eskiden hazırı yoktu. babamız meşgul olur genellikle abilerimiz yapardı. ya da mahallenin en becerikli çocuğu. eskiden, baya eskiden tuttuğumuz takımın renklerinden de yapma lüksü yoktu. icabında gazate kağıdı ile sarardık. tutkal ile yapıştırırdık. o vakitler tutkal çok önemli bir arkadaşımızdı. evleri 2 katlı olan şanslı çocuk, evlerinin üstünden salardı. olmayanların bir uçurtms tutucu partneri olurdu mutlaka. kıyasla daha fakirdi. bayırlar ve mezarlıklar en ideal çıtalı uçutma mekanlarıydı. şimdi uzak doğudsn gelen hayaletimsi şeyler uçuruyor çocuklar. halen şeytan bana ara ara der ki; 'yap bi çıtalı, çık altınşehir'e uçur.' duyuyorum mizahçılar dolmabahçe'de uçutma (çıtalı) uçuruyorlarmış şenlikten şenliğe. kuyruklarına jilet takılmayan çıtalıları ile çocuklar, fazıl hüsnü dağlarca'ya rahmet uçururlar. iyidir çıtalı.
bu akşam yapacağım uçurtmadır.
beşiktaşlı olacak.
üstüne sticker filan yapıştıracağım.
ve bu sefer kırmayacağım.
en son yaptığım pek fenaydı almanların şaşkın bakışlarında annemin ipliği kopmuş uçurtmam fabrikaya düşmüştü.
bi daha göremedim.
neyse yarın ki uçurtma şenliğinde güzel güzel uçar, bu sefer sicip ip buldum.