çocukların beyin mekanizmasının ürünü olarak ortaya çıkan diyaloglardır.
-ablacım çok fazla çiğköfte yersen midene zararı dokunur.
+ama sadece bi paket yedim.
-tamam da yeterli işte o.
+ama küçük küçüktü.
-bi paket sonuçta küçük küçük olsa ne olur büyük olsa ne olur aynı hesap.
+hayır bunlar küçüktü !
-bir paket sonuçta ama.
+küçük küçüktü !
-...
fb-boluspor sezon açılışı maçına çoluk çombalak toplanıp gidilir,
temmuzun son günlerine denk geldiği için hava oldukça sıcaktır,
futbolcular çıkmışlar sahaya ısınıyorlar,
mert 9 yaşında,
mert: rhein abla bir şey sorabilir miyim?
ben: tabi canım sor.
mert: hava çok sıcak değil mi?
ben: evet canım baya sıcak.
mert: ee o zaman futbolcular neden ısınıyorlar?
ben: *
pic black 6 yaşında, sezercik kıvamında sevimli bir deyyustur. her yaz tatilinde olduğu gibi 3 aylığına, istanbul merter'deki halanın yanına postalanmıştır. azimli hala, yazın ortasında grip olmayı başarmış ve yorgan döşek yatmaktadır. yatakta geçen hastalığın 3. gününün sabahı pic black uyanır ve yan odaya halayı kontrol etmeye gider. hala pelte kıvamında yatmakta olup ayrıca yaşlılara özgü hasta sesleri çıkartmaktadır mııhh, mmııhhh şeklinde. pic black cevval bi şekilde odasına gider, büyük bi kararlılıkla 3 parça eşyasını naylon torbaya doldurur ve halanın odasına gider yeniden;
- hala, ben gidiyom.
+ mmııh, nereye gidiyon sabahın bu saatinde, dur biraz götün mü kurtlandı, şimdi ümran ablan gelicek sana kahvaltı hazırlayacak sonra beraber çıkarsınız oynamaya...
- yok ben eve gidiyom.
+ ne evi ayol, ne diyon sen, o nerden çıktı şimdi?
- ya hala sen hep hastasın, ölücen galiba. e sen ölürsen ben napıcam burda tek başıma, en iyisi ben şimdiden döneyim.
+ öhheaaarrghh * allah cezanı vermesin çocuk, ben ölücem diye kaçıyosun demek, başımda durup bana bakacağına...
- ya ben seni nasıl iyileştireyim, doktor bile geldi iyileştiremedi. hem sen ölürsen nereye gömücez biz seni, ben tek başıma gömemem ki...
+ ay hasta halimle ayağa kaldırma beni, git içeri televizyon seyret, geliyo şimdi ümran ablan.
- ama sende hemen ölme bak.
+ offf tamam, söz sen burdayken ölmiyecem.
74 yaşında, maşallah hala canavar gibi, allah uzun ömürler versin, ellerinden öpüyorum pamuk halam.
5 yaşındaki yeğenimle annesi arasında geçen diyalog.
-kızım sen sakın tembel biriyle evlenme tamam mı, aman sakın kızım, git çalışkan birini bul onunla evlen tamam mı?
+ufff anneee ben nerden anlicam nerden bilicem adam çalışkan mı tembel mi allah allah..
-hı?!
yolda karşılaştığım acayip şirin bi çocukla şöyle bi diyaloğum olmuştu
sordu bana :
-adın ne ??
-sinan
-neden ??
-benim babam sinan ismini çok severdi çok sevdiği içinde ismimi sinan koydu.
-neden ???
-babam çok sevdiği için işte
-neden ???
-la siktir git a.q uğraşamam piçe bak !
bıraktım kaçtım. uğraşılmaz yaw
ev telefonu çalar ve telefonu küçük kuzen açar. küçük kuzenin ağzından sırasıyla: evdeyiz, evet, müsaitiz, tamam ve bekliyoruz kelimeleri duyulur. telefon kapatıldıktan sonra olaylar gelişir.
kk: küçük kuzen(küçük dediğime bakmayın 12 yaşında)
pvm: ben
b: küçük kuzenin babası
kk: -baba çayı koyacakmışız.
b: -o nerden çıktı?
kk: -telefonda öyle dediler.
pvm: -diyen kim?
kk: -bilmiyorum ki?
pvm: -nasıl ya? evdeyiz, müsaitiz, tamam bekliyoruz diyordun. bilmediğin herkesi bekler misin sen ufaklık?
kk: -ya şey aslında...
b: -peki tam olarak telefondaki ses ne dedi?
kk: -evde olup olmadığımızı sordu, evde olduğumuzu söyledim. müsait olup olmadığımızı sordu, müsait olduğumuzu söyledim. çayı koyun geliyoruz dedi, tamam bekliyoruz dedim.
b: -iyi halt ettin bir de kimsiniz diyemedin mi?
kk: -valla aklıma gelmedi.
