caroline bu eve gelecek dedi duydunuz mu? gerçekten dedi. ay kıyamam osmana. bahane arıyormuş pis adam. karizmatiksin diye her şeyi yapacağını sanıyor. cemile hapishanede dayak yesin o orda gününü gün etsin oh. içimi döktüm rahatladım.
ali'nin şerefsiz karolin'in kaltak olduğu dizi. ulan karın senin yüzünden hapislerde, çoluk çocuk perişan, sen hala uçkurunun derdindesin, karolinin şartları falan? ulan salak karoline desene şikayetini almazsan seni terk ederim diye, bak ne oluyor o zaman. ama sende nerde o yürek nerde o adamlık. sen anca bağır, çağır, vur, kır, dök. hem suçlu hem güçlü.
alt tarafı bir dizi neden bu kadar kastın demeyin, gerçek hayatta bunlardan çok var.
erkin koray'ın çok sevilesi parçalarından biridir. aynı zamanda yayınlandığı ilk bölümden beri gündemde olan bir diziye isim olmuştur. diziye laf yok oyunculuklar iyi kadro sağlam.
kanal d ekranlarında yayınlanmakta olan, izlendiği takdirde insanın sinir kat sayısını zıplatan, hopur hopur hoplatan tv dizisi.
ben hayatımda ali karakteri kadar bakınız; nankör,
bakınız; bencil
bakınız: yavşak, adi, beş para etmez bir insan daha görmedim şerefsizim.
caroline kadar da şırpıntısına denk gelmedim. ali bencil, caroline ondan daha bencil, daha umursamaz, vicdansız, kötü...
kadının kocasını elinden aldı, alır. yuvasını yıktı, yıkar. yetmiyormuş gibi bir de üstüne cemile'yi hapse tıktı, tıkar. ali gibi am delisi, siksen akıllanmayacak adamlar varoldukça bu karı her boku yer hocam. boşuna dememişler her iyiye bir kötü düşer diye. cemile...
bir de '' beaan nolacak'' diye kafa sikmiyor mu deli oluyorum. ben nolacak ben nolacak, daha ne olsun amına koyim. iki tane çakamıyor ağzına kimse şu karının.
mete'yi salacaksın üstüne bu tip karıların, yer misin yemez misin... ver allah ver.. eşşek dünya turundan dönene kadar.
bir adet orospu*bir adet şerefsiz*bir adet masum, evinin kadını olan, arında namusunda hayat yaşarken bi orospu ve şerefsiz kocası tarafından hayatı mahvedilen kadın*bir adet aklı başında büyük kız*bir adet aklı havada küçük kız*bir adet deli dolu büyük oğlan*bir adette aklı boyundan, büyük şerefsiz babası yüzünden; annesinden ayrı kalan, güzeller güzeli küçük oğlan*dan oluşan yürek burkan izlenesi dizi.
iki bölümdür seyrettiğim dizidir. seyretmemde yarım yamalak ancak bunda bile yüreğimi dağlamıştır. bu nasıl bir aile faciasıdır, bu nasıl odundan ve bir yerine düşkün babadır böyle. mete döve döve dize getirmeli bu ağacı. hele o osman yok mu,ah ki ne ah...
buradan senaristlere sesleniyorum. ağzıma sıçtınız rahat mısınız ?
ali kaptan, bildiğin hayvanın biraz hallicesi çıktı. o mandolini o çocuğa nasıl vurdun öyle öküz herif. son sahnede sen elinde mandolinin sapıyla caroline bu eve gelecek diye bağırıyordun ya, ben de sana bağırıyordum o sap kıçına girsin diye.
ulan cemile, boşanmaya he diyip de çıkınca hesaplaşsana adamla. yok yere oralarda klozet diplerinde çürüyeceksin.
bu müzik hocası da cıvır hallerle mete'ye veriyor gazı sonra da çocuk eli boş götü yaş dönüyor hayatına ya çok yıpranıyorum kendi içimde vallahi.
fon müziği olarak once upon a time in america'nın müziğini kullanmış, iyi de etmiş dizi. ennio morricone'nin bir itirazı olacağını sanmam, o bile osman'ın hatırını sayar.
pinokyo osmancığımın favorim olduğu dizidir...
bir de söylemeden geçemeyeceğim... caroline hastane odasında yatıyorken doktor yanında bir güruh ile gelir ve yarın çıkacaksın der... ali kazması yok mok bişeyler der ama doktor yer yok sırada kaç hasta bekliyor biliyor musun diye sorar ama caroline'in yanındaki yatak 2 haftadan beri boş...**
bu akşamki bölümüyle oha caroline, yuh ali dizisi olmuştur.
--spoiler--
-bu dizide mantık hatası aramamayı öğrendim bu gece. ayaklarımı uzatmış, elime uludağ limonatamı almış izliyordum. bomba patladı, işte berrin'i hastanede gördük falan, arkadaşıma dönüp, "show haber'e konu olacak bi sahne çekmişler yeeaa!" dedim böyle ağzımı yaya yaya. başlığı da hazır dedim, "bomba patladı, burnu bile kanamadı!". tam o anda ahmet'in arkadaşı patlayan şeyin ses bombası olduğunu söyledi. başımı öne eğdim, emeği geçenlerden özür diledim içimden.
-ahmet'in ali'ye başkaldırışı negzeldi ama. 'sen karılarla fingirdeş, bizim işlerimize aklın ermez bi bok anlamazsın' demek istedi içten içe.
