Arkadaşlarla deniz kenarında oturulmaktadır birden yanımızda bir velet belirir ve elindeki su şişesini denize atmaya çalışır.
-baksana çocuk atma onu denize
-atma lan kaç sene kaybolmayacak o
-kaybolmasın zaten ben denize girince onu bulup su içecem
akraba düğününde çgçg ile 5 yaşındaki kuzen çgçg arasında geçen diyalog:
- çgçg abla sen evlenicek misin?
- kısmetse evlenicem noldu ki?
- evlenip de napıcan? bütün bi hayat aynı yemek yenir mi?
- niye? sen evlenmemi istemiyo musun?
- ya aslında evlenmesen daha iyi olur.
- beni kendine mi alıcan yoksa?
- yok ondan değil de... şimdi halamı verdik elin adamına... hala onun acısını çekiyorum... seni de verirsek kaldıramam ben...
sonuç: yan masada oturan ailenin orta yaş kesimi ve masamızdaki genç kuşak insanlar kopmaktadır. hani bu sözler 20 yaşında falan bi insan için normal gibi görünebilir ama 5 yaşındaki çocuğun kalbine bu kadar büyük bi acının oturması düşündürücü.
akşama ailecek mehtap seyredilmeye deniz kenarına gidilecektir.9 yaşındaki ömer akşama kadar süslenir püslenir jölelenir ve nihayet mehtap seyredilmeye gidilir.
ömer:e hani nerde mehtap dansöz değil mi ya?
anne:yok olum mehtap o değil ehueh.der ve açıklanır.
6 yaşındaki kuzen eve tavşan almıştır ancak ailesi evde bu tavşanı istmemektedir kuzeni tavşanı geri iade etmesi için ikna görevi bana verilir.
-bak canım şimdi bu tavşan küçük büyüyünce dişleri gelişecek önüne gelen her şeyi kemirmeye başlayacak
-sen nereden biliyorsun?
-ee ben küçükkken beslemiştim. Benim yatağımı kemirdi yatağıma işedi hem çişi de çok pis koktu mecburen ettık yatağı
-banane ya beni yıldırmaya çalışıyorsun ama yılmayacağım dayanacağım görürsün
Yıllardır büyük emekle galatasaraylı olarak yetiştirilmeye çalışılan 12 yaşındaki kuzen yanıma gelir ve şunları söyler
-ABla ben artık galatasaray'ı tutmayı bırakıyorum
-neden kuşum?
-ee emre fenerbahçeli hem aşk biraz da fedakarlık gerektirmez mi
-...
lan o yaştaki çocuk hadi bıraktım aşkı meşki aşkı için birşeyleri göze almayı nasıl başarıyor
4 yaşındaki kuzen yanıma gelir ve köpeğimle ilgili sorular sorar.
-abla sivibini'nin yavrusu yok mu?
-yok canım biz onu hiç çiftleştirmedik
-ne yani sivibini hala bakire mi?
-ne?!
-diyorum ki kimse onunla sevişmedi mi
k: yaş 8
glbst:güneey bak şimdi sana sorular sorucam var ya da yok diye cevap vericeksin tamam mı?
kardeş: tamam
glbst: ablan var mı?
k:var
g:annen var mı?
k:var
g:baban var mı?
k:vaaar
g:teyzen?
k:var
g:amcan?
k:var
... diye gider birkaç sn.
g:eşekten farkın var mı?
k: * varr
g:* ne peki?
k: eee kuyruğum yok. *
yıllar öncesinde geçmiştir şimdilerde 8 yaşında ama o zaman henüz 3 yaşında olan bir bebeden alıp da dumur olduğum cevaptır bu. diyalog bebenin hapşurmasıyla başlamıştır:
-hapşuuu...
+çok yaşaaa...
-hayatıma karışma!
