filmde ya da dizide küçük detayları yakalamak çok önemlidir. bu dizide de bolca görüyoruz güzel, önemsenmemiş belki ama mühim detayları.
mesela üçüncü bölümün başında sofrada abisinin karısı, haddi olmadan boş konuşup bikbik ederken, ali nin abisini uyarıp kadınla muhatap olmaması güzeldi.
ayrıca sürekli okulumdan manzaralar görmek de çok güzel.
hayatınızda her şey yolunda mı gidiyor? bunalıma girmeye mi ihtiyacınız var? işte size fırsat. her salı gecesi oturun ve izleyin. hayata küsün. sadece fragmanlardan ve bugün izlediğim 5 dakikalık bir sahnede bile beni hayata küstürdü bu dizi.
bugünkü bölümündeki ilk sahnesinde olanlar yürek burkmuştur , can acıtmıştır . o sahnenin yıldızı sadece osman olmuştur , bir çocuk bu yaşta nasıl böyle mükemmel oynayabilir , nasıl içten ağlayabilir . kim eğittiyse helali hoş olsun .
Sırf Osman adlı karakterin mimiklerinden mukemmel oyunculugundan etkilendigim için izleyicisi oldugum dizidir. Tartışmasız dizinin en gerçekçi oynayan karakteridir.
ilk kez bugün zorla göz altından izlediğim dizi, osman rol yapmıyor ben onu anladım. hayatımda ilk defa böyle gerçekçi bi ağlama gördüm, bütün dinlediğm rock müzikler sagu oldu o an gözümde.
Dizi tarihinin belkide en dramatik sahnesini izlettirdi bana bu akşam. Babasını kendi yüzünden gittiğini zanneden bir çocuk ve onu geri döndürme çabası anca bu kadar başarılı anlatılabilirdi.
--spoiler--
Babam yine gitti. Babam bana kızdığı için gitti. Babamı çağırmaya gideceğim ben. Bırakın beni.
--spoiler--
Tabi bunları söylerken derin nefes almalar, gözyaşlarının yavaş yavaş gelmesi ve bırakın beni derken tamamen dökülen gözyaşları.
Günün sözü Cemile'den gelsin.
--spoiler--
Varlığı fark edilmeyen güzellik de kaybolup gidiyor. *
--spoiler--
gün itibariyle 3. bölümü yayınlanmış dizi. kesinlikle sezonun favori dizisidir.
--spoiler--
osman'ın ağlayışının gerçekliği,
mete'nin fark etmeden içinde bir ali yetiştirdiği,
berrin'in gizliden ve sessizce ilerleyen masumane aşkı,
ali'nin yaptığı şerefsizliklere rağmen acı çekişi,
aylin'in kendini bulmaya çalışırken yanlış sularda yüzmesi,
caroline'nin bir erkek uğruna bir kadının nasıl şeytanlaşabileceğini,
ve cemile'nin bir annenin kendinden önce evlatlarının acılarını dindirmek için kendisini sevmeyen bir adama hala kapısını açık tutmasını - ki ali zaman zaman kendisini aşşağlar - izlerken ben gözyaşlarımı tutmadım. çünkü ortada türkiye'de yaşanan gerçek dramlar var bu dizide. masumca... en basitinden mete'nin eteği almak için eve ayakkabısıyla girdiğinde berrin'in "her yere ayakkabıyla bastın" diye azarlaması hangi dizilerde gördük?
öyle bir geçer zaman ki gittikçe büyüyen bir dizi. tahminimce cemile caroline'i bıçaklamadı sadece o an hayalini kurdu. yine de 4. bölümü merakla bekliyorum.
--spoiler--
insanin psikolojisini yerle bir eden (aslinda "s" harfi ile baslayan o ayip sözcügü yapan) dizidir kendileri.
--spoiler--
- osman derim, baska da bir sey demem. nerden bulmuslar bu cocugu, daha önce neredeymis, niye oynatmamislar merak ediyorum. bu kadar tatli bir sey olamaz ya. bu kadar sevimli, bu kadar dogal bir oyunculuk da olamaz gercekten.
