yaşayabildiğin her günün değerini bilmek.Yaşadığın her anı keşkesiz geçirmek.
yada bunu boşverip büyük şair Nazım Hikmet'in Yaşamaya dair adlı şiirini okuyup düşünseniz yeter.
YAŞAMAYA DAiR
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi meselâ,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani, o derecede, öylesine ki,
meselâ, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut, kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel, en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak, yani ağır bastığından.
.. bir an evveL istanbul'a gidip orada yaşamak.
.. en az bir kitap yazmak.
.. iLeri derecede itaLyanca öğrenmek.
.. boğaza "rakı kusmak."
.. brezilya' ya gidip rio karnavaLLarına katıLmak.
- bir kez olsun makine mühendisliğinin hakkını verip at, eşek, tavuk, bir şey kiralayacağım. onunla çilek dolu bir küvete gireceğim. Duştan süt akacak.
- paris'te kahvaltı yapıp Tokyo'da öğle yemeği yedikten sonra, rusya'da bir tuvalete sıçacağım.
- burda masanın üstüne koyacağım endonezya'dan çığlıklar yükselecek.
- kendi yaptığım motorsikletimle(bak bak hele)dünyayı turlayacağım.
- eşeğim ile evleneceğim ve nur topu gibi yazarlarımız olacak (derin eleştiri)
- ütopyalar kitabı hazırlayıp, insanların kafasına yapamayacağı şeyleri sokup, mutsuzlukları ile besleneceğim.