+peki!?&%!@
hesitate profesyonel dadılık yaptığı dönemlerde yaklaşık 15 günde bir eşlik ettiği 10-15 çocuğun hepsiyle kısa sürede iletişim kurmayı başarmaktadır. ancak bir arda vardır ki, kavga gürültü yaşamamakla beraber hesitate'e ısınamamıştır. yine bir akşam anne baba yokken hesitate ve arda monopoly oynarlar. *- ben bugün bir film izledim. *- öyle mi, güzel miydi?
- evet. bir çocuk sevmediği dadıya tuzaklar kuruyordu, işkence yapıyordu. çok komikti, nasıl eğlendim anlatamam. bence benim kıymetimi bilmelisin
- * ben de izledim onu sanırım. işkenceler komikti de, filmin sonunda dadı çocuğun babasıyla evleniyordu değil mi? sen de benim kıymetimi bilmelisin arda'cım.
- ???
ertesi gün telefon eden anne, arda'ya bir süre anneannenin bakacağını söyleyip o güne kadar ki emekler için teşekkür eder.
arkadaş ve 6 yaşlarındaki kardeşi arasındaki diyalog: * - hadi çık odamdan bak biz glbst'le odamda oturucaz. * -ya tamam oturun ben size bi şey yapmıyorum ki. *
-varlığın yetiyo yav git.
-efendim *
-çıkarmısın odamdan
-hayır
-anneeee
-iyi be gidiyorum. pabucumun rockçısı nolcaak! **
geçici bir süre dayısında kalmak zorunda kalan st27 minnet borcunu ödemek için 5 yaşındaki kuzenine bakıcılık yapmayı kabul eder.
gün boyu ortalığı dağıtan afacan kuzen akşam babasının gelmesine yakın vakit uyarılır alışılmış "bak ortalığı toplamazsan baba bize çok kızar." cümlesiyle ancak bir karşılık alınamaz. ardından dayı st27 gelir ve velet kuzene bağırır ortalığı bu kadar dağıtıp st27 yi üzdüğü için. dayı st27 nin içeri gitmesiyle olaylar gelişir;
kuzen: şimdi 100e kadar sayıcam ve bunları toplicaksın.
st27: niye ben topluyorum sen dağıttın sen topla.
kuzen: bak eğer toplamazsan seni cezalandırmak zorunda kalırım.
st27: (gülmesine hakim olamayarak) cezalandır bakalım toplamıyorum.
kuzen: (sert bir ifadeyle) derhal ablamın odasına çık, cezalısın.
st27 ve içerde olayı duyan dayı st27 kahkahalara boğulur.
baba sosyal bilgiler öğretmenidir, 4-5 yaşlarındaki kızına kurtuluş savaşını ve cumhuriyetin kuruluşunu anlatmıştır. anlatıp bitirdikden çocuğa solar sorup anlayıp anlamadığını kontrol etmeye başlar
+cumhuriyeti kim kurdu
-biz kurduk
+nerde kurduk
-sen koltukda oturuyordun bende senin dizinde
+annen nr yapıyordu
-içerde bulaşık yıkıyordu.
sosyal bilgiler öğretmenim, kendisi bizzat anlatmıştır
tsubasa:hedecik sen bu ekmeği bitiremezsin.
hedecik:bitiririm.
tsubasa:var mısn iddiaya?
hedecik:tamam hadi.ama dur bir dakika. babam iddiaya girmenin kötü bir şey olduğunu söylemişti.
tsubasa:ee yuhh. (ne babalar var bee)
olayın kahramanı yine 4 yaşındaki kuzendir. beraber döner yerken küçüğüm dönerin içinden soğanın zarını çıkartır.
-ablacım bu ne?
-bir şey değil bebeğim soğanın zarı çıkmış.
-yani bir daha soğan duyamayacak mı? *
-* niye duyamayacakmış
-bizim kulak zarımıza bir şey olursa biz duyamazmışız babam söyledi. bak soğanın da zarı gitmiş.
