çocukluk dönemi karizmaları

    6.
  1. geğirerek küfredebilmek...5 puan
    serviste en arkaya oturmak...8 puan
    arabanın altına kaçan top için, bir arkadaşa gir al lan onu diye bağırabilmek...9 puan
    sinema filmini ilk gün matinesinde izleyip anlatmak...5 puan
    annenin hiç camdan "eve gel ödev yap" diye bağırmasına fırsat bırakmamak...1 puan
    evde "öğle yemeğinde sebze konulu" bir kavga ettikten sonra elde peynir ekmekle dışarı çıkmak..3 puan
    aile boyu cips alıp sokakta yemek...2 puan
    krampon sahibi olmak...4 puan
    atari sahibi olmak...6 puan
    atari oyunu sahibi olmak, kaset diyorum evet!...7 puan (çok ilginçti lan, atarisi olmayanların kaseti olabiliyordu..)

    vet abi ki, herşeye pokemen puanlama sistemiyle yaklaşamak....10 puan!!!

    (bkz: hem çocuk hem karizmatik)*
    69 ...
  2. 30.
  3. - "sana ne" diye başlayan ve "saman ye" gibi saçma laflarla devam eden diyaglogda laf altında kalmamak,
    - sınıfta soruyu ilk çözen olmak,
    - bisiklet sürerken ön tekeri kaldırmak,
    - bilek güreşinde herkesi yenmek,
    - kaleci oyuncu olup gol atmak.
    6 ...
  4. 26.
  5. 7.
  6. (bkz: bisiklet)

    En uzak mesafe bisikleti kaydırmak. ne büyük karizmaydı çocukken. birçok çocuk tekerleğim eskir diye frenlere bile tam basmıyorken. mahallenin bıçkın ve asi delikanlıları 4-5 metre kaydırıyordu bisikletlerini. (bkz: kontra pedal)

    Haa bide şey vardı. bisikletin tekerleklerine boncuk takmak. öyle ki, mahallenin en süslü bisikleti tüm çocukların dikkatini çekerdi.

    tabi bazı biziklet tekerlerine pet şişe sıkıştırmak gibi anlam verilemeyecek tarafaları da olsa, çok büyük karizmaydı bisiklet.
    23 yıl boyunca bisiklet sürememiş birisi olarak, abartmışta olabilirim. Çocukluğum boyunca ben hep küçük emrah modunda baktım bisiklet sürenlere.

    (bkz: cocukluktan kalan izler) *
    5 ...
  7. 9.
  8. kızlara hava atacağım diye bisikletin önünü kaldırmak.
    carlsberg kapağının olması.*
    aynalı bilyenin olması.
    bisikletine boynuz ve palet takmak.
    benimle dans edermisin oynarken tekliflerin sana gelmesi.
    5 ...
  9. 4.
  10. yabancı dilde küfür bilmektir. hangi dil olduğu önemli değildir. diğer çocuklar size birden taparlar.
    5 ...
  11. 2.
  12. Saçlara jöle sürerek dışarı çıkmak.
    4 ...
  13. 8.
  14. elinde en çok misketi olmak ve mahalleler arası yapılan maçta berabere ise o son golü atmak.
    (bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)
    4 ...
  15. 3.
  16. en sevdiğin ya da tuttuğun takımın formasını giymektir. mart soğuğunda bile, o forma giyilir ve dışarı maç yapmaya çıkılır. aslında forma karizması alışkanlığı büyüyüncede devam eder. çocuklukta başlayan bir karizma anlayışıdır, doğrudurda. bu olayın karizma olması sebebi, arkadaşlar arasında sizin formanıza ''üff forman güzelmiş'', denmesidir. etraftan bazı büyük kişilerde sizinle aynı takımı tutuyorsa, sizi destekler ve bu hoşunuza gider. o formayı hiç çıkarmak istemezsiniz.

    ayrıca bir zamanlar iyi counter strike oynamak, iyi futbol oynamakta bir karizmaydı. şimdi durum ne bilemiyorum. ev içerisinde otururken camı ve müziği son ses açarak, ''are you ready'' dinlemek ve sokaktan gelen geçene hava atmakta bir karizma idi.
    2 ...
  17. 11.
  18. saçları dikerek gezmek.
    en çok miskete ve tasoya sahip olmak.
    akıta akıta dondurma yemek.*
    yolda giden ve bi ara duran kamyonların arkasına asılmak.
    benim babam senin babanı döver havalarına girmek.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük