15 yaşında hayatı anlayıp sıkılan ergenlerin hezeyanı.
malum yaz geldi, sivilcesi kafası kadar olan ergenler manita bulamıyor, şişkoluktan ayaklarını göremeyen kızlar bikini derdine düşüyor. e böyle olunca da ölmek şart tabi, ben de olsam ölmek isteyebilirdim, doğal.
bazen uyusam bir daha da uyanmasam diye içimden geçirdğim olur. ama ölmek istemek diye adlandırmam bunu nedense, yok olmak yeryüzünden silinmeyi istemek diyebilirim. ölmeyi istemek kulağa korkunç geliyor.
başlık arama kısmını temizleyip, "bakayım ölüm hakkında neler yazılmış en son" derken yanlışlıkla boş arama çubuğuna tıklandığında ekranda belirince korkutan söz öbeği.
hayatın ağırlığını kaldıramadığın an istersin... çok üzüldüğünde, gözlerinde daha fazla akacak yaş kalmadığında dilersin... dilersin işte, olsun da kurtulayım allah'ım artık yeter dediğinde dilersin.
vazgeçmektir. kendinden vazgeçmektir. sevdiklerinden, sevdiklerini düşünenlerden...
madden yahut manen acı eşiğini aşmaktır, katlanamamaktır, direnememektir...
uzun yolda giderkenki "ne kadar kaldı" sorusundan kat kat sabırsızca bir istektir. o sabırsızlığı tahayyül et sözlük.
kişinin direncinden daha büyükse bu isteği, o zaman yapacak bir şey yoktur sözlük, o zaman yapacak bir şey yoktur...
herkesin ne çektiğini kendi bilir ama bazen kolaya kaçmaktır . herşeyin hallolmayacağı gibi dayanabilecekken zayıflık göstermektir . zira allah (c.c) kimseye çekemeyeceğinden daha fazla acı vermezmiş .
düşüncesi bile ne kadar komik gelsede çaresiz bir kişinin son eylemi olabilir. Hayat insanı istesede istemesede çıkmazlara sokabilir kişi de bu çıkmazlardan kurtulmak için tek çare olarak ölmeyi seçebilir. ama kurtuluş yolu değildir kesinlikle. basit ve anlamsız bir düşüncedir geride bıraktıklarını düşünmemek bencillik etmektir.