emre aydın: bin bıçak var sırtımda
- izleri de geçmez abi onların. bir tane on tane de değil ki yahu. yaşaman ibrahim tatlıses in yaşaması gibi bir mucize. bin tane bıçak yahu.
emre aydın: duygusal ortamın hamına koydun.
kardeşime daha 10 yaşlarındayken kızıp onun oyuncak bebek yatağını kesmek istemiştim. sağlıkçı bir babam olduğu için evde neşter ve ameliyat bıçapı vardı. hani altı bombeli olan bıçar var ya tırnak makası boyutunda. onlardan. yemekten erken kalktım. gittim odaya. aldım yatağı. bıçakla keseyim dedim. tam keserken plastik yataktan bir kaydı bıçak. şak ! sol baş parmağımı yukarıdan aşağıya doğru kesti. annem geldiğinde halı kan deryası olmuştu. sordu ne oldu diye. ağlayarak 'ben kesmedim' dedim. mallığa bak amk.
neyse işte pmyo yani polisliğe başvurdum o iz yüzünden kabul edilmedim. hala da elimde. bi ömür gidecek gibi. çünkü ilk günkü gibi amk lekesi.
ilkokulda suursuzca kostururken dusup cenemi yarmistim. 5 dikisim oldu anisina.
Bir de ustune doktor bir hafta konusmazsan iz kalmaz demisti. Olmadi tabii ki susamadim.
Simdi cenemi seftali haline getirince belli olan bir izim var.
(bkz: bu da boyle bir animizdi)
ilk etek tıraşını yapacak olmanın verdiği özgüvensizlik ve tecrübesizlikle cinsel organın az yan tarafının cart diye çizilmesiyle oluşan yara bere çızık her neyse... vallahi kaç yıl önce oldu bilmem ama uzun yıllar boyu benimle olacak sanırım.
alnımın sağında saçımla birleşen doğum lekesi ve de alnımın sol tarafındaki çoğu saçın içinde, gerisi de saçımın altında kalan kulağıma kadar uzanan neşter izi.