-... *
işlettiğimiz cafenin nadide annesi, sevgi pıtırcığı bir telefonla irkilir. karşılıklı diyaloğun bize nasip olmuş kısmından yola çıkarak tahminlerde bulunmaya çalışsakta çok geçmeden işin aslını bilir kişiden öğreniriz. oğlunun okulda annesiyle de görüştüğü bir arkadaşını benzetmesi üzerine, dövülmüş şahsın annesi kalkar zanlının çalıştığı müesseseye "berce cafe"ye telefon eder.biz de heyacanla karışık gururla hakanın okuldan gelişini bekleriz. beklenen an gelir. gözlerin üzerinde olduğunu anlayan hakan dosdoğru mutfağa annesinin yanına gider. anne sinirlidir. onun söylemesini bekleyemeden, kendi sorar.biz de kulak misafiri oluruz.
öfkeli anne-oğlum, bugün sen ne yaptın bakim?
hakan-kavga ettim
öfkeli anne-neden kavga ettin oğlum
ve bizi yerlere yatıran cevap
son derece bilge bir mizaçla der ki hakan-anne, kavga etmek ,kavga etmektir.
Ardından biz hakanı alıp aramıza içten içe tebrik eder ancak bir daha böyle işlere kalkışmamasını tavsiye ederken kavganın çıkış sebebindeki püf noktasını anlarız. meğer sınıflarındaki idil adlı kızımıza hakanın en yakın arkadaşı yazılmaktaymış, üstelik hakanın beğenisinin farkındaykenn:)
hep bir ağızdan haketmiş,iyi ki benzetmişsin deriz ancak sıradaki bomba çıkagelir. öyle demeyin annem azarladıktan hemen sonra şu yazıya gözüm ilişti. hepimiz eliyle gösterdiği yere bakarız dikkatlice, hakan devam eder "hatasız dost arayan dostsuz kalır"yazıyordu. bunun üzerine biz bir filmin epik bir sahnesinde buluruz kendimizi. bacak kadar çocuk bize neyi,ne vesileyle hatırlatmıştır.
hesitate kafası çok bozukken yanında bakıcılık yaptığı hannah var. hannah henüz 11 yaşında ama hesitate'in üzgün olduğunun farkında ve sanki kendi göreviymiş gibi onu neşelendirmeye çalışıyor. evin bahçesindeler. yazı anımsatan ılık bir ilkbahar akşamı. o sırada radyoda bir şarkı başlıyor.
"...bu sevdayı kalbime gömdüm
ve sen öldün!!!!
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor;
yastayım; hiç kimse bilmiyor... "
hesitate hannah çakmasın diye uğraşsa da gözleri doluyor. **
*-bu şarkı sana eski sevgilini hatırlattığı için mi ağlıyorsun? *-sen böyle şeyleri düşünme bitanem. istersen eve girelim kitap okuyayım sana?
-ben küçüğüm ya sen paylaşmak istemezsin biliyorum ama anlatsan belki anlarım. ama asla konuşmam seninle dersen sadece dizimde ağlayabilirsin ben soru sormam.
az önceki düşüncelerinden delice utanan hesitate ufacık bir dizin sıcaklığında ağlayacak kadar aciz hissediyor kendini. bir süre ağladıktan sonra yine o ufacık ellerin verdiği destek ve moralle kendine gelip yüzünü yıkıyor.
eylül(4,5)
sabah kreşe bırakmak için evden çıkılır yolda baba kız sohbet edilir.
- arkadaşlarınla kavga etme tamam mı
- tamam
- baba yaaaa
- efendim kızım
- bu okul ne zaman bitecek yaaaa
- oha kızım daha kreştesin okul bile başlamadı...
eren (12)
ilk ereksiyonunu annesi ile paylaşması, odasından koşarak salona gelir şaşkın ve heyecanlı bir vaziyette annesine çükünü göstererek
- anne bu yaşıyo yaaaaaaa!!!