sana seçme şansı verilmemiş bir sürecin doğal işleyişidir.
yaratıcının 'ol' deyip de 'oluverdiğine' inanan sen, aklını ve daha ötesi bedenini, klavye başında oturup sözlüklerde, feysbuklarda, emesenlerde karı-kız peşinde tüketerek yaşayacağını bilsen, vatanı klavye üzerinden kurtarıp, kürdistanı klavye üstünden saçmalayacağını bilsen, belki sana sorulduğunda 'ben boş işler peşinde olacağım için hiç gelmeyeyim dünyaya' deme onurunu -kim bilir- duyumsayabilirdin o melek gibi, günahsız dünya öncesi halinde.
"bize nasihat et ey allahın resulü " diyen hz. ömer'e (r.a.) hitaben, peygamberimiz (s.a.v. ): " nasihat olarak ölüm sana yeter, ey ömer! " buyurmuştur.eğer ki bir insan ölümden herhangi bir ibret ve nasihat almıyorsa, başka hiç birşeyden alamaz
canlilar arasinda oleceginin farkinda olan tek varlik insandir. bu yuzden insanlar hayatlarina anlam yuklemeye calisirlar ve gelecekte ne olacak tedirginligiyle yasarlar diger hayvanlar ani yasarken, yemeginin ya da cinsel iliskilerinin tadini cikartirken. bu durumda en sikko hayati insanlarin yasadigini soyleyebilirim.
saçma bir serzeniştir. Her şeyin bir bitişi olmalı ki içinde bulunulan durumdan haz alınsın ve gerekli hissiyat tamamlansın. Bu çoğu şeye uyarlanabilir yatağın bozulacağını bile bile toplamak veya evin yine kirleneceğini bile bile temizlemek. Oysa bunlardır bize biz olmayı tattıran. Inanın dostlarım Ölümsüzlük daha acıdır.
işsiz kalacağını bile bile üniversite okumak gibidir. doğduysan yaşayacaksın, yaşadıysan öleceksin. kimsenin üzerine kafa yormak istemediği ölümü hatırlatan başlık. "aman zaten ölmeyecek miyiz demek var" bir de " ölümden sonra hayat var, o yüzden yaşamıma ayar veriyim" demek var. üçüncü seçenekte ise "seçim senin" demek var.
Gayet de guzel olandir. Hic olmeyecegini bile bile yasamaktan iyi olabilir pek cok noktada.
Ayrica yasamak, sonradan olmemek degil, gecirdigin "hayat" tir.
8 yasinda olen kanserli bir cocuk 70 yasinda olen birinden daha fazla "yasamis" olabilir.