5 yaşındaki yeğenle haberler izlenmektedir( o izlememekte daha çok koşup oraya buraya atılmaktadır) bu hafta yapılan maçların özet görüntüleri şuydu buydu gösterilirken yeğenim gelir ve
-bu diri mi?
-ne mi?
-diri mi diri mi?
5-10 saniye sonra anlaşılır demek istediği. gülme krizlerine girilir tabi, maçın canlı olup olmadığını öğrenmeye çalışıyormuş meğer. *
sphinx in 4 yaşındaki yiğeni ilk defa annesi olmadan kalmaya gelmiştir. ufaklığın abiside onunla birlikte gelmek istemiş ama okulu olduğu için gelememiş ve epey bi gözyaşı dökmüştür.
s:sphinx
sy:sphinxyiğen
s: abin nasıl canım napıyo
sy: bilmem susmuştur heyalde şimdi
sy: şimdi ben 2 gece yatınca gidecem mi
s: gitme istersen kal
sy: (sessizlik)annemle babam...
s: üzülürlermi sen yoksun diye
sy: yoo kayı koca yataylar
ben:hadi kemalcim bak büyüdün abi oldun. abiler kendi tabaklarını mutfağa kendileri götürürler.
k:sen benim abim olduğuna göre benim tabağımı da sen götürmelisin.
olay kuzenimin başına gelmiştir. işe gitmeden önce kapı çalmış ve açmış ve kapıdaki komşusunun 6 yaşındaki oğlu:
- yıldız ablaa, rüyamda seni gördüm çok kötüydü yıldız abla san araba çarpıyodu, kaldırımdan yürü nolur tamam mı? *
sokakta oynayan 4 yaşındaki ufaklıkları -ki teyze yeğen olurlar- uyarmak için moby dick camdan seslenir:
moby:kereemm bak ayrılmayın birbirinizden. hem karşıki ev var ya cadı var orada. *
kerem:yaa öyle mi?
moby:evet öyle çok korkunç.
minik teyze mızmızlanmaya başlamış, korktuğunu belli etmiştir. moby ufaklığı korkutmanın verdiği hazla zevklenirken şeytan ruhlu küçük adam bombayı patlatır;
pis pis sırıtır,korkmuyorum senden edasıyla gözleri parlarken...
-sudemm hadi karşıya gidiyoz daha cadıyı görcez.
lkda (lahmacunun kiymaya doydugu an) günlerden bir gün eve giderken hiç haz duymamasına rağmen sadece kestirme olduğu için belediye parkından geçmeye karar verir. bol ağaçlı bir ortamın sağladığı temiz hava ile ciğerlerini dolduran lkda, serin bir esintinin ve kuşların insanın kulağını tırmalayan seslerinin etkisine bir an olsun kanarak boş bir banka oturup bir sigarasını yakar. tam karşısında ise 3-5 çocuk çimlerin üzerinde bir topun peşinden deli gibi koşup futbol adı verilen dünyanın en gereksiz sporunu icra etmekte ve eğlendikleri konusunda kendilerini kandırmaktaydılar. lkda sigarasının yarısına gelip futbol sevdalısı milyonlarca insanın ne kadar aptal, kendisinin ise ne kadar akıllı olduğunu düşünürken oyun esnasında kendisine kezman ismini takan çocuğun vurduğu top sağ bacağına çarpar. bu dikkatsizlik sonucunda çok sinirlenen lkda, çocuğu kendi silahıyla vurmak ister ve topa tekme atmak suretiyle (bunun adına o milyonlar şut diyor sanırım) topu 200m uzağa fırlatır. sonrasında ise şaşkına dönen çocuk lkda'ın yanına gelir;
-abi ne yaptın ya? kim alıcak şimdi o topu?
+im lıck laa harbden...
-haaa???? (öküz, o yaşa gelmiş efendim demeyi öğrenememiş)
+zııttt tokai, götün bok kokayi!
