ölüm

entry4138 galeri133 ses3
    138.
  1. 137.
  2. tüm canlıların tek ortak noktası..
    2 ...
  3. 136.
  4. sessiz olacaktır heryer o huzura kavuşma anında. ruhun özgürleştiği o anda soğuk sulardan sıcacık güneşin ısıttığı kumlara çıkmak gibi içinizi ısıtacaktır. artık sizin için bir hapishane olan, zihninizi, duyularınızı engelleyen bedenden bağımsız herşeyi yapabilecek her şeyi hissedebilecek güçte olacaksınız. mutlak son ve hayatın amacı olan Allah'la yeniden bütünleşme anında hiç bir şeyin önemi kalmayacak sadece siz ve O olacaksınız. kaybedecek hiçbirşeyi kalmayan insanlara has huzurun çok daha fazlasını tüm benliğinizle hissedeceksiniz.
    2 ...
  5. 135.
  6. amerikan flimlerinde bütün kötülerin kacınılmaz sonu.
    3 ...
  7. 134.
  8. bi rivayete göre tarihini bilmemenin dünyadaki en güzel şey olduğu ve anneniz dışında biri tarafından yıkanmanızı sağlayan durum,hal,davranış.
    2 ...
  9. 133.
  10. "yaşıyor, herşey yaşıyor."

    açıkça gördüğün, ellerini avucunda tuttuğun ve sesini beyninde dinlediğin bir vücut var değilse, o halde hiçbir şey var değil..
    3 ...
  11. 132.
  12. - insanın bedenini kontrol etme kabiliyetinin elinden alınmasıdır.
    - rüyadan uyanmakdır.
    - finallerde hocanın süre bitmiştir dediği andır.
    - son veya başlangıç olarak algılanmasına rağmen, aslında kaldığın yerden devam etmektir.
    - sekerat anından sonra gelen mutlak finaldir.
    - kıyameti bekleme görevidir.
    - zaman ve mekan ksıtlamasından kurtulmatır.
    - ben pişamım dedirten farkediştir.
    3 ...
  13. 131.
  14. nefes kadar yakın olup yıldızlar kadar uzak olabilen korkunç duygu.
    ölüm!
    tanımı yok. kavranılamayan yokluk.
    der dururlar ya "kelimelerin kifayetsizliği" diye, ölüm bunu size öyle bir hissettirir ki şaşırır kalırsınız, vakti geldiğinde.
    onun artık yok oluşunu, gözlerini açıp kapatamayacak oluşunu beyin bir türlü algılayamaz çünkü yürek buna izin vermez; o inanmamıştır ki, beyine hükmeder durur işte.
    bu bir ceza mı yoksa yeni hayatınıza bir armağan mı hiçbir zaman cevaplayamayacağız.
    ruhumda, içimde birşeyler var; izin vermiyor tasvir etmeme. bu konuya inanmamı engelleyen kapalı kapılarım var bir sürü nihayetinde. öyle çok sıkıyor ki boğazımı o eller, nefes almam imkansız oluyor. akıttığım gözyaslarım beni rahatlatmıyor. bu defa hıçkırıklarım uykumu getirmiyor.
    evet. tanrı bize ceza veriyor. peki ya O 'na.
    işte diyorsun kendi kendine; bu defa kayboldun o meşhur "sisler bulvarında. ezan sesleri" işe yaramaz o vakit. bilirsin aslında sen de yoksun ya. hayat bir kez daha kezzaplı yüzünü göstermiştir sana.
    4 ...
  15. 130.
  16. nefes alamamaktır, elinde olmadan her şeyini kaybettiğin, insanoğlu için kaçınılmaz bir gerçektir...
    3 ...
  17. 129.
  18. Ölüm, materyalistlere göre bir son, maddenin şekil değiştirmesi, reankarnasyona inananlara göre, yeni bir yaşamın başlangıcı, tek ya da bazı çok tanrılı dinlere inananlara göre, farklı bir dünyaya ilk adım atıştır. Ölüm her canlının yaşamının sonunda karşılaşacağı bir olaydır. Aslında doğal bir olay olan ölüm, gerek yaşamı sona eren kişi, gerekse ailesi ve yakınları için istenmeyen ve acı veren bir durumdur. Zamanında çok sevilen bir kişinin cesedi, artık en yakınları için bile korku veren bir cisim haline dönüşmüştür.
    3 ...
  19. 128.
  20. varsın=yoksun

    varlar=yoklar

    dün görmeyi düşünmediğin insanı, bugun özletir...
    4 ...
  21. 127.
  22. insanların sadece yanıbaşlarına geldiğinde veya mezarlık yakınlarından geçtiklerinde hatırladıkları ve daha sonrasında ise günlü hayatın telaşlarına kapılıp tekrardan unuttukları hayat denilen oyunun son perdesi.
    2 ...
  23. 126.
  24. 125.
  25. kimsenin bilemediği ama herkesin gitmek istediği gizemli ülke.
    3 ...
  26. 124.
  27. bir elvedadır her hatırladığımızda acı bir iz bırakan..
    5 ...
  28. 123.
  29. varoluşçulukta, insanın hayatı sorgulama ve anlamasının nedeni, yani hayatın anlamı.
    3 ...
  30. 122.
  31. --spoiler--
    bir gece ansızın geldi ölüm;
    hiçbir şeye benzemiyordu.
    ama bizi kendisine benzetti!
    --spoiler--
    6 ...
  32. 121.
  33. hayatımızı kaybetmenin yollarından yaznızca bir tanesi. *
    3 ...
  34. 120.
  35. bazen geceleri insanın aklına gelince insanı korkutan, terleten, nefesini kesen, korkudan sıcacık yatağında insana ne yapacağını şaşırtan, sabah olup yeni güne uyanınca ise yine akıldan çıkıp giden, unutulan, ama her halükarda beklenilen son.
    4 ...
  36. 119.
  37. hakkında düşünmek için insanın çevresinden birinin ölmesini beklediği sonsuzluk.
    5 ...
  38. 118.
  39. 117.
  40. etrafının soğukla sarılması aynı anda içinin olum acısıyla yanması karşısında kendini çıkamazlar denizinde çıkış bulmaya çalışan bir kaptan hissederek sağa sola umutsuzca bakmaktır yaşayan birisi için.
    3 ...
  41. 116.
  42. 115.
  43. son ve başlangıç denmiş. doğrusu: sonun başlangıcı olmalı. bu kadar komplike ve kendisine hizmet edilen bir nesne-insan-saprofitlerin akşam yemeğinden daha öte bir yerde olsa gerek. binlerce anı, iyilik, kötülük, sevinç, keder, muhakeme, muhasebe, kararlar ve neticelerinin sahibi kurtlara yem olacak demesin kimse. buna inanmadığım gibi alaya da alırım çok fena. zaten atelerden türeyen, onların daha yumuşakçaları türünde -kararsız- ve simbiyotik ilişkideki agnostiklerden de gına geldi. lan olm bırak! sen ölümü öldürebiliyor musun bir şekilde...mesele bu. tersten bakarsak hayata anlam yüklemeye çalışmış oldum, tamam ulan! deliyim ben!

    edit:
    bu entry tek başına-bağımsız-okunduğunda; hassaten son cümle üzerinden okurun kafa karışıklığı yaşaması normaldir. hayat başlığını inceledikten sonra devam ediniz.
    4 ...
  44. 114.
© 2025 uludağ sözlük