20 yildir en yakin arkadasimla 15 yil once girdigimiz ve bunun icin ciddi ciddi kavga ettigimiz diyalogdur. diyalog bir yag markasi olan becel uzerinden olusmaktadir.
b- ben
a-arkadas
b- abi dolaptan beceli versene.
a- besel diyil o bezel.
b- nasil besel diyil baya besel iste bezel yanlis.
a- yalan soyleme biliyorum iste bezel.
geçen gün plajdayım. kabinde üstümü değiştiriyorum, yan kabinde 5-6 yaşlarında biri kız biri erkek iki çocuk var. (yanlarında anneleri de var) konuşmaları çok net duyuyorum.
erkek olan kız olana: kukunu elliyim miiiiiiiğğ ehe mehe
kız: yaaaaa ihi ihi ihi
otobüsteyiz annesinin kucağında yaşının 5 olduğunu söyleyen çocukla girilen diyaloğ
ç-naber sana bir şey söyleyim mi
b-söyle
ç-benim dayım var çok yakışıklı sevgilisi yok seni tanıştırayım mı
b-iç ses ( bu böyleyse bunun dayısı kesin piç)
annesi kahka attı neyse ki çocuk çok şirindi iki tane fotoğraf çekildik kendisiyle.
kızım aslında mimar olan ama mimarlık yapmayan babasına;
"babaaaa iyi ki sen mimarlık yapmıyorsun, yoksa sen de böyle ağaçları kesip yüksek yüksek kötü binalardan yapanlardan olurdun, ben de sana çok küserdim."
işini gerçekten doğru dürüst yapan mimarlar kızımın sözü meclisten dışarı ama gözleminde ve yorumunda yazık ki haksız da değil...
yeğenle girilmiş diyalog.
-saçlarını tarayım mı.?
-ben evet tara tabi
-tamam saçlarını tarayımda biri seni beğensin sevgilin olsun evinde yalnız kalma ben çok üzülüyorum sana
_hönk.!
bilgisayarda oyun oynayan 6 yaşındaki yeğnimle az önce aramızda geçen:
-(tatlı bir feryat koparır) ayyyyyy öldümmmm!!
-(yarı baygın bi sesle ben) ne olmuş ki?
- e ölünce yeniden başlıyorsııuunn!
- ya yeniden başlayamasaydın?
- (aniden derin bir sükut çöker) evet..
ben bunları yazarken de devam ediyor diyaloglar. aynı masada oturuyoruz, ikimizin de önünde bilgisayar. ama birbirimzin ekranlarını görmüyoruz. bizimki yeni bir tane oyun açmış. ama atı bir türlü yürütemiyor. tepiniyor tepiniyor ayaklarını yere vura vura sinirleniyor, klavyenin tuşlarını gömçüre gömçüre bağırıyor:
3 yaşından sonra ailelerin agudük gubüdük sevme ve hitap tarzlarından sonra beyni yamuşmuş çocukların diyalog kapasitesi düştüğünden 3 yaşından küçük ve henüz her şeye son derece meraklı ve aslında tam da o zamanlarda karşısına alınıp normal bir insan gibi konuşulması gereken çocuklarla kesinlikle daha matrak ve düzgün bir şekilde sürdürülebildiği tarafımdan kanıtlanmış olup nature dergisinde çalışmam yayınlanmak üzeredir.
neden eşyalar fırlattığımızda düşüyor kızım?
ağırlar çünkü
hayıır, yerçekimi kuvveti olduğu için meleğim
hıı, yer çekimi kuvveti
pekii, biz niye aya uçmuyoruz?
yer çekiyoooooo
eveet afferim kuzuma
peki uzay aracında olsaydık yer çekemezdi bizi o zaman gidebilirdik değil miii?
- pembeojeli ablaaa
-efendim bebeğim
- sen var ya aynı balkız'a benziyorsun hihi.
- hmm öyle mi?
- ben de aynı keloğlan'ım di mi?
- hayıır bak ne güzel saçların var senin keloğlan değilsin ki
- hııh! keloğlan olmam lazım senle evlenmek için amaaa!
artık evde kalma korkum yok çok şükür. hatta abla hitabını da sırf prosedür için kullandığını düşünüyorum*
Sabah o kadar güzel yağmur yağıyordu ki, dayanamadım dışarı çıkayım dedim.
hemen üstümü başımı giydim, koşa koşa merdivenlerden indim binbir heves, apartmanın kapısını açtım ki ne göreyim, bizim apartmanın bücürü berk'le (10-11) başka bir bücür sude (9-10), elele oturuyorlar. Görünce önce bir güldüm, sonra bozuntuya vermedim. Berk hemen ayaklandı karşıma dikildi.
- Nereye gidiyorsun?
Ama öyle bir soruyor ki utanmasam esas duruşta vereceğim cevabı, kaşlarını da çatmış.
+ ehemehe hava alacağım biraz, berkcim.
- Git üstüne bir şey giy.
+ Efe-efendim berk? Anlamadım?
- yağmur yağıyor, böyle* çıkamazsın.
Böyle*: kısa kollu tişörtle.
Şaka mı yapıyor? diye düşündüm, ben de kaşlarımı çatıp bir "wtf?!" bakışı attım. hiç bozmadı, Anladım ki ciddi.
+ Bir şey olmaz ya çıkarım ben ehehe.
diye bir velveleyle turnikeye gireyim dedim. Bloğu alnımın çatına koydu çocuk;
mehmet(4) yanıma yaklaşır. kulağıma ben Zeynep e aşık oldum der. Biraz sohbet ederiz bu konuda
B: Anlat bakalım Zeynepin nesine aşık oldun bakalım (nasıl bir soruysa bu da ) çocuk aynen böyle cevap verdi kaldım yine ben
M : Köfte dudakları, makarna gözleri var
Bu çocuğun aşkı kesinlikle midesinden geçiyor.