- pazar günü çalışıyor olmak.
- her sabah havanın aydınlanmadığı saatlerde işe gitme derdine düşüp can çekişerek uyanmak zorunda olmak.
- kronik gastrit.
- "birgün beni arzularsan gel" (bkz: banu alkan)
- birilerini dövmek isteyip dövememek * .
- özgüveni dorukta olan ve sizi parmağında oynatmaya çalışan manita.
- gitmek isteyip gidememek.
- bırakmak isteyip bırakamamak.
sabah sabah vücudun yorganın dışında kalan bölgelerine sinek konması, defalarca kovmaya rağmen bıkmayıp sürekli biyerinize konarak uykunun .mına koyması.
okulda tüm gün nöbetçilik yaptıktan sonra son dersi işlemek için sınıfın kapısını açtığınızda karşılaşılan ve insanı çıldıtmaya fazlasıyla yeten öğrenciler.
adamı ifrit eden diken üstünde oturduğunu hissettiren şeylerdir.
mesela;
lise yıllarıdır o zamanlar. böyle kitap getirmeyi unuttuğumuz, ödevleri yapmadığımız vakitler yani. yine günlerden bir gün hocalar 1 haftada önceki haftalar verdikleri ödevlerin 20-30 katını verirler. malzeme almayada çıkamazsın hava yağmurludur haftasonunda eve tıkılır kalırsın. sonra uyuyamazsın. böyle bildiğin uyuyamazsın lan! "nası yırtarım,sıyrılırım ben bu işin içinden?" diye sorarsın kendine.
şöyle bir manzara çıkar ortaya;