normalde telefonla konuşmaktan hoşlanmayan 3 yaşındaki sıpa bir hışım telefonu annesinden kapar ve,
sıpa: teyjeeee, benim danazorumun ağzını bağladık biz.
adelaide: nasıl bağladınız?
sıpa: bölle, işte bölle bağladık, sor bi yeden?
adelaide: neden?
sıpa: ışırdı beni pırt diye, annemi de ışırdı, ketiyi de ışırdı
adelaide: nasıl yani? acıdı mı bi yerin?
sıpa: ama ama ben onun kuyyuğuna bastım ondan ışırdı
adelaide: aa döverim ben o dinazoru nasıl ısırır seni
sıpa: yannışnıkla ışırdı teyjeee
adelaide: peki sen iyi misin?
sıpa: ı ıh senin hemen gelmen nazım hemen, hadi koş çabuk gel
adelaide: neden?
sıpa: ay! eyvah! bak göyüyomuşun?
adelaide: neyi?
sıpa: yaggın çıktı yaggın
bak her yer duman
ah! imdat! eyvah! koş kurtar bizi!
iffayiyeyi ara, ışıklarını açsın! koş eyvah!
adelaide: eyvah! nasıl çıktı yangın?
sıpa: eyvah kurtar beni, annemi de kurtar, danazorumu da kurtar, koş çabuk
adelaide: ama hava çok soğuk gelemem ben size
sıpa: koş dedim koş, duman cehirlenmesi yaşıcaz kurtar bizi!!
adelaide: (duman zehirlenmesi mi?)
sıpa bu sessizlikten yararlanarak telefonu adelaidein suratına kapatır...
ben-pişt gel bakiim sen bu legolarla robot yapabiliyo musun? bak şöyle yapıcaksın...
çocuk-...
ben-bak gördün mü? güzel oldu mu?
çocuk-senin memleketin neresi?
ben-ha?noluyo lan? *
abi: koca kafa koca kafa koca kafa.
kardeş: bak seni şok ederim.
kardeş: hem annem ölçtü biliyorsun senin kafan daha büyük.
abi: olsun ama senin ki yaşına göre büyük, ben abiyim.
abi: sen biraz daha büyü, ayaktayken koca kafandan dengeni kuramayacaksın.
kardeş: sen yürürken koca kafan patlayacak ve düşeceksin tamam mı.
abi: koca kafa, koca kafa, koca kafa.
kardeş: AaaAaAaaaaaaAAaaa.
1.gün.
Anne: Oğlum hadi sütünü iç çişini yap hemen yatağa, sabah okul var.
Çocuk: Tamam.
2.gün.
Anne: Oğlum hadi sütünü, iç çişini yap hemen yatağa, sabah okul var.
Çocuk: Tamam.
3.gün.
Anne: (Konuşma yapmadan önce nefes alma efekti).
Çocuk: Anne!
Anne: Efendim oğlum.
Çocuk: Anne! bembeyaz sütü içiyorum sapsarı çıkıyor süt o zaman aslında sarı bizemi beyaz görünüyor.
Anne: Bilmiyorum oğlum. Hadi çişini iç, sütünü yap, hemen yatağa yarın okul var.
Çocuk: ha ha ha ha ha.
Abi: (Anne bunu asla unutamadım sözlüğe de yazdım.)
annesı sorar hayrola neyın var kızım?
-anne bısı sorucam der mınık ,sence yalancı olmayan aşk var mı?
anne ve anneanne anlık bır sok yasarlar ,5 yasındakı cocugun aklına nerden gelır bunlar dıye?
-sen daha kucuksun neden bunlara kafa yoruyorsun derler
mınık ısrarcı anne bısı soruyorum der sinirli ve soruyu yineler, sence yalancı olmayan ask varmı?
-anne ve anneanne caresız soruya cevap ararlar ve soyle bır acıklama yaparlar, yalancı ınsanlar oldugu gıbı yalancı asklarda olabılır.once arkadaslarını ıyı tanıman gerekır, ıyı bır ınsan olursan ıyı ınsanlarla dostluk kurarsan yalan soylemezsen,onları tanırsan yalancı ınsanlarla karsılasmamıs olursun derler.
mınık ıcerı gıder 5 dakıka sonra gelır
suratını eksıterek aglamaklı ,ama ben yalancı olmayan ask nasıl bulucam ya der ve fılm kopar .
-----------------------------
2.nolu mınıgımız neselı gelır eve
-bugun yanıma burak dıye bır cocuk geldi ve biliyormusun 5.yaş sınıfının en güzel kızı sensin dedi teyze ihihih diye sırıtarak.. ben saskın, aaaa oyle mı ne guzel,gercekten oylesın deyıp gecistiririm durumu.
bızımkının oyle hosuna gıtmıstır kı aksam durumu babasına soyler.
babası saskın aynı yorumu yapar ,aa ne guzel sevıyor demek kı arkadasın seni,sen benı tanıstır arkadasınla okula gıdınce der mınıgımız arkasını donup ıcerı gıde dursun babası tanıstır bı tarafından tavana asayım der sessızce , bızde fılm kopar.
geçenlerde bizim binaya giren bir veletle asansörde karşılaştık. ilk kez gördüm . 10' lu yaşlarda idi. ilginç diyaloglar yaşadık.
