hangi açıdan bakarsan bak ( din veya diğer inanışlar bilim vs ) birden fazla boyut olduğu gerçeği göz önüne alınınca yarı yarıya doğru olan söylemdir. insanların ruhu olduğuna göre ve ruhun maddeden bağımsız bir şey olduğu ( yani saf enerji gibi düşün ) aklımızın alabildiği herhangi bir etken ile yok edilemeyeceği de düşünülürse ölüm kısmi bir şey olarak kalıyor.
bedenden kurtuluyorsun bedeninde iken göremediği şeyleri görebiliyorsun kullanımı sınırlı olan beyninin sana vurduğu kilitten de kurtuluyorsun. he nereye gidecek o ruh herhangi bir cezalandırma veya ödüllendirme var mı ( biz olduğuna inanıyoruz ) bilinmez ancak ölümün bir son gibi algılanmaması gerektiği tarihteki tüm inanışlarda var zaten. belkide bazı filmlerde falanda işlenen bedenin ölecek olması aslında korkulacak bir şey değildir..
ölüm bir firak-ı ebedi değil bir visaldir. şu sıkıntılı dağdağalı dünyadan daha şirin daha muntazam bir aleme geçiş kapısıdır.
bu cümle -başlık- tamamen kavram çelişkisinden yararlanılarak kurulmuştur. ölümü yaşamın tamamen sona ermesi olarak tanımlayanlar e öldükten sonra tekrar yaşam varsa ölüm yoktur dedi.
ölümü dünya hayatını bitiren olayın cereyan etmesi olarak tanımlayanlar bu çelişkiye düşmeyecektir.
bebeklerin- doğumdan sonra yaşam var mı acaba diye düşündüklerini söylerler. çünkü doğumdan önce de insan- 9 ay 15 gün, bir tür gelişme gösterir- ve sonrasında....