-önce berrin sonra mete yatak odasının kapısını yumruklarken, ali'nin içerde çocuklarının resimlerine bakması falan.. of çok duygusal lan.
-o değil de, ne kapıymış arkadaş. o zamanlar sağlam yapıyorlardı herhal.
-mete'nin, babaannesini sofraya buyur edişi nasıl bir efendiliktir öyle.. ayağa kalkıp ceketini iliklemeler falan. kibar çocuk işte. hiç babasına çekmemiş.
-osman'ın ağlayışları yüreğimi dağlıyor. fena oluyorum. o gözler, o kızarıklık, o boncuk boncuk yaşlar.. of ulan. insanız biz de.
-hakan'a acıdım. nasıl da laf sokuyor zibidi. ama naparsın hakan, gönül bu. ha, ben zaten hiç istemem berrin'in seni kabul etmesini, amma, lakin ki ahmet'in o konuşmasından sonra berrin bir mallık yapar mı yapmaz mı bilemiyorum. defol git lan ortalığı bulandırma. pis.
-sanırım dönem dizileri içerisinde ilk defa 'solcu oğlanın aşkı'nı bu şekilde ele alan dizidir bu. evet ahmet'e iki tane çakasım gelmedi değil ama o zamanlarda çoğu, davam daha önemli diye aşkını kalbine gömermiş. ahmet de bunu simgeledi galiba. ya da ben ahmet'in bu davranışının açıklamasını bulamadım, kendi kendimi avutuyorum. yapmayacaktın bunu ahmet. git o kızın gönlünü al. hadi koçum.
-ne böyle mi olacaktı'lar, ne kara melek'ler izledim, caroline gibisini görmedim be. bu ne bencillik, bu ne içten pazarlıkçılık, bu ne iğrençlik lan. oha be. 'noolajaak ben' diyor da başka bir şey demiyor karı. ben ben ben.. o çemçük ağzını çamaşır mandalına sıkıştırasım geliyor yeminle. 'hemşiraaağ' diye diye öl inşallah. bir de yüzsüz. kendini güzelim eve atıverecek valla uyanık. ah cemile, garip cemile.
insanı her bölümde hüngür hüngür ağlatan dizi. televizyon izlemesinden nefret eden insanı bile kendilerine bağlayabilecek derecede kaliteli iş başarıyorlar, umarım bozmazlar.
lan ali lanet olasıca pisliği, mete satar satar o saati senin ne haddine lan, ne yüzle lan? o mandolinin sapı sana girsin it herif. çocuğun 2 kuruşluk zevki vardı her boka sıç. eksik kalma. aman.
karolin sürtüğü, adamın dilini boğazını öyle kuruturlar işte. çöllerde kalasın, susuz kalasın, götün çıksın karolin. hemşiraalar gebertsin seni. yüzsüz şırfıntı.
osmanım, yavrum, pörtlek gözüm. kurban olurum sana. insan bu çocuğu her gördüğünde sanki kendi çocuğuymuş gibi hisseder mi abi ekrada? alsam elime şöyle bi sevsem, yok doyamam. hele o süs havuzuna tek elini sokup oynaşırken "uyimicam bi daha hiç" deyişi yok mu, "uyuyunca hep birileri gidiyo, babam gidiyo annem gidiyo, bakıcam ben artık" bi türkiye'yi aşık ettin kendine gumbik osmanım. çiuv çiuv muzip gülüşlüm, bıdığım.
cemile.. her şeye rağmen, tüm tiksinçliklere rağmen o yüzüğü çıkartmadınya parmağından, donduk kaldık be kadın. aklımız gitti be kadın.
bi de,
derdimize yeni dert berrin - ahmet kavuşamamazlığı da eklendi. hadi bakalım.
bu hafta toplanıp seti basıp karolinin geri kalan kesilmeyen yerlerini parçalayıp, eşantiyon niyetine de ali'nin uçkurunu neşterleyip eline vermeliyiz. yapabiliriz aslında. evetevet.
dün akşam itibariyle yayınlanan bölümde iki tane devamlılık hatası dikkatimi çekmiş dizidir.
birincisi berrin'in bayıldığı sahne. yere düşerken biraz eteği açılan berrin'i kardeşleri yukarı çıkarken etekleri toplanmış olarak görürüz.
ikincisi yine berrin kantinde sürekli görüştüğü kız arkadaşıyla konuşurken önündeki kitaplar kendine dönüktür. Berrin masadan kalkarken kitapların yönü değişmiş, bu sefer tam tersi istikamate kameraya doğru dönük olmuştur.
tabi bunlar çok ufak hatalar ama göz de bunları yakalıyor işte. berrin'in planlarını çeken ekibin daha dikkatli olması lazım. sette çalışmak kolay değildir, yeri gelir 20 saat çalışırsın kesinilkle dinlenemezsin ama golün de nereden geleceğini bilemezsin.
osman rolünü oynayan çocuğu bu kadar ağlatmaları normal mi diye düşündüren dizi. yani bu çocuğun haklarını koruyan bir kurum filan yok mudur. yazık değil ya parmak kadar bebe her bölüm ağlıyor. ne olduğunun farkında mı. üzülüyorum her bölüm kendisiyle birlikte evcek ağlıyoruz. osman ağladı, ben ağladım, osman ağladı ben ağladım , bi ağladık bi ağladık.