bazen bir korku filmini aileden gizli saklı izlemenin sonucu oluşan korkudur.
6-7 yaşlarındaydım. benden bir yaş büyük kuzenimle beraber onların evinde kalıyorduk. eniştem oyuncakçıydı. evde her yeni gelen oyuncaktan bir örnek bulunurdu. gece büyükler chaki filmini izliyorlar biz de sessizce salonun kapısından filmi dikizliyoruz. tabi korkudan öldük. neyse yatalım dedik yakalanmadan. konuşa konuşa uyuduk. kuzenin oyuncaklarını koyacak yer sıkıntısı yaşayan halam, chakinin bir örneğini (eniştem de psikopat mı ne eve getirdiği oyuncağa bak) gardırobun üzerine koymuş. artık nasıl bir estiyse gece ya da nasıl bir paranormal durum olduysa, biz yerde ikimiz yatarken gecenin bir yarısı güm diye ortamıza düştü. dilimizi yutmaktan kıl payı kurtulduk. nasıl çığlık attık aynı anda bilmiyorum. hayatımda daha korktuğum bir an yok sanırım.
Çoğu zaman karanlıktan kaynaklanan korkudur. Annem odadan bir şey istediğinde holü ışık hızıyla geçerdim. Arkamdan birinin geldiğine dair saçmasapan düşüncelerim vardı.
aslında hepimizin korkuları hemen hemen aynıymış dedirten korkular:
chucky olsun, gremlinler olsun, yatağın altında olduğu düşünülen canavarlar, cin ali, palyoçolar olsun, uzaylılar olsun. şimdiki çocuklarda kalmadı böyle korkular. o yüzden güzel korkularmış.
(bkz: karanlık)
savunmasız hisseder kişi kendini. ya biri varsa, ya kendini koruyamazsa... fakat ışığı açtığınızda sorun yoktur. belirsizliktir bunun asıl sebebi.
ileride geçer mi derseniz, benimki geçmedi. hala korkarım karanlıkta yalnız kalmaktan. şunu da atlatsaydık...
yatağın altındaki canavardan az çekmemiştir kimse ama kalorifer peteklerini kuru kafaya benzetmek neyin kafası çözemedim. belkide fredy kruger gerçektir lan.
beşiktaş'ta otururken bilen bilir toprak bank'In kocaman bir binası var yıldız yokuşunda o binadan korkardım, gecenin ortasında böyle kap karanlık koca bina.