vazgeçmektir. kendinden vazgeçmektir. sevdiklerinden, sevdiklerini düşünenlerden...
madden yahut manen acı eşiğini aşmaktır, katlanamamaktır, direnememektir...
uzun yolda giderkenki "ne kadar kaldı" sorusundan kat kat sabırsızca bir istektir. o sabırsızlığı tahayyül et sözlük.
kişinin direncinden daha büyükse bu isteği, o zaman yapacak bir şey yoktur sözlük, o zaman yapacak bir şey yoktur...
hayatın ağırlığını kaldıramadığın an istersin... çok üzüldüğünde, gözlerinde daha fazla akacak yaş kalmadığında dilersin... dilersin işte, olsun da kurtulayım allah'ım artık yeter dediğinde dilersin.
başlık arama kısmını temizleyip, "bakayım ölüm hakkında neler yazılmış en son" derken yanlışlıkla boş arama çubuğuna tıklandığında ekranda belirince korkutan söz öbeği.
bazen uyusam bir daha da uyanmasam diye içimden geçirdğim olur. ama ölmek istemek diye adlandırmam bunu nedense, yok olmak yeryüzünden silinmeyi istemek diyebilirim. ölmeyi istemek kulağa korkunç geliyor.
15 yaşında hayatı anlayıp sıkılan ergenlerin hezeyanı.
malum yaz geldi, sivilcesi kafası kadar olan ergenler manita bulamıyor, şişkoluktan ayaklarını göremeyen kızlar bikini derdine düşüyor. e böyle olunca da ölmek şart tabi, ben de olsam ölmek isteyebilirdim, doğal.