19 aralik 2008 konyaspor fenerbahce macindan sonra, sözlükteki yorumlarda basketbolcu ilan edilmiş futbolcu. adam gole bile sevinmedi. eliyle attığı goller sonrası deli gibi sevinen, ceza sahası içinde kendini durmadan yere atan milan baros gibi bir hırsızla aynı kefeye konulması ayrıca çok gülünçtür.
(bkz: emek hırsızı)
(bkz: milan baros)
edit: ah çok zorunuza gitmiş cinconlular. kıyamam size.
üzerine gidilmesini haksız bulduğum oyuncu. attığı gol elle olabilir ve buna ses çıkarmamış olabilir ancak önder'i aşağı yukarı tanıyoruz. kötü niyetli biri değildir ve büyük ihtimalle o heyecanla topun nereye nasıl çarptığını anlayamamıştır. sonradan ise evet elimle atmışım diyece hali yok tabii.
kişiliğini bilemem ama futbolculuğu iyi olan defans oyuncusu. defansın göbeğinde sağında gerekirse solunda oynayacak bir oyuncuyu saçma sapan defans oyuncuları nedeniyle ve özellikle güney amerikalıların baskısı nedeniyle oynatılmaması bir futbol sever olarak beni üzüyor açıkcası.
20 aralık 2008 konyaspor fenerbahçe maçındaki pozisyonda iyi niyetli olmadığı düşüncesindeyim. ama ne farkeder ki hakemler verdikten sonra ben olsam ben de yapardım!
maçı ve o şanssız anı canlı izleyen biri olarak önder'in surat ifadesi herşeyi anlatıyordu. yani hoca çevirseydi önder'i ne oldu deseydi? inanın elime çarptı diyebilirdi.
hatta olay öyle bir gelişti ki önder pozisyonda top kaleye gittikten sonra -dikkatinizi çekiyorum sevinmeden- arkasını dönüp görev alanına doğru koşuyordu, hakem düdüğü çaldı ve önder'in üzerine doğru geliyordu. o an önder'in surat ifadesi hocam ne olur sarı kart verme, biraz da guiza bakışı gibiydi.
ama hakem ilk pozisyonda yan hakem ofsayt verdi sandı. o arada fenerbahçeli guiza yasin ve gökhan yan hakemin ofsayt vermediğini söylediler orta hakeme. hakemde sordu yan hakeme ofsayt mı diye?
yan hakem dedi ki ofsayt yok, çok net. bu kararı duyan orta hakem de gölü verdi.
burda kabahat tamamiyle orta hakemde olmakla beraber, önder'in pozisyonda topa bilerek elle dokunmak istediğini sanmıyorum.
golden sonra sevinmediği için masum gösterilen sporcu parçası. galatasaray'a imza atmak üzereyken rotayı karşı kıyıya çevirmiş, daha sonra da açıkta kaldığı için pişman olmuş kimse. dürüstlüğünü hakeme karşı yapmasını beklerdim, zira kendisi o top koluma değidi dese belki fenerbahçe 2 puandan olacaktı lakin fair-play ruhlu bir elemana sahip olacaktı.
ayrıca diğer taraftan eski defterlerin de açılmasına neden olmuştur. velhasıl kelam kendisini savunma maksatlı baros'u örnek gösterenlerin mazisinde bir de marcio nobre diye bir adam vardır. kendisinin yere düşme konusunda hiç bir sınır tanımamaktadır. ama hatırlatınca da arif'i örnek gösterirler, film geriye sarar.
halbuki yapılan hatalar da kabul edilebilse, herşey daha güzel olurdu gibi sanki. kazanma hırsı gözleri kör ettiği müddetçe imkansız gibi görünmekte daha güzel bi lig.
kendisine çarpıp kaleye giden bir toptan sonra ülkenin konuştuğu bir futbolcu olması kendisi açısından oldukça üzücüdür. ne yapıp edip yeteneğini sahaya yansıtmalı, artık kendini gerçekleştirmelidir.
yetenekli futbolcu. lugano gibi dünyanın en iyi defanslarından birinin olduğu takımda haliyle yedek kalmıştır. zamanında milli takımda oynayamadığı için çok ah vah edilmiştir. ama en hafif ifadeyle beceriksiz fb yönetimi 3 kuruş fazla para vermedi lugano'yu harcadı. şimdi çok çok daha fazla parayı bonservise yatırıp tırt tırt futbolcular peşinde koşmakta.
11 yaşındaki çocuk olan fenerbahçeli kardeşimin, ''çok dandik o'' yorumunu yapacağı bir futbolcuyken, 20li yaşlarını süren çocuklar tarafından yıldız ilan edilip ''eheh sabri, gökhan zan'' şeklinde savunulan futbolcudur.
bak şimdi üstündeki formayı çıkart, sakince yere bırak ve beni dinle. ben şimdi bu adama ''kötü oyuncu'' diyorsam; bunun nedeni sabri'nin, gökhan zan'ın iyi futbolcu olmaları değildir, sadece kendisinin kötü bir futbolcu olmasıdır ve bunu gözleri bozuk olmayan her takım taraftarı görebilir. e ne bu savunma çabası? anladık fenerbahçelisin de, benim derdim takımınla değil ki, algılama yorumlama kapasitenle.
demek ki neymiş;
ben sana salak diyorsam; bu benim akıllı olduğum anlamına gelmez, sadece senin salak olduğun anlamına gelir.
tipiyle bir mohikanı andıran, adam takibinden bihaber olup çok adam kaçıran, oyunu okuyamayan; buna rağmen hava toplarında iyi olan topçu*. ancak bu haliyle bile bir defans oyuncusu için türkiye ortalamasının üstünde olması defans konusunda ne derece sıkıntımız olduğunu gösteriyor.
defansın sağında ve ortasında oynayan, hatta hiç itiraz etmeden orta saha, ön liberoda oynayan fenerbahçeli futolcu. herhalde kesin bir yeri olmamasındandır ki hiç bir yerde doğru düzgün oynayamaz. adama kaçırmaları meşhurdur. son olarak manisaspor maçında topa bakacağına adamı izleyip gol yememizde büyük payı olduğu için hala kızgın olduğum futbolcu.
türkiye'deki futbol anlaşıyışının mağdurudur. hiçbir defans oyuncusu yoktur ki gelsin türkiye'de türkiye standartlarında başarılı olsun. yok arkadaşlar, hatasız oynayan bir defans oyuncusu yok. lugano da hata yapar, servet de, rio ferdinand da, cannavaro da...
fena defans oyuncusu deildir, fenerde iyi oynuyordur ama milli takım için biraz daha tecrübe gerekir, onuda kazanır ilerki maçlarda, gençtir o yüzden öğrenme kabileyti geniştir.
9 eylül 2009 bosna hersek türkiye maçı'nda yaptığı hatadan ve kopuk oyunundan dolayı yadırganmaması gereken futbolcu.
lakin onun yaptığı hatanın bir benzerini de servet yaptı.
kişisel hataların çoğu takım olarak kopuk oynamamızdan kaynaklanıyor. topu ayağına alan, pas verecek adam bulamıyor. takımın boyu çok uzun, bu nedenle sık sık şişirme toplardan medet umuyoruz.
bu kadar futbolun içine * sıçıldığı bir oyunda da suçu önder de, servet te aramak yersiz görünüyor..