bizim komşu olur kendisi. hafif kafadan kontaktır. çocuğu kafasını yanlışlıkla duvara çarpsa "acaba canı ne kadar acıdı" diye aynı şekilde gidip kendisi de çarpardı oraya. sonra duvarı döverdi.
çocuk düşse annesi de aynı şekilde atardı kendini yere, sonra yeri döverdi. gözlerini aça aça "çok acımış mıdır? bir şey olmuş mudur?" der dururdu.
kimseyi yaklaştırmazdı yanına. ablasına bile sevdirmezdi kardeşini. neyse ki büyüdüler çocuklar, onlar büyüdükçe anneleri de çevrenin de desteğiyle biraz atlattı o cinnet dönemlerini.
öyle ilgiliydi ama garip bir yanıda vardı. canının acımasına kıyamadığı, her düşüp kalkmasından, bir yerlerini bir yerlere vurmasından, kendisi de aynı şeyleri yaptıktan sonra ağlatana kadar döverdi çocuğunu "dikkatli olsana" diye.
o çocuk dönemsel olarak o günleri atlatmış gibi görünse bile psikolojisinde onulmaz yaralar açıldığına eminim.
- ühüüü bühhhüüü kukuuu pipiiii.
+ ağlama annem ağlama, sus bakalım kocaman adam oldun sen.
- pisşşş atttt...
+ aaaa olur mu öyle şey, gel bakalım bak, at seni nasıl seviyor!
ata tekrar bindirilir.
+ gördün mü nasıl seviyor seni?
- döv onu.
+ döveyim oğluşum, hemen döveyim, gel bakalım at kardeş, al sana, al al.
- annieeeeeeeeeee...
sonuçta at çocukla birlikte uzaklaşır.
sonuç 1: bok gibi oldu, hiç komik değil mnskym.
sonuç: atları dövmeyin olum. hayvanları da koruyun. psikopat ettiniz lan.
çocuğun ileride araba kapısıyla, ayağına takılan terlikle, cebindeki sigarayla vs. vs. kavga etmesine sebep olan annedir. en komiği halı döven annedir. bir taşla iki kuştur.
hem halı temizlenir hem çocuk egosunu tatmin eder.
yanlış yapan annedir. bu durum çocuğun canını acıtan her şeye zarar vererek öc almaya alışmasına yol açar. anne olmuşsun, aç bir kitap oku. böyle anneleri kınıyorum, kendilerine laflar hazırladım. zamanında küçük yeğenimin yüz üstü düşmesine sebep olmuştum. yeri azarlama gibi çocuğun ağlamasını bastırmaya yönelik bir mantıksızlık yapıyorken annesi olan lanet ablam uyarmıştı. artık annesi yokken çocuk düştüğünde azarlıyorum eşyaları. ne yapabilirim? habire düşüyor. ama yapılmamalı öyle. öyle.
yeni yeni yürümeye baslamis cocuk, kendi capinda dis dünyayi kesfe cikmistir artik.
dis dünyasinin tüm sinirlarini olusturan evin icinde dengesiz adimlarla gezinmektedir yine bir gün. anne-baba ve abla da kendi caplarinda tezahürat yapmaktadirlar cocugu motive etmek adina.
- ayy ayy oglum ne güzel yürüyormus benimmm.
- gel annem, gel anneye. bak burda anneee.
- hadi kocum, bir adim daha.
- ablaya gel. gellll.
cocuk odanin farkli köselerinden gelen seslerden hangisine dogru yönelmesi gerektigini kestiremez ve en cok bagiran ablaya dogru cevirip basini, bir kac tane dengesiz adim atar.
ve yere düsme anini, sanki inadina uzatiyormus gibi, ablanin oturdugu koltugun yanindaki sehbaya kafasini cakarak süper bir düsüs gerceklestirir. aninda aglamaya baslar. aile panik halinde solugu hastanede alirlar.
neyse ki bir sey olmamistir cocuga. hastaneye gitmeden aglamasi kesilmistir. doktor amcasinin verdigi sekerle de pek keyifli ve de kazancli bir yolculuk olmustur onun acisindan.
evdeki sehba icin ayni seyleri söylemek mümkün olmaz ama...
odadan iceri girince bir kac saat öncesinin hatiralari üsüsmüs olacak ki aklina, baslar cocuk yine aglamaya. anne sehbaya yaklasir usulca.
- demin senin kafani bu pis sehba mi acitti bitanem. dur simdi ben de onun kafasini acitacagim. al sana, al pis sehba!
diyerek eliyle bir kac tokat atar, sehbanin kafasi oldugunu düsündügü kösesine dogru. baba hic istifini bozmadan yaklasir anneye ve cocuklara. sehbayi alir, ayaklarini kirar ve cöpe atar tahta yigini halinde. affalamis ve olayin sokundan dolayi hic bir sey söyleyememis anneye dogru gelir yine ve muhtesem aciklamayi yapar;
eh sana eh sözleriyle vurur masaya, sandalyeye ama çocukta mutlu olur acısı biter. Hatta bir çocuk tanıyorum bacağını masaya vurmuştu sonra gitti masaya vurmaya başladı iyi gözlem yapmış annenin müdahale etmesine gerek kalmadı.
anne eşyaları dövmekle meşgulken, çocuğun yüzündeki ifade daha ilgi çekicidir. çocuk yarı ağlamaklı ve şaşırmış bir şekilde "ulan bu benim nasıl aklıma gelmedi?" sorusunu kendine sorar ve bundan sonra her düştüğünde annesini çağırmadan kendi işini kendi görür.
çocuğunu şiddetle tanıştıran annedir. bundan sonra çocuk da onu ağlatan şeylere karşı aynı reaksiyonu gösterecektir.çok yanlıştır.böyle düşünmeden okuyunca abartı gelebilir insnaın gözüne ama birazcık düşününce..