"baba sana kapiyi ben actim, herkes uyuyordu, geldigini ben duydum." mu desem bilmiyorum. sokakta uyudugu sahnede icimden koptu bir seyler, burnumu cekmeye basladim yine.
osman benim ya. ya da ben osman'im bilemedim. büyümeyi tarif ettikleri sahne neydi peki?
"bu farki anlamaya basladiginda büyüdügünü de anliyor insan. onun icin bir yanim cocuk kaldi belki de benim..."
- kavga sahnesi cok basariliydi. berrin'in ve mete'nin kendini kaybetmesi hele. cidden cok cok iyi yansitilmisti.
- osman ben seni cok seviyorum oglum.
- onun icin mi dogdugunda bir hafta yüzüne bakmadin?
mete'nin okuldaki kavga sahnesinde de tüylerim diken diken oldu. ince bir ayrintiydi aslinda. hepimizin ilk kahramanlari babalarimiz degil midir zaten? kimisi iyiyi örnek almak zorunda kalir, kimisi kötüyü.
"babanim ben senin!"
- cemile'm sana ne diyeyim hele ben. bence dizinin en dogal, en güzel kadini cemile. o bakislari bile yeter, sürekli yasli gezen gözleri bile yeter.
"ben öyle bir kadini taniyorum..."
- babaanne'yi de cok seviyorum ben. cemile ile onun sahnesinde aklima babaannem ve annem geliyor. onlar da böylelerdi, birbirlerinin en yakin arkadasi, sirdasiydilar.
- hollanda'li caroline hanim'a uyuz olmayacak bir türk seyircisi tanimiyorum. belki de onun icin iyice arayip, bunu bulmuslardir. cok gicik, gereginden fazla gicik. daha fazla yorum yapmiyorum kendisi hakkinda.
- osman'in hastanede babasinin elini tutunca gözünü acmasi cok zorlama olmus ama ya. fazla klasik. ha hüzünlenmedim mi, evet hüzünlendim. tipik türk izleyicisine uygulamali olarak örnek veriyoruz.
- seninkiler eylemi düzenlemisler. sen katilamadin.
- saglik olsun, bir dahaki sefere insallah.
- son sahneyi cok basarili buldum ben oyunculuk yönünden. tas bebek caroline ve gercek anne figürü cemile'm. bir de basina bagladi basörtüsünü, iyice iki kadin arasindaki 7 farki bulalim olayina gecti sahne ama yine de caroline'in gelmesi, ali kaptan'i öpmesi, hepsinin surat ifadesinin bir anda degismesi falan cok iyi yansitilmisti.
amma velakin ben o bicak sahnesini sevmedim.
"yapma cemile, osman'i düsün." diye bagirdim ben ekrana, sevincten yerimde ziplayip, tezahürat yapmak yerine.
--spoiler--
solcu genci mahir çayan'a, geçen bölümdeki MTTB'li dergi dağıtıcısını Tayyip Erdoğan'a benzetmek istemişler. ya da en azından ansıtsın demişler. ama bu senarist niçin MTTB'den söz etmek istiyor pek anlamadım. grubun vergi cezaları ile ilgili olmasın sakın.
--spoiler--
cemile'yi tutukluyorlar. mete içinde büyüyen ali karakteri ile babasına seni mahvedicem diyor.
--spoiler--
yazarın komplo teorisi: aşağıdaki resimde osman'ın "evin yükünü omuzlarıma aldım" yazılı boy metresi var ki burada insan sormadan edemiyor mete varken neden osman? bakalım neler olacak bu dizi 4 yıl sürecekmiş.
çok sağlam bir şekilde psikolojiden yararlanan dizidir. osman'ın olayların sebebi olarak kendini görmesi; (jean piaget'e selam olsun.) mete'nin o elemanın kolunu büküp ben senin babanım demesi; (sigmund freud'a selam olsun.) psikolojiyi çok güzel ve yerinde kullandıklarının iki örneğidir sadece. bu dizinin başarısı biraz buradan daha önemlisi müthiş oyunculuktan gelmektedir. 4 yaşındaki velet bile yeri geldiğinde oyunculukta al pacino'nun eline verirmiş sözlük ben bugün bunu gördüm. çocuk wonderkid ağa harcamamak, eğitmek lazım.