izlemiyorum diye çok mu şey kaybediyorum merak ettiren dizi.
sadece şu metenin korku filmlerinden fırlamış gibi kahkahalar attığı kısmı izledim ve metenin hangisi olduğunu o zaman anladım. hoş çocukmuş doğrusu. sonradan öğrendim ki beren saatle bir reklamda oynamışlar. ** bir de mühendislik okuyormuş mete. *
başrolünde ali kaptanın karısı rolündeki hatun her kimse bir an önce bir metal grubunda vokal yapmaya başlasın. scream ve brutal vokalleri muhteşem perfecto!
aras bulut'a bir kere daha hayran olmamı sağlamış mükemmel dizidir. o nasıl gülüştü aras? o nasıl bir manyaklıktır?
bir insan o hale nasıl gelir? ve nasıl toparlanır?
hayatında hiç yangın görmemiş senaristlerin saçmaladığı dizi. öyle bir yangında kimse boğulmadan kalamaz. hadi diyelim boğulmadın da nefes alamazsın, konuşamazsın. bunlar maşallah analı oğullu neredeyse hamlet'i oynayacaklardı o yangının içinde.
diğer saçmalamalar: polisin kapıyı zorlayıp durması, hadi diyelim ki kapı açılmadı, mete'nin akıl ettiğini kimsenin akıl edememesi.
sonra bi de psikopat mete babasına serenat yapıyor iki saat, adam öyle put gibi izliyor. sayko mete eline kibrit alıyor, baba iki adım öteden izliyor. kibriti yakıyor, baba hala izlemeye devam. sanki kapalıda kupa maçına gelmiş kombinesi ile. böyle bir rahatlık.
son tahlilde: duygu sömürüsünün dibine bir sürü mantık hataları ile vuran dizi.
edit: bir saçmalık daha; olay 1970'lerde geçiyor sanırım ve bütün mahalleli bu dramı izliyor. mümkün değil o devirde böyle bir şeyin olması. illa ki bir ahmet abi çıkardı eski mahallelerde. bu devrin kapitalist sığ mahalleleri mantığıyla yazılmış senaryo, çok yazık.