12 eylül ürünü olup ileri demokrasi havarisi (bkz: akp) nin dokunma gereği duymadığı kurumdur. onca yamuğa rağmen revizyon adı altında adaylara kalem silgi dağıtmaktan başka değişiklik yapılmaması bir yana, halkın tüm bu olanlara yeni yeni anlamlar vermesi gondorun borusu kıçlarına üflenince aklı başına gelen milletimizin nişanesidir. bir kaç kuşağı ziyan etmeyi başarmış yapıdır, bu devam etmektedir.
takip ettiğim bir yazarın facebook profilinde olay kısaca çok doğru özetlenmiş kurumdur.
"Bu da oldu: OSYM başkanı bu hükümet tarafından atanmamış biri olsaydı ve bu saçmalıkları yapsaydı, basit bir sınav sürecini bu kadar kaosa boğsaydı eminim şimdiye kadar koltuğu eline verilmiş ya evine ya da ergenekoncu diye silivri'ye yollanmıştı. (kızmayın ama maalesef böyle)"
tamamen fethullah cemaatinin kontrolünde olan ve cemaat-akp birliğinin piyonu olan acilen kapatılması hatta yerine nasıl olacağını bilmediğim bir şekilde tarafsız insanların gelmesi gereken kurum. neyse ben başlayayım anlatmaya.
sene 2009 bir çok yeni üniversite açıldı ve bunların bir çoğu da cemaatin özel üniversiteleri. ama bu üniversitelerin diğerlerinin arasında kaybolup gitmemesi cemaate yeni müritlerin yetişmesi, dolandırıcılığa insanların hakkının yenmesine ses çıkaranların sayısının giderek azalması gerekmekteydi. çok mu zordu bu genel seçimlerde mevcut hükümetin ve tabiki amerikadaki kumandanlarının sloganlarından belliydi "össyi kaldıracağız".
össyi kaldıracağız ama siz bizim cemaatimizden olmayanlar sizin götünüze 5 tane sınav sokacağız alt sloganını da duymuşsunuzdur heralde.
gelelim 2009 a sene başladı ve ösym sınav sisteminde bir değişiklik yapılacağını açıkladı. bu açıklamada şu vardı okul puanının etkisi azalacak bir sistem gelecek. ve sayısal öğrencileri eşit ağırlıktan eşit ağırlıkçılar sözelden vb. tercihler yapılabilecek. bu kötü bir şey mi hayır tabi güzel ama bu puan azalınca hangi okulların önü açılacak?
çok fazla düşünmeye gerek yok tabiki meslek lisesi ve imam hatip liseleri
sadece önünü açmak yeter mi peki bu insanlarla olur mu cemaate daha çok adam çekmek lazım. 2009 bitti 2010 karmaşalarla dolu bir şekilde cemaatin istediği yönde bir süreçle devam etti 10 nisan 2010 ygs var. ve sınava 2 hafta kala basit bir ispat için kendi yaşadığım olayı anlatayım x cemaat dersanesinin sadece kendi öğrencilerinin girebileceği bir deneme sınavı var. deneme sınavında mantık sorusu soruluyor. burada bilinmelidir ki cemaat dersaneleri çıkmış soruların kombinasyonlarını sorar ve çıkacak sorulara en çok yaklaşan yayınlar olarak bilinir.bir deneme sınavı olur vee...
lan en son 79 yılında çıkmış mantık sorusunun denemelerde ne işi var? ösym tarihinde bu soru kaç kere çıkmış ki zaten?
öğrenciler o hafta çıkan soruları yapamadığını görünce o konuya bir göz gezdirir ve ygs 2010 aaa o da ne mantıktan çok temel bir soru var nasıl olur bu? azıcık kıyısından bile bakılsa yapılabilecek bir soru bu. ee ama 30 yıldır çıkmadığı için hiçbir öğrenci bu konuya bakmaz ki.
hangi öğrenciler hariç?? tabiki cemaat dersanelerinde o sınavları olup son 2 hafta mantık konusuna bakmış öğrenciler hariç. neden zaman denemeleri aynı cemaatin sınavlarından oluşuyor da mantık sorusu çıkmadı peki?
ee o zaman yüce cemaatin müritleri nasıl öne geçecek ki?
neyse ygs, lys derken sınav biter puanlar gelir. tercih kılavuzu açıklanır. tercih kılavuzu üniversite adaylarının tercihlerini yaparken yazacakları üniversiteleri sıralamaları ve onlara önceki yılların sıralamalarını görmeleri için ösymnin tarafsız bir kuruluş olarak hazırladığı kılavuzlardır.
