Misafir çocuğu gelmişti. Aslında öyle bir çocuk yok da uyduruyorum amk.
- annem dedi ki kyomozomcu ağbin sana oyun açacakmış.
+ ananı... haa ananı öyle demiş gel gel.
- ne oynuyoyuz ağbi?
+ delta anan... fors force.
- banane ben başka oyun istiyoyum.
+ siktir git burdan.
ben: merhaba
çocuk: sana da.
ben: ne o elindeki, meybuz mu yiyorsun sen?
çocuk: evet.
ben: sağlığına yazık. al şu paraları da bakkaldaki tüm calippo'ları magnum'ları, cornetto'ları nüfuzuna geçir.
çocuk: kuul adam!
ben: ta kendisi..
2 yaşında yapmış olduğu Türkçemize katkıları bitti (kısa kol yerine uzunsuz kol, koltukaltı yerine omuzaltı, köpekbalığı yerine denizköpeği, vb),
6 yaşında yaptığı matematik katkılarına da ara verdi (2152'nin iki bin yüz elli iki okunduğu mantığından giderek 1152'ye de bir bin yüz elli iki demişliği var evet)
veee artık sıra ingilizce'de üstelik ingilizce Matematikte;
son bombası
oneth
+ kızım derste tuvalete gidiyor musun sen?
- gidemiyorum baba.
+ niye ki? senin rahatsızlığın var. izin alıp gidebilirsin.
- biliyorum da öğretmen derste gitmeyin diyo. teneffüste yapın diyo. sanki düğmesi var da kapatınca çişim gelmiyomuş gibi.
- heeee... evet.
kuzenimle aramda gecen konusmadir. pis ucube.
- canim benimle evlensene sen cok yakisiklisin hem.
+ hayiy ben selinle evlencem bikere.
- ama neden bende seni seviyorum bak?
+ natalie abla sen cok cirkinsin selin cok guzel.
- senin mk agzina s.ctigimin cocugu!
Kardeşimle hergun evi topla ulan diye bagirirm her aksam evi zehir ediyormusum haberim yok annemde onla ayni seviyeye iniyosun manyakmisin be diye azarliiyor.
Amk her halttan anliyor kurnaz bi halt bilmiyormus taklidi yapiyor kendimi ruhlari gorup ispatlayamayan avni gibi hissediyorum amk.
1500 parçalı bitmiş ama çerçeveletilmemiş puzzle resmini yerle bir eden 5 yaşındaki velede ;
- naptın sen !
+ ne var, yaptım işte bi kere.. Küçücük bi kalbim var benim kırmaya değer mi? ( dudak büzük ağlamaklı bir hal takınılmış)
- * &&??,/(@"
söyleyen kuzenimin 1. sınıfa giden oğlu.
sıla da sınıfındaki beğendiği kız. *
gözlerini devirip bakmıyor mu bi de çapkın velet yaa.
bu olaydan 2 hafta sonra geldi yanıma ifadesi üzgün surat;
-karakelam abla, ben seninle evlenmicem. (ki normalde bana abla demez flörtüm ya kendisi)
+aa neden? (yalancıktan yüzümü asıyorum).
-biz sıla yla evlenmeye karar verdik.
+oha....... ne diyeceğimi bilemedim çocuğa.
6 yaşındaki çocuk tarafından bile terkedildim lan. ***
benim aykut isminde 5 yaşında "r" leri söyleyemeyen bi yiğenim var. dün ablam yiğenimi bana bırakıp, alışverişe gitmişti. cin gibi kerata, r leri söyleyemiyor ama her haltı biliyor. baktım bu mutfakta kendi kendine oynuyor, ben de gidip bi film falan izliyim dedim. mısırımı aldım filmi açtım, film gayet sakin ilerlerken tartışan çift sevişmeye başladı. lan noluyor amk! demin bunlar tartışıyordu, şimdi masanın üzerinde hard seks yapıyorlar. dram romantik kisvesi altında, porno çeviriyor adamlar. bu sahneyi hiç beklemediğimden dolayı, monitöre mal gibi bakıyordum. birden "dayı" diyen yiğenimi görüp tırstım. panikten filmi kapatamadım direk bilgisayarın fişini çektim.