-haa?!?!? (bonus disc: şaşkın bakış)
+hauehuaheuh.....
d: ben cherubim'le evlenmek istiyorum.
b: hahah kız mı istiyorsun benden, biraz büyü öyle gel, daha küçüksün.
d: küçük olabilirim ama benim pipim var.
b: hımk?!?
velet annesini elinde yamekle yaklaştığını görür ve;
>küstüm sana...
<yemeğini ye öle küsersin..
>küsüm ben seninle konuşmasana..
<barışalım o zaman..
>tamam! mamayı bırak gel barışalım...
eve gelen misafirin 5-6 yaşındaki çocuğu sıkılmış odaları dolaşmaktadır. Sıra double cross'un odasındadır. double cross bilgisayarın başında takılmakta, zaman öldürmektedir.
-*tık tık*
+eöö girin?
-*çıkırt* senin yanında durabilir miyiiiim?
+ee dur.. da neden ki?
-babamlar salonda konuşuyolar, sıkıldım.
+hmmz peki. ismin ne senin?
-ece.
+burda da sıkılırsın ama sen. Al televizyon izle o zaman. (kumandayı uzatır)
(bir süre geçer, ufaklığın izlediği şaka programı biter. o sırada bilgisayarda muse çalmaktadır.)
-ablam da bunları çok seviyo.(bahsettiği ablası o gece ortamda yoktur)
+neleri?
-o müzikleri. ama o metallica da seviyo.
+güzelmiş.
-var mı sende?
+ne var mı?
-metallica. var mı?
+olmaz mı.
-açar mısın? lütfeeen.
+ee.. metallica mı dinlemek istiyosun gerçekten?
-Evet!(hevesli hevesli zıplıyor)
+(içinden vay anasını çekerek the four horsemen açar)
-(hiç konuşmadan pür dikkat şarkıyı dinler.)
(5 dakika sonra)
-bu sopalar ne?
+baget.
-ne işi yarıyor?
+(sabır..) davul çalmaya ececim.
-hii, çalabilir miyiiiiim?
+hehheh davulum yok malesef.
-o zaman ben de gitarını çalayım? (kanatsız melek masumiyetinde, ama bir yandan da gözünü odanın köşesinde duran döküntü klasik gitara dikmiş, çakal gibi kesiyor)
+biliyor musun çalmasını ececim?
-hayır, ama bilebilirim!(error)
+peki.
-biz seninle arkadaş olalım!
+tamam.
-sıkıldım, gidiyorum ben içeriye, ama yine gelicem. (bkz: tekrar görüşeceğiz kaplumbağalar)
+peki tatlım.
ilk defa kaplumbağa görmüş komşu çocuğuna sorulur
parantez: bu ne?
-o salyangoz
parantez: nasıl salyangoz?
-altı yaşında salyangoz
önce dumur ama sonra hak vermemek elde değil. hayal dünyası işte.
ben:b komşu çocuğu: -
b:adın ne senin?
-elmiaaa
b:heheh elmira biliyodum ki adını mahsus sordum.
-.....
b:kaç yaşındasın sen?
- benim yaşım yok.
b: ...
- ben daha çocukum.
3.5 yaşındaki yeğenim bir iş için ankara'ya gitmiş ve dönmek üzere olan eniştemle konuşuyor telefonda, ablam da onun yanında:
eniştem: kızım ne getireyim sana gelirken, ne istersin burdan
yeğenim: bisküvi *
ablam: kızım daha büyük bir şey istesene olur mu öyle *
yeğenim: büyük bisküvi istiyorum baba. *
bazen 'yahu çocuk sen misin ben miyim?' sorusunu kendinize sorabileceğiniz, zamane çocuklarının zeka pırıltılarını görebileceğiniz aynı zamanda ne kadar fırlama olduklarını da anlayabileceğiniz diyaloglardır.
Oğlum 4 yaşındayken bir mağazada, zeplin boyutuna gelmesi an meselesi olmuş çok kocaman şişman bir kadına ettiği küfür benzeri laf;
-ayak tırnaklarını kendi kendine kesemiyo olman ne kadar kötüdür kim bilir?