ç: abi saatin var mı?
b: var,bakayım dur.
ç: abi niye hava atıyorsunki var diye. benim yok.
b: ne diyon evlat ne havası?
ç: abi hemen var demek zorunda değildinki. seni anneme söylicem.
-hadi bana çikolata almaya gidelim
-sonra gidelimmi çok yorgunum
(ağlamaya başlar)
-hep böyle yapıyon sen hiç bir istediğimi yapmıyon birdaha
seninle konuşmayacam
-ya tamam sus gidelim hadi ya tamam
-bundan sonrada ben gitmem sen tek git.
melekle maceralarımız devam ediyor. birlikte evcilik oynamaktayız.
melek anne olur bende onun küçük kızı olurum.oyun oynadığımız alan 4 metrekaredir. melek beni kendi ebatları üzerinde zannetmektedir. ayrıca meleğin annesi temizlik hastasıdır.
m:hadi benim küçük kızım uyu bakalım. bende çamaşırları asıp bulaşık yıkayacağım.
e:peki annecim.
m:çamaşırları astım, bulaşıklarım yıkadım hadi ağlayarak uyan.
e:uvvaaa..(der ve kalkarım ve dar alan gereği ayaklarımı meleğin hayali bulaşık yıkadığı yere koyarım.
m:(çığlık koparır)yaaaaaaaaa!(içeri koşar ve terlik getirir) kaç defa dedim sana bulaşıklara basma diye hea?
e:ehm..öhö..ama meleğim şey..
m:sus pasaklı teyzoş yoksa geliyo terlik.
esther* çok sevdiği iki yeğeninden biri olan mehmet* ve melek* ile gece bahçesini izlemekten zevk almaktadır. melek okulda olduğu için mehmet ile gece bahçesini izlemektedir ve bu esnada ona yemek yedirme görevi esther'e yüklenmiştir.
m:*apsi tensiii*
e:evet bebeğim o upsy daisy. hadi aç ağzını uçak geliyo.
m:estheer mele aba apsi tensi be me?*
e:evet bebeğim sende makka pakasın. ye bakiyim şunu.
m:yaaaa.. paka paka diil.estheer çen apsi tensi oy mele aba bombili buu ben de igı pigı*
e:tamam bebeğim o zmn göster bakayim. iggle piggle upsy daisy nasıl öpüyor?
m:*böyleee.
e:*hadi ye bakiyim şunu az kaldı.
m:bemiceeem aat bıaaak pakka pakka iddio.*.çotaaaa*
e:mehmet havhav çağıracağım ama. ye bakayım şunu.
m:yaaa.. yaaa.. anne çölücem.*
e:söyle ben de kafama vurduğunu söylerim.
m:pisss..
e:kakanı altına yaptığını da söylememi ister misin?
m:çen küçükke be büükke be çeni döbüodu.*
e:hadi ya bi daha düşün istersen?
m:uyuşş*
e:terbiyesizlik yapma tofita ile sakızı bir de parkı rüyanda görürsün yoksa.
m:ehhe.. estheer tofita takız aa bana teviom ben seni*
e:üçkağıtçı.. tofitayı duydun rengin değişti hemen
m:alacı çanki itçes paaka tofita takız aacan çanki*
e:ehe ehe canım benim.*
çocuk 4 yaşındadır. telefonda bir arkadaşınızla konuşmaktasınızdır.
teddy-ee bodrum nasıl?
çocuk(telefonu dinlemekte)...
teddy- ... neyse ben kapatıyorum sana iyi tatiller...
çocuk- arkadaşın bodrum'da ne yapıyormuş?
teddy- tatildeymiş...
çocuk- ben neden göremedim ki? der ve hemen ardından evin bodrumuna koşar.
baba : hadi seninle oyun oynayalım...
çocuk* : tamam. nasıl ?
baba : ben sana ne söylersem sen tersini söyleyeceksin tamam mı ?
çocuk : tamam.
baba : iyi.
çocuk : kötü.
baba : sıcak.
çocuk : soğuk.
baba : sevgi.
çocuk : nefret.
baba : aferin. şimdi sen söyle ben tersini söyleyeyim.
çocuk : kapı
baba : kapı olmaz oğlum. kapı cisim, soyut şeyler olması lazım.
çocuk : soyut ne demek baba ?
baba : yani elle tutulamayan, gözle görülemeyen şeyler olması lazım. anladın mı ?
çocuk : anladım.
baba : şimdi söyle bakalım.
çocuk : köpeeen boku.
(çocuk haklı da bir yerde. köpeğin bokunu nasıl elle tutacaksın ki)