gecenin bir vakti "şırdan yemeye gidelim" diyen ve sonra vazgeçen piçin yaptığıdır. hadi ben şırdancı dayıyım, emrimde kazanlar var. ama insanların arkadaşlarına çevresine böyle yapması ibneliktir yahu. şırdan lan bu, vazgeçilir mi!
eğer sevgiliyken ayrılıp belli bir zaman sonra tekrar umut verme olayıysa, gerçekten zor durumdur, çünkü sorunlar vardır, ama yinede seviyordur, ayrıldıktan sonrada hep 'seni seviyorum'cümleleri yankılanır, sevgili buna cevap verir ama, siz tekrar olmaz dersiniz, aslında olur da deseniz olamaz, çünkü bir daha asla birlikte olamazsınız. işte bu dünyanın en lanet duygusudur.
adiliktir.
dalga geçmeyi amaç edinmişlerdir. bir yandan da tatmin edeceklerdir tabii lanet egolarını.
hepsinden geriye yüreği burkulan, acı içinde kıvranan kimseler kalır.
yazıktır, günahtır, yapmayın.
Çıkma teklifini kabul ettikten sonra onu üzmemek için çıktım demek. içinizi yakar içinizi hiçbirşeye benzemez ona umutlarınızı,hayallerinizi bağlarsınız...
her şey bir 'merhaba' ile başlar 'neden daha önce tanışmadık' diye sürer ve sonrasında büyük hüsran 'sen benden daha iyilerini ha ediyorsun' diye biter.
insan kırılır darılır bir an gelir hayata küser ama sonra- kimse zorlamadı ya 'umut' işte sen kandın- dedirtir ama insan uslanmaz.hey kalp kan(a)maya devam.
cidden şerefsizliktir.
hayır ortada yanlış anlaşılma olduysa o ayrı. ama alenen umut verip bir de ortada bırakıyorsa silin gitsin yani. onun yerine kendinize bulun bir tane o kişinin önünde flört edin, aşk böcükleri olup o kişiyi sinir edin. eğer yanlış anlaşma olmuşsa zaten iki taraf içinde bir sorun yok. ama eğer umut verip ortada bırakmışsa o kişiye iyi bir intikam olur. **
karaktersizliktir, şerefsizliktir.
krizin en derin olduğu geçen yılın ilk ayları. iş arıyorum. yok. yok. yok. herkes tanıdık veya tecrübe istiyor. derken bir tanıdık bulunuyor. cv alınıp gidiliyor. tamam deniyor adam büyük adam(!) cv masada. olacak. nasıl seviniyorum. sonunda diyorum. torpille bile olsa, sonunda. ama aylar geçiyor kaç iş görüşmesi, bir sınav kaçırıyorum bu vaat yüzünden. niye güvendiysem? sonra haber geliyor olmadı deniyor.* işte o anda anlıyorum ki çoktaan ortada kalmışım. boşuna umut etmişim. işte budur önce umut verip, sonra ortada bırakmak. hem de acımadan, önemsemeden, haber vermeye bile gerek duymadan, insanın hayatını gaspederek. bir kez daha çatırdıyor güvenim insanlara karşı. bu sefer ağır hasarlı. ve düzelmesi zor üstüne gelen artçı sarsıntılarla birlikte. sizi allah'a havale ediyorum. başka çaresi yok. siz yetkili, ben yetkisiz.*güçlüsünüz ama adam değilsiniz.