eve beş yaşında bir çocuk gelir. annesi her annenin çocuğu için bir şey isterken takındığı sevimlilikle yavrucağını oyalamamı ister.
- lifestartsnow
+ çocuk
- eee ne yapmak istersin?
+ bilgisayarı aç.
(bilgisayar açılır)
- oyun açayım mı sana? gta falan var bak bende.*
+ bırak ya gta ezikler için.
- ...
+ bakıyorum oyun klasörüne... adam gibi bir şey yokki burda. internetin var mı bari?
- var...
+ msn'e gireyim bari. ordaki herkes de amele gerçi.
- ...
giderek korkuyorum yeni nesil çocuklardan, anlatamam sözlük.
5 yaşındaki kızımın renklere göre belirlediği para değeri ne kur dinliyor ne merkez bankası açıklaması.
ne zaman 10 tl. harcasam pembe manyağı kızım çok üzülüyor. "anneee yine pembiş parayı harcadıın" diye sitem ediyor. 100 tl harcasam gık yok ama.
* :desperatelife
- :ufaklık
.
- abla
* efendim.
- ateş ve su oynıyalım mı? (internette oynanan mantık oyunu)
* hayır işim var.
- neden?
* iştee.
- ozaman evde oynarım bende.
* bir dakika tamam gel gel!
evcilik mi oynuyosun sen? *
- evet.
ama kocaman kız oldun hala evcilik oynuyosun.
- ben büyüyünce evcilik oynamıcam dimