Daha bugün yaşadığım ve acayip bozulduğum olaydır.
ç: çocuk
B: ben
ç: öğretmenim yüzüğünüz çok güzelmiş
b: teşekkür ederim canım
ç: ama onu kocanız almamış
b: nerden biliyorsun
ç: çünkü kocalar ya taşlı yada sarı yüzük olur sizin yüzüğünüz beyaz
ben: çocuklar susun ders çalışıyorum
mahallenin çocukları: abla sen geçen sene de ders çalışıyorum diye bize bağırıyordun?
ben: !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
- aman yavrum dikkat et düşersin.(çocuk 5 yaşındadır)
+ oğlum dikkat et demedim mi ben sana.
> yeter be yeter dikkat et dikkat diyorsunuz ama " dikkat et" ne demek onu söylemiyosunuz!
öss ye hazırlıktayken çözdüğüm bir psikoloji testinde verilen örnektir bu, ve unutamıyorum bunu.
''Bak oğlum; sen, annen ve benim gerçekleştirmiş olduğumuz eşeyli üreme sonucu, döllenme sırasında annenin yumurtasındaki 23 kromozom ve benim spermimdeki 23 kromozomun birleşmesi sonucu dünyaya geldin.'' diyebilseydiniz her şey çok daha farklı olurdu ebeveynlerim.
Annemin benimle 6 yaşındayken girdiği diyaloğdur şöyle ki ;
Bir kış sabahı okul vakti her yer karlı annemle camdan bakarken servisi beklemek ve çöpçülerin gelmesi.
A-oglum bak görüyo musun amcalar okula gitmemişler sogukta çöp topluyolar
B- evet anneee üşüyolardır dimi çookk
A- evet oglum okumazsan öyle olur
B- olsun ne güzel işte hem geziyolar hem kartopu oynuyolarrrr
Bu olayı bilen herkes hala nasıl okuduguma şaşırıyolar.
+ abi ablamın kız arkadaşları hep sana bakıp gülüşüyor neden.
- çünkü eşşeğin zikinden dolayı, ( diyemezsin)
- ablanla gece gündüz sevişiyorum da diyemezsin.
- kısacası erkek kardeşe hiç bir şey diyemezsin.
edit: gülüşen kızlarla sevişsem geçecek hiç diyemezsin.
üst kattaki komşunun yaşları birbirine oldukça yakın sevimli veletleri, 2 adet; akşamüstü ziyaretimize gelmiştir ve ortalığı bir hayli dağıtmıştır ve bir adet abajuru kırmıştır, bu esnada akşam ezanı da olunmuştur küçük olan büyüğüne;
-hadi metin evimize gidelim akşam oldu.
bu pek diyalog gibi olmadı ama neyse.
....
yine aynı velet kahvaltı esnasında gelmiştir;
-gel yemek yiyelim kerem, bak patates kızartması var.
Üst komsumuz begüm ile kardeşi efe ile oynuyoruz. Ben mutfağa gittim sonra begüm geldi heyecanlı böyle bir şeyler söylemeye çalışıyor:
Ben: şöyle begümcum noldu tatlım?
Begüm: abla şimdi efe ne yaptı biliyor musun?
Ben: napti tatlım?
Begum: varya geldi benim ustume oturdu*
Ben: * ee sonra ablam?
Begum: sonra da ustume osurdu!!!
Ben: *
henüz 5 yaşında anaokuluna giden kuzenimle diyaloğumuz:
-abla ben artık okula gitmicem efeden nefret ediyorum
+neden bebeğim efe naptı sana
-bana sürekli bal surat diyor o beni hiç sevmiyor
+ama bal surat demesi güzel bişey seni sevdiğinden öyle diyodur
-beni sevse bal surat demezdi oyuncağını paylaşırdı.
ne dediysem ikna edemedim efenin onu sevdiğine, biz kızlar her yaşta böyle tripliyiz sanırım.
+ ne kadar tuttu?
- 17 lira amca.
