düşündükçe insanı insanı içten içe kemiren ömürden ömür yiyen, insanı kahreden durumdur. o yere göğe sığdıramadığınız, uğruna nice şeylerden vazgeçtiğiniz insan gün gelir sizi bırakıp başkalarının olur. o artık başkalarınındır ve büyük ihtimal onunla bir hayat kuracaktır. sana da o canından çok sevdiğin insanla ayrı bir ömür sürmek düşer. kuyruğunu kıstırmış köpek gibi dolaşırsın etrafta.
--spoiler--
neden hayatı bir ömürde geçiremedik; boşunaydı ama ağladık değiştiremedik. (bkz: murat yılmazyıldırım)
--spoiler--
(bkz: hayatın ne kadar boş olduğunun anlaşıldığı anlar)
Ve öyle bir zaman olur ki ölmek istersin. Hayat anlamsızdır. Yaşamak, nefes almak... Seni hayata bağlayan bir tek oymuş gibi. Sanki o olmasa hiç bir şey olmayacakmış gibi. Bilemez tabi. Çeker gider. Dur diyemezsin... Kal diyemezsin... Düşünürsün günlerce, haftalarca, aylarca. işin içinden çıkamazsın. Hayat biter.
demişler ki; dünyanın biricik, o en güzel, en çeken insanıyla evlenemeyip mutsuz kalmaktansa, şu güzel değil, iyi değil, fena değil insanıyla evlenip mutsuz ol. ondan olmayacak çocukların bundan olsun.
yani boş koy aslanım, hayatta daha önemli meseleler var. mesela anne yok, baba varyok büyümüş bir adamın temel meselesi, büyük doğmuşluğun acısı, çocuk olamamış ama çocuksu kalmışlığın yaraladığı hayatlar var.
malum, yine de gençlik her şeye rağmen ümittir, yaşanacak uzun yıllar varken, henüz her şey için vakit vardır. ancak sabah ezanı okunmadan gözleri saatin akrebinde ve beyinlerinde ölüm korkusu onlarca hasta ve bir o kadarda ihtiyarlamış insanlar var.
farklı ülkelerde, farklı şehirlerde yaşayan iki sevgilinin anlayabileceği durum.
sevgi dolu bir ilişki yaşayıp sevdiğin insana dokunamamak, elini tutamamak, geceleri göğüsüne başına koymak yerine yastıklara sarılmak zorunda kalmak deli eder insanı. ufacık bir yatak birden iki kat büyür ve onun boşluğunda kaybolursun. onsuz bir kayıpsın zaten.
o karşındaki seni o kadar mutlu ederken, sen gün geçtikçe sabırsızlanıp dayanamazsın bu acıya. özleminden, hasretinden saldırırsın etrafa, sevgiline bile. dışarda gezerken başka insanların öpüşüp koklaştığını gördükçe derin bir acı hissedersin. bir sancı saplanır kalbine ve o anda sesin bile çıkmaz. arkadaşlarına bakıp gülümseyebilirsinde, ama onsuz yaşadığın her an bir işkence gibidir.
sadece bekleyebilirsin. bekle bekle de nereye kadar demi...valla ne kadar beklemek zorundaysan o kadar bekleyeceksin kardeşim.