şimdi gelelim bu kılavuza ve cemaat üniversitelerine nasıl adam çekildiğine. insanların tercih yaparken kullandığı basit bir yöntem vardır. sıralamaları yüksek olandan düşük olana doğru sıralamak. bu sıralama da tercih kılavuzundaki üniversitelerin önceki senelerde taban puanlarına göre yapılır. 2010 yılında uygulanan sınav sistemi ilk olduğu için ösym tercih kılavuzunda bu puan türlerine göre önceki yıllardan bir sıralama kılavuzu çıkaramaz. peki bu ösymnin ve cemaatin işine mi gelir yoksa yapacakları şerefsizlikler için bir araç mı olur?
ösym tercih kılavuzu için bir yöntem hazırlar üniversitelerinin önceki senelerde taban sıralaması ve bu seneki puan türlerinin dağılımından dolayı taban sıralamalarının kaymalarını hesaplar ve tercih kılavuzunu hazırlar. bu yöntemin mantığı şuna dayanmaktadır.
ösym kılavuzda üniversitelerin kontenjanlarına göre sıralamalarının sapma miktarını ayarlamıştır yani basit birkaç örnekle
2009 öss de 1800 lerde sıralamayla kapatan çapa tıp fak. yeni kılavuzda 5500 gibi bir sıralamada alacak gibi görünmekteyken
2009 öss de 2400 lerde sıralamayla kapatan cerrahpaşa tıp fak. yeni kılavuzda 4500 gibi bir sıralamada alacak gibi görünür.
veya ankara üniversitesi hukuk fak. normalde gazi hukuktan daha yüksek sıralamada kapatırken yeni kılavuzda gazi üniversitesi hukuk fak. daha yüksek sıralamayla alıyor gibi görünmektedir. bu tamamen okulların kontenjanlarıyla ilgilidir çapa 400 kişi alırken senede cerrahpaşa 200 kişi almaktadır veya ankara hukuk 800 kişi alırken gazi 350-400 kişi almaktadır bu da puan sapması çok olan çapanın ankaranın daha düşük sıralamalarla öğrenci alıyor gibi görünmesi demektir. normalde ve hala bu bölümlerin sıralamaları daha yüksekte. bu sadece basit bir örnekti ösym bütün kılavuzu bu duruma göre hazırlamıştı.
peki bunun cemaatle ne ilgisi var diyeceksiniz. en başta da belirttiğim gibi yeni açılmış ve köklü olmayan cemaat üniversiteleri özel üniversite olduğu için bölümlerinin öğrenci kontenjanları 15-20 kişi gibi 200-400 gibi kontenjanların yanında ufacık kalmış ve cemaatin o az kontenjanlı üniversitelerinin yeni kılavuzda daha yüksek sıralamayla öğrenci alıyormuş gibi görünmesine ve tabiki yine yüce cemaatin daha kaliteli öğrenci ve para kazanmasına sebep olmuştur.
2011 ygs şifre skandalına hiç girmiyorum zaten.aleste cemaatçilerin tuvalette soruların cevaplarını aldıklarına polis akademi sınavının sorularının cemaat yurtlarında öğrencilerin ellerinde gezdiğine de hiç girmiyorum bunları siz zaten biliyorsunuz diyorum ve özetimi geçiyorum. bu hükümet ve bu allah korkusu olmayan cemaatçiler (evet allah korkusu yok diyorum yanlış duymadınız 1 seferde 1 milyon kişinin hakkına giren bir cemaatin içinde olmak demek allahtan korkmamak demek.) varken bu kuruluşun yaptığı hiçbir hareket nesnel, sağlıklı seçici belirleyici değildir. içi boş bir kurumdur 50 tane başkan değişse yine aynısı şeyler devam eder bu piyon yuvasında.
1 yıllık basit bir gözlemimi yazdım bu uzun yazıyı okuyabilenler için şimdiden teşekkürler.
onlarca sınav için ayrı ayrı "giriş sistemi" "gelişme sistemi" "sonuç sistemi" saçmalıkları yaratacağına, tek bir havuzdan niçin sonuçlara bakılmasına olanak vermediğini hakikaten merak ettiğim kurumdur. yazarsın tc kimlik numaranı, hangi sınavlara girmişsen tak tak tak hepsi dökülür ekranda sonuçlarıyla yahu. vay arkadaş ara ki bulasın işin yoksa.
isminde ki yerleştirme kelimesi tarihinin hiç bir döneminde bu kadar anlamlı olmayan kurum. akıllara cem yılmaz esprisini getiriyor.
--spoiler--
bizimkiler uzay gemisinde olsun diyoruz ya. ya gemide kim çalisir ki? bizim uzay gemisinde kim çalisacak, kim çalisacak? kaptanin akrabalari.
--spoiler--
yaptıkları hatanın düzeltilmesini talep etmek bile ayrı bir uğraş ayrı bir para. hataları üzerinden bile nemalanıyorlar, yaa neyse ben bişey demiyorum.
son zamanlarda birçok hatalı işleme imza atan kurumdur.