+ sende iki varsa ben 5 vereyim.
- sen bana 3 ver ben sana 7 vereyim.
+ 4 varsa 6 nerde?
- ben sana 5 vereyim sen beni boşver.
+ iki ver zikivereyim.
- tut ziki yan çek
+ bok bok bok.
* baba odana gider misin? evladım sende hiç utanmıyo musun?
+ bifincancay hadi oyun oynayalım.
bifincancay: hay hay. oynayalım. ne oynayalım?
+ hayvan oyunu.
bfc: nasıl bi oyun o?
+ mesela ben sana ke desem "kedi" olduğunu anlayacaksın. kedi diyeceksin. ku dersem de "kuş". başka ku lu hayvan yok çünkü.
bfc: eee... kuğu var misal?
+ ha... tamam.
bfc: hayır yani... kuzu da var.
+ ha evet o da var ama...
bfc: kutup ayısı da olabilir.
+ (ses hafif titreyerek) evet... olabilir.
bfc: yani sen ku diyeceksin ama çok geniş kategori. kuzgun olabilir.
+ (gözünden yaşlar gelerek) kuzgun... kuzgun ne?
bfc: ohooo arkadaşım. hayvan oyununu bilmeden önce hayvanları bilmen gerekmiyor mu sence?
+ (ağlayarak) bilmiyorum di mi?
bfc: misal kurt da var. kurbağa var.
+ evet var! lanet olsun! anneeee! kurbağa da var anne! kuzu var! kurt var! hiçbir şey bilmiyorum ben!!! kuzgun var!
annem: hoş mu yani şimdi bifincancay şu yaptığın?
bfc: kum çakalı var misal ekstra olarak.
+ (artık iyice krize girerek) kum çakalı var nilgün teyze!!
annem: yavrum yok kum çakalı diye bi... gülme bifincancay!
dün gece birlikte uyuma hevesiyle yatıp, sahura kadar uyanık kaldığımız,beş yaşındaki yeğenimle aramızda geçen diyalogdan küçük bir kısmı:
-hala neden davul çalıyorlar?
+ramazan gelmiş de ondan.
-yamacan(ramazan) kim?
+yamacan değil, ramazan.
-offff haaalaaaaa. yamacan diyorum iştee, yamacan kim?
+birisi işte.
-ne zaman gelmiş yamacan.
+ohho çok oldu, görmedin mi sen?
-yoo görmedim, sen gördün mü?
+ben de görmedim, ama baban görmüş tatlım, hadi uyuyalım.
-ya dur uyumayalım, babam nerde görmüş?
+bilmiyorum, babana sorarsın, hadi çok konuştuk uyuyalım artık.
-gitmiş mi peki yamacan?
+gitmemiş, bayram gelince gidecekmiş.
-bayram ne zaman gelcek?
+çok varmış önce uyuyalım, sonra söylerim.
-şimdi söylemezsen uyuyamam.
+daha varmış bayramın gelmesine, evinde yatıyormuş.
-tembel bayram.
+ hehe. evet. hadi uyuyalım mı artık?
-ama ben senle uyuyamıyorum ki.
+o zaman gidiyim ben.
-hayır ama sensiz de uyuyamam. ben senlen konuşmak istiyorum, sonaaaa yine konuşmak istiyorum. hala! bu davulcu andayanın baylayını niye çalmıyo?
+ahaha, kız nerden biliyorsun ankara'nın bağlarını.
-istanbul'da öğrendim.
+vay çingen, söyle bakalım.
-andayanın baylayı da....
+hehehehe.
-neden gülüyorsun, çok tatlı mıyım ben?
+evet ısırcam seni şimdi, hadi uyuyalım.
-uyumayalım, konuşalım. sen de bana sarılma.
+a a neden?
-çünkü sıcak yapıyorsun uykum geliyor.
+sen bana sarıl o zaman, benim uykum gelsin.
-tamam, seni her şey kadar çok seviyorum halacımm.