bugün

sac ekmeği kokusu ve kükürtlü sabun kokusu.
Kayısı kokusu. Büyüdüğüm evin bahçesinde birsürü vardı ben tırmanamazdım ağaçlara tişörtüme atarlardı bende yakalardım.
Tahtadan döşemesi olan yürüdükçe tatlı tatlı gıcırdayan okul yıllarımda sürekli gittiğim kırtasiye kokusu. O kokuyu yad etmek için arı maya kokulu silgi koklarım bazen.

Yine benzer tahta zeminli duvarları hafif dökülmeye yüz tutmuş ahşap konağın zemin katında bulunan kolonya atölyesi içerisindeki eşsiz kolonya kokusu bu kokuyu bana anımsatan ise tütün kolonyasıdır şimdilerde.

Birde o zamanlar güğüm içerisinde kasketli ihtiyar amcanın tezek kokulu elleriyle litre ölçüsüyle bembeyaz süt satılırdı eşsiz kokusu eşliğinde. Bir zaman o kokuyu pınar hazır süt ile smüle ettiysem de artık yok maalesef.

Son olarak tezek ve toprak kokusu ile eşsiz masal kitabından çıkma atmosfer yaşatan köy kokusu vardır hafizamda bunuda artık ara sıra yaz mevsiminde toprağı sulayarak anımsıyorum ama yerini tutmuyor maalesef
Yağmur sonrası toprak kokusu.
tuvalete eskiden takılan naftalin kokusu çok değişik bir kokusu vardi
Yağmur sonrası toprağın ve yeşil çimlerin kokusu.

Anne kokusu.
Çocukluğu Rize'de geçmiş biri olarak rutubet kokusu. Yine de güzeldir Rize.
Kömür kokusu. Ben ki koku duyusunu büyüdükçe kaybeden insan, her kış lapa lapa kar yağarken en olmadık sokakta o kokuyu anımsarım yine.
Babamın traş köpüğünün kokusu. Her öptüğümde o kadar harika kokardı ki, sigara kokusuna bile katlanarak koklaya koklaya öperdim babamı.
Anneannemin yaktığı tezeğin kokusu.

Arada köy havası almaya gidince mis gibi tezek havasıda sunulur burnuma.
Saman kağıdı.
Akasya kokusu. Çocukken okulun bahçesinde akasya ağaçları vardı. Ne zaman bir rüzgar esse sınıf mis gibi akasya kokusuyla dolardı.
Doya doya içimize çekerdik.
Calpol şurup kokusu. Ne kadar çok icmissem artık.
Çimen toprak ve sinek ilaci kokusu.
görsel

Şunların kendine has bir kokusu vardı, güzeldi.
gazyağı kokulu bisküvi.
köy bakkalıydı lan. bakkaldaki mamulleri toplasan şimdiki herhangi bir evden daha azdı.
tabi köyde elektrik olmadığı için gaz da satardı ve o gaz kokusu bütün büskivilere sinmişti.
ayrıca bakkal sürekli açık değildi. gidip kapısını çalıp "pembegül ablaaaaa" diye seslenirdin o da bi süre sonra gelirdi.
hatta bizim dayılar, gırgır olsun diye, köye misafir gelen ben yaşta çocukları bakkala gönderip git sucuk al derlerdi. bakkal da ekmek bile yok sucuk ne arar tabi.
annemin avuçlarının içinin kokusu.

hiçbir zaman unutamayacağım bir koku. korktuğum zaman anneme sarılır avuçlarını öperdim. işte o an o güzel koku beni rahatlatırdı.
Bok kokusu.
Kinder sürpriz yumurta kokusu,
kokulu silgi kokusu.
kesinlikle çamaşır kokusu.
(bkz: tütün kolonyası)
Şeftali kokusu.
küçük plastikler içinde rengarenk kolonyalar olurdu. bakkallarda satardı.
pazar akşamları banyodan evin içine yayılan beyaz sabun kokusu.