şimdi bu söyledikleyeceklerimden dolayı beni bir kurumla ilintili yapmayın lütfen. altta ispatımı da göstereceğim.
son zamanlarda parasız yatılılık ve bursluluk sınavını da bu kurum yaptı gibi gösterilmesi biraz tribünlere oynadığımızı gösteriyor bizim. aslında parasız yatılılık ve bursluluk sınavını ösym değil, meb yapıyordur.
devlet parasız yatılılık ve bursluluk sınavında 6. sınıf öğrencilerine yanlış kitapçık göndererek bizleri rahatlatan kurum. ben de diyordum 2 gün geçti hala sıçmadılar. şimdi rahatladım.
ÖSYM ve YÖK derhal kapatılsın. Yükseköğretim sistemi sıfırdan baştan dizayn edilsin.
Üniversitelerde mevcut öğrencilere eğitime devam etsin, üniversitelere sistem adam akıllı hale gelene kadar yeni öğrenci alınmasın. Sınava girecek gençlere liselerde ve dersanelerde hayatla ilgili dersler verilsin (iletişim, hafıza teknikleri, cinsellik, ev ekonomisi, sanat ve kültür dersleri vb...).
Çünkü sınav ve dersler hayatın tek anlamı değil. Şimdi "yahu böyle şey olur mu, çocuklarımız sene kybedecek, hede hüde düde..." diyecekler olacak, özellikle belli yaşı geçmiş, orta yaştakilere soruyorum; hangibirimiz sene kaybetmedik ki? Pek çok insan ama ilkokul da, ama Ortaöğretim de çeşitli nedenlerle sene kaybetmiştir, hadi kaybetmemiş olsun, ilk-Orta-Lise'yi takdir-teşekkür belgeleri ile geçen çalışkanlar bile ama lisansta ama lisansüstünde mutlaka 1-2 sene kaybetmiştir. Bu kayıplar kötü değil, tecrübe olarak geri dönmüştür. Ciddi bir hastalık, bir kaza insanın başına geldiği taktirde insanın ömrünün ortalama en az 70 sene olduğunu düşünürsek, bu 70 senede 1-2 sene kayıp çok da önemli değildir. Sistem adam akıllı yeniden yapılandırılmalı, 1 sene 2 sene hadi 3 sene sonrasında dört dörtlük bir Yükseköğretim sistemi getirilmeli, bundan bir 30 sene 40 sene sonra aynı sorunlarla çocuklarımız, torunlarımız uğraşmamalı.
gerçekten türkiye'nin en büyük ve en güçlü aile şirketi. çalışanların çoğusunun akrabalık ilişkileri var ve emekli olanlar da meteksan'a geçiyor. bu 300 kişilik çete de ülkedeki 1.700.000 gencin kaderini belirliyor.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi. Cidden güzel yerleştiriyorlar(!) Millet kıçının üzerine oturamaz oldu sayenizde. Basurdan betersiniz daha ne diyeyim.
yaptığı sınav skandallarına her gün bir yenisi eklenirken hala neden bu insanlar bu görevi yapmakta direniyorlar. şimdi de ales kitapçıklarında basım hatası tespit edilmiş.
tamam kabul iktidar yanlısı bunlar, onun için o koltuktalar, ama madem yanlı birini getireceksin bari işi bilen birini getir be müslüman evladı.
bir çok gencin hakkı yendi ve yenmeye devam ediliyor. peki bunun hesabını öteki dünyada nasıl vereceksiniz söyler misiniz?
biz gençler zaten geleceğimizden umutlu değiliz. yeni jenerasyonun durumu daha da kötü.
bu milletin gözü açılacak da, bunların farkına varacaklar. ee onlar farkedene kadar bize ne olacak peki?
sürekli fısır fısır şifreli bir şeyler konuşuyorlar aralarında bu arkadaş grubundakiler. hiç bir şey anlamıyorum, saf saf bakakalıyorum sözlük.
sonra,
sonra bizâtihi kendileri, beni, milyonlarca kişinin katılım gösterdiği, çok büyük bir yemeğe davet ediyorlar.
o fısır fısır konuşanlar, o yemekte de aynı şekilde kendilerinin bildiği, bizim yabancı kaldığımız bir konuyu çözmeye çalışıyorlar pür telaş, aceleyle.
o katılım gösteren milyonlarca insanın hepsi, bu fısıldaşmalardan ve kirli bilgi alışverişinden olsa gerek, davete ve hayata lanet ediyor ve tiksinip, kalkıyorlar sofradan.
bir tek kendileri doyuyorlar ve çok mutlu mesut kalkıyorlar sofradan ve inanılmaz bir saadetle, evlerinin yolunu tutuyorlar, sonra bu, yıllar sürecek bir işten eve, evden işe garantisine dönüşüyor.
