bugün

bu kadar salak bi düşüncenin sahibi ancak kitap okumayan ve kitap okumanın değerini anlayamamış,bir mal olabilir.verdiği örneklere bakılırsa çok kitap okumasıda gerekiyo.çünkü daha ustabaşı ne iş yapar, mühendis ne iş yapar onu bile bilmiyo.belki bi yere kalfa olarak girip ustabaşı olduktan sonra ,üniversiteye gidip mühendis çıkar böylece deneme ya da yaşama yoluyla olayların içine girmiş ve derin bilgiler kazanmış olabilir.
ne diyelim allah insana akıl fikir versin.
çok kitap okuyan bir kişi, hiç birşey öğrenmese okuduğu kitapların ismini öğrenir, oda bir bilgi sonuçta.
kitabı öğütmek önemlidir, okumak değil...!
öyle ya da böyle okudugu konularda fikri olacak insandır.
haa, bu bünye bu fikirleri bilgiç edasıyla cevrede statü amaçlı kullanır ya da gayet mütevazi sekilde bildiklerini aktarır.
burda b*ku cok kitap okumaya değil, kişinin kişiliğine atmak lazımdır.
cok kitap okuyan kişiler bilgic olduklari gibi balzac klasiklerinin ciltleri ile zart zurt edenlerin kafasina patlamakla maharet sahibidirler. mıncıka bruss lee için neyse iste cok kitap okuyan bilgicler de öyledir.

sözün özü, sizin memlekette esek yok mu?
kimbilir; belki daha da çok kitap okuyarak "bilgiç" kelimesinin: 'bilgelik taslayan ama bilge olmayan' kişi anlamına geldiğini öğrenmiş kişidir.
"bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" cümlesini okumuş olmak için okuyan kişidir.
okuyandan zarar gelmez, asıl okumayan bilgiçler tehlikelidir.çok kitap okuyan adam bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağını bilen kişidir.
çok kitap okuyanın, ama o kitapların sadece sayfalarını çevirmemiş. o sayfalarda yazanları anlamış olanların diyelim. kendilerini bilgiç saymaları imkansızdır.
olsa olsa kafaları iyice karışmış olur.
okudukta, bir dehlizde dahada derine inersiniz. her adımızın aşağıya mahsene yaklaştırır sizi sanırsınız. ama o dehliz çok derindir. her adımın. her kitabın kapatılan son sayfası ardından tad damakta kalır ve bir adım daha bir kitap daha dersiniz.
bunu anlayabilmek... bunu tadanlara mahsustur.
(bkz: bilgin şirin)
bilgiye ulaşmış insandır, düşünceye değil...*
o kadar da kitap okumasına gerek yoktur. bilgiç olduğunu sanması bile hiçbirşey bilmediğinin göstergesidir.
hiç kitap okumayan, okuduğunu anlamayan insanların, kitap okuyup kitaptan öğrendiklerini başkalarına aktaran insanlara aşağılamak amacıyla söylenen söz. kitap ve kitap okuyandan nefret etmek, bizim toplumumuza has bir duygu göstergesi. nedeni, kendi bilgisizliğini algılamasından kaynaklanır. tesadüfe bakın ki şu anda rahmetli attila ilhanın bir konuşmasını tv de dinliyorum konusu ise okuduğu kitap ve dergilerden bilgiler veriyor.
rahmetliye bilgiç değil üstad dememiz gerekir. zaten öyledir..
(bkz: çok okuyanın değil çok gezenin bilmesi)
hiçbir şey okumadan bilgiç olduğunu sanan, toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan insan kadar tehlikeli değildir yine de.
çok kitap okuyan kişi daima hiç birşey bilmediğini sanır. bilmişlik taslayanlar genellikle hayatları boyunca iki kitaptan başkasını okumamış ve sağdan soldan duyduklarıyla bilmişlik taslayan cahillerden başkaları değildir.
iş arkadaşım. yakinen tanıdığım için söyleyebilirim ki evrensel hayat dilinden tamamen kopmuş olurlar. bir insana naber? nasıl keyifler? deyince 'biz ceketi sırtında gezen adamlarız!' der mi? allah aşkına. bu nasıl bir kopuştur. hayır hepimiz okuyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz çetin altan triplerine girmeler niye?

bu bilgiç karakterler çok girişken olurlar. her konu hakkında veya o konuyla ilişkili olabilecek bir konu hakkında en az bir makale okumaya çalışıkları için etrafta dönen her tartışmanın içine girebilirmiyim bile demeden giriverirler. düşündüklerini değil bildiklerini 'bakın ben neler biliyorum' dercesine savurur, tartışmayı kendi bilgileriyle yeniden şekillendirmeye çalışırlar. evet böyledirler, çünkü biraz bilgi sahibi olup fikir üretemeyen her insan gibi karşısındakini anlayıp orta yol bulmak yerine onun düşüncelerini küçümseyip kendi fikirlerinin doğru olduğunu ona inandırmaya çaışırlar.

neyse, çok iyi düşünür olduklarını düşündükleri için düşünmeden, sadece ağızlarına geldiği için başkalarının ezberlenmiş cümlelerini söyleyebilmeleri bile onların her tartışmayı galibiyetle bitireceklerini düşündürür. tartışmayınız.
en azından noktalama işaretlerinden sonra boşluk koyan insandır.

(bkz: çok tipsizsin)
hiç kitap okumayıp cok kitap okuyanlara bok atanlara ziyade daha çekilesi adamlardır. okumuşlardır, paylaşacakları şeyler vardır.
Bir gemi yolculuğunda kitap kurdu kaptana sürekli soru sorar.
-şu kitabı okudun mu ?
+hayır.
-o zaman hayatının yarısı gitti demektir.

aynı süreklilikte farklı kitap isimleriyle bu soru ve cevap devam eder birkaç kere.
terslik bu ya, gemi batmak üzeredir.kaptan tek soru sorar kitap kurduna;

+yüzme biliyor musun?
-hayır.
+o zaman hayatının tamamı gitti demektir.
hiç kitap okumadan, bilmeden fikir üretmeye çalışan insandan çok daha faydalıdır.
şunu düşünenden çok daha mantıklı bir insandır:

(bkz: fazla kitap okuyanların salaklaşması)

en azından okumak = bilgilenmek gerçeği meydana gelmekte. diğer arkadaşın sunduğu ise safsatadan öte gitmez.
hayatinda birkac kitap devirip, surekli onlardan alinti yaparak ahkam kesen insanlardan daha fazla ciddiye alinacak olan insandir.
(bkz: çok gezen mi bilir çok okuyan mı)
(bkz: çok gezen mi bilir çok okuyan mı)
çok gezerek bilgiç olan insandır asıl.