyim; dizideki hemen hemen bütün karakterler çekiciliğini kaybetti. izlediğin zaman sana o duyguyu geçiremiyorlar. Dizi samimi ve sıcak havasını kaybetti. Bu diziyi en çok sevdiren unsur buydu kanımca. Senarist, çok farklı bir hikâye yaratmaktansa basite kaçarak abuk subuk bir hikâye yazmış. Sorarım size, kenan'ın yapacaklarını çok mu merak ediyorsunuz? Karakterler görsel açıdan bitti. Cemile'nin bu patroniçe halleri çok yapmacık. Aylin'in o güzelim saçları, asaleti gitti. Eskiden her bölüm sözlükte güzelliği övülen aylin, şimdi ezik bir görünüme bürünmüş. Ve en önemlisi; artık dizide heyecan yok. "geçen sene dramdan şikayetleniyordunuz, bakın işte bu sezon mutlular." diyenler var. Ama ben mutluluk göremiyorum. Tam tersi; her bölüm sıkıntıdan katlanamadığım karakterler izliyorum. Hemen hemen hepsi kendileriyle çelişiyorlar, aşırı yapmacıklar ve inandırıcılıklarını kaybettiler. Ha bir de ali kaptan'ın meleğe dönüştürülmesini(!) izlemek istemiyorum.
sayın ırmak : dizi tarihinde seyircisiyle atışa bilen bir senarist olmuştur
siteten ayrı yazdık ama burdan söylemezsem ölürüm
ister erik de ister kiraz
soner yerle yeksan tutkuyu kaybettin girme -dedik biz bilinmeyen yollara koybolursun böyle
inatla diyoruz erik .
gayet şık ve güzel dizidir. Bazı güzel görsel anlatımlar ve anlamlar saklıdır sahnelerde. Yönetmeni çok iyidir öyle bir çekmekte ve kurgulamaktadır ki neredeyse oyuncular konuşmasada olur. Görsel anlatımı hayranlık uyandırmaktadır.
nihayet murat'ın tez zamanda öleceğinin müjdesini veren dizi. nasıl sevinçliyim anlatamam.
arada bir "aha aha belim.. ay ay ay süleyman bi tıklattırıver kaldım gene" dedirtiyorlardı buna heyecan olsun diye, nanik yapar gibi. sonra yine murat efendi arabalarda aylin gözetliyor filan... artık murat'ın ölümünü beklemeyi bırakmıştım ciddi ciddi. ama allah'tan ümit kesilmemeliymiş hakikaten. bu saatten sonra tutup da o murat denen yaşam formunu tıp mucizesi yapmaya kalkarlarsa yemin ediyorum süleyman kapıma gelse izlemem.
ay cemileeeeeeee, ali orda hönkür hönkür duygusal birtakım zırvalıklar içinde bulunurken "beter ol kart zampara" diyemedin be kadın! kalkmış da aylin'e ders veriyor bir de. malak ali, o soner ve aylin aşkı senin caroline'in bacak boyu sevdana benzemez hey yavrum hey.. vicdan azabıyla geber.
Diziye ismini ilham veren güzel bir şarkıdır. Geçen sezon biraz burun kıvırdığım fakat yeni sezonda izlemeye başlayıp izleyicisi olduğum güzel bir dizi film. Şuan bunları yazarken ne gariptir ki bu diziyi izliyorum. Ve sinema kalitesinde çekilen ve oynanan nadir dizilerden biridir.
türk toplumunun temel dinamiklerini hedef alan dizi.
aldatan koca, hor görülen eş, kenar mahallede yetişen lakin çevresi züppelerle dolu çocuklar...
eşler boşanıyor, koca başkasıyla evleniyor, kadın da bir başka adamla evleniyor. kadın evleniyor ama mecbur kalıyor, kerhen evleniyor. yani boşanan kadının kendi rızasıyla bir gönül ilişkisi falan yaşadığı yok...olamaz da.
şimdi işler döndü dolaştı, ali kaptan ve cemile evlenecek.
iddia ediyorum, tekrar evlenecek ve türk aile yapısına ters düşmeyecekler.
aksi bir netice bekleyeniniz varsa hayal kırıklığına şimdiden hazırlansın.
kocanızın ufak kaçamaklarına göz yumun, dönüp dopaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır. kaptan da olsa, fabrikatör de olsa, sanayici de olsa, çöpçü de olsa sistem bu...
bakmayın siz öyle bir geçer zaman ki'deki ailenin çile çekiyormuş gibi görünmesine...
vallahi bilet alsalar yılbaşında hepsine ayrı ayrı milli piyango ikramiyesi vurur...
aylin, istanbul'un en zengin ailelerinden birine gelin gitti, şimdilerde ağabey ile kardeş arasında paylaşılamıyor.
berrin, eski bakanın oğlu ile evlendi.
mete, gazinocular kralının kızının gönlünü çeldi. cemile deseniz, holding sahibi balıkçı ile evlenip kocası öldükten sonra şirketlerin başına geçti.
minik osman'ın aşkından yanıp tutuştuğu sınıf arkadaşı da, eminim varlıklı bir ailenin kızı çıkacak!
eh sırada bir tek hasibe ana kaldı. ailenin şansı böyle devam ederse, ona da zengin bir talip çıkar diye düşünüyorum...
zamanla herkesin değiştiği ama osman ın bir türlü büyüyemediği dizi.
yıllar geçiyor... ablası evlenip çocuk sahibi oluyor ama osman hep aynı . *
osman diziden çıksa, 3-4 yaş büyük benzeri oyuncu bulmak zor olsa gerek , kim oynar aynı rolü ?