beni o genç yaşımda obsesyondan obsesyona sürükleyen, nur topu gibi travmalar edindiren gerilimdir..
nasıl doldurmuşlarsa beynimi artık, ''iyi doldurun, makine görmez'' diye, ''dışına taşırmayın, makine algılamaz'' diye, ''kaydırmayın, makine pandikler'' diye, gerim gerim gerildim öss ve o noktadan sonraki hayatımın geri kalan çoktan seçmeli sınavlarında.. ayrıca makinelerden soğudum.. makine mühendisi olacaktım lan bu puşt sınav okuma makinesi yüzünden işletmeci oldum.. devamlı açığımızı arıyor kinci pezevenk.. devrelerini iğfal ettiğimin..
ulan millet sözelden sayısala zıplıyor ben hala 3. sorunun kutucuğunu silip silip baştan karalıyordum.. çeyrek milim dışarı kayıyor anında annem beliriyor kafamda ''aman dikkat et, dışarı taşırma bok yoluna gitme'' diyen.. 3 soru ilerliyorum, geriye bakıyorum bir kutucuk yarım ton daha açık gözüküyor gözüme, bu sefer de dershane hocamın ''olm doğru düzgün işaretlesene şunları yemin ediyorum alıcan eline öss'de'' diyen imajı peydahlanıyor kafamda.. kinleniyorum..
kardeşim adam gibi hangi sorular çıkar, günü gününe çalışayım mı, boş mu bırakayım takıldığımı, ne yapayım, bu konularda öneri getirsenize.. psikolojimi darmadağın ettiniz.. 1 saat geçti ben hala obsesif bir ressam gibi kutucuk dolduruyorum..
5 dakikada bir de kaydırmışmıyım diye kontrol ediyorum..
hayatımı kaydırdım, o oldu..
kutucukları doldururken söyleyebileceğiniz olası cümleler:
-aman okumaz falan
-aman dikkat
-of taştı
-sileyim bari
-yavaş sil yaa
-izi kaldı
-off
-hah oldu sonunda
-bundan sonra sakin ol
-azıcık daha olacak olacak
insanı zıvanadan çıkarabilir bu durum ama şükür ki bir süre sonra bünye alışıyor.
öss yi ilk senesinde kazanamayan zavallının takıntısıdır, psikoloji o derece bozulur. sanki her şey tamdır bir tek kutucuk sorundur, o.5 uç kullanırken 0.9 a geçer neden , çünkü ince uçlu kalemle o kutucuğu doldurmak zaman kaybıdır, 0.5 le 15 saniyede dolduruyorsa, 0.9 la 10 saniyede doldurur, yani bu kadar sapıtanı tanıdım ben. *