ben : yavrum ne yapıyorsun burda? hani sen mutfakta oynayacaktın!
aykut : sıkıydım işte, sesley geydi meyakettim
ben : sesler mi, şey o sesler şeydi
aykut : dayı, o amca ablanın üzeyinde napiyodu?
ben : sırtı tutulmuş ovuyordu, hem bu ne biçim soru?
aykut : peki ablaya niye bağıydı?
ben : abla o amcayı kızdırmış, o yüzden bağırıyordu
aykut : amca niye kızmış?
ben : abla uslu kız olmadığı için, amca ablaya kızmış (anlamasın diye götümden ter akıttım)
aykut : benim aykadaşım gizem de hiç uslu diyil
ben : yook kesin uslu kızdır, onlar zaten şakacıktan kavga ediyor
aykut : taam
ben : aykut gördüklerini anneye söylemek yok tamam mı?
aykut : baba da anneye hep kızıyo, sıytını ovuyo. ben kimseye söylemiyom
ben : ama şimdi bana söyledin (sinirden nerdeyse ağlayacaktım) tamam git içerde oyna!!!!
kuyumcuya 9 yaşında ki kardeşin kulağı deldirilmeye götürülür
kuyumcu: gel bakalım fıstık bunu kulağına sür bakalım güzelce
kardeş kremi kıkırdağa sürmeye başlar
kuyumcu: oraya değil bebeğim delinecek yere
kardeş: e tamam ben burayı deldirmek istiyorum
kuyumcu ve karayip garsonu: hönkk!?..
oğlumla ara ara girdiğim diyaloglardır, baran 7 yaşında.
baran: baba bende erkeğim ama sakalım yok neden?
ben: oğlum daha zamanı var.
baran: ne kadar zamanı var, kaç yaşımda çıkacak.
ben: liseye gittiğinde biraz olur, benim yaşıma geldiğinde ancak bu kadar olur.
baran: yani benim de oğlum olunca mı bu kadar olur.
ben: evet oğlum.
baran: o zaman inşallah kızım olmaz !
Ah be evladım milli bayramları, dini bayramları, birlikte yaşadığımız başka dine inanan sevdiklerimizin bayramlarını (mesela paskalya) biliyorsun (ki bu çok çok çok güzel) da yerli malı haftası denince aklına ilkel kabile gelmesi konusu...
sanırım ülkenin geldiği durumun farkında olmadan kızımca kısa özeti...
Ülke ilkel kabileden hallice kız haklı dağılabiliriz...
kızım: OFFFF
buzzluk: Hayırdır?
kızım: Bişi yok Trabzon'un bir ilçesi (o her ofladığında aslında bu benim repliğimdir...)
buzzluk: (kendi silahımla vurulduğum hissiyle bu sefer ben;) OOOOF
kızım: Hah işte ben de onu diyorum bi ara gidelim mi? OF'a yani...
buzzluk: Kısa devre... (ne diyeceğini bilememe, bilsen de mecalinin olmaması hali)
Öğretmen: Okula geldiğin ilk gününü canlandır bakalım.
Öğrenci: (Ayakta bir süre bekler.) Bekliyorum bekliyorum bekliyorum.
Öğretmen: ee?
Öğrenci: (Bir sıraya oturur.) Oturuyorum oturuyorum oturuyorum.
Of pof of pof, sıkılıyorum.
Not: Çocuk yüzyıllık eğitim hayatımızı iki cümleyle özetledi be..
Malum vitrinler indirim yazıları ile dolu yine bu aralar...
Kızım: Anne inanma bu indirimlere hep alalım diye bizi kakalıyorlar işte...
on an iç sesim;
(Kakalamak ne ya kuzum... Kakalamak ne!!!!)
ardından gelen iç sesim;
(Heeyy kapitalizme kurban değilsin evlat! tebrikler...) *
Stajyer olan ben +
2.sınıf öğrencisi -
- Öğretmenim siz hala öğrenci misiniz?
+ evet hatta biz burdan çıkınca okulumuza gidicez.
- aa o zaman siz de çocuksunuz, peki arkadaş olabilir miyiz o zaman?
+................