içinde söylemek haykırmak istediğin çok şey olur bazen. onune biri gelse konuşmak istediğin konuyu açsa da sende içimi doksem die beklersin ama ne biri o konuyu açar ne de sen anlatabilirsin içindekileri.es kaza biri birşey der sende bir aralık gorur konuyu açarsın ama karşındaki bilmez, anlayamaz senin ne hissettiğini. yada birşeyler anlatmak istediğini ve sen hiçbir şey anlatamadan öylece kalakalırsın.en kotusu de başkalarına anlatmak istediğin kişi şimdi yanında olsaydı seni bu hale düşürmezdi anlardı senin birşeyler anlatmak istediğini ve dinlerdi seni.
çok şey anlatıp, hiç bir şey anlatmayan kişilerin davranışına göre daha sevimli duran bir tavırdır. çünkü temelde istemek vardır. ama bir sebepten istediklerinizi sözcüklerin üzerine yükleyip yola koyamazsınız. ancak sizdeki o kuvvetli anlatma isteği, siz cümle kurmadan da karşıya geçebilir. mesele hissetmek ve hissettirmektir.
Bir süredir yaşadığım. Tabi bir çok insan için böyledir. Kime neyi anlatacaksın ki zaten? Kimin ne kadar umurundasın? Söylediklerin duvara çarpıp sana dönünce etkisi daha sert oluyor haliyle insanın söylemeye dili de varmıyor en iyisi Boşvermek.
Sevgili gider, giderken arkasından çok şey söylemek istersiniz o an sadece onun gözlerine bakıp"sanırım anladın"der gibi bakarsınız, arkanızı dönüp gidersiniz. Kelimeler yumru olur ve ağzınızdan dökülmez sadece bakılır bakılır bakılır.Ve bir sis bulutu çeklinde sadece kaçarsınız.
bazen hatta çoğu zaman öyle dolarsın ki bir şeyler anlatmak istersin, içinden ne geçiyorsa söylemek istersin ama yapamazsın, yalnız kaldığında aklından söylemen gereken birçok şey geçirirsin ama o an geldiğinden yine hiçbir şey anlatamazsın. sonra bu halini de stres yapıp içine onca şeyi attığın yetmezmiş gibi daha da çok üzülürsün. ağlarsın, ağlarsın ve yine ağlarsın.
Böyle derin bir nefes alıp tam konuşacakken ne konuştuğunun işe yarayacağını ne yarana derman olacağını fark edip hiç boşuna enerji harcamayayaım diye anlık düşünüp "boşver, ee sen naptın?" demeye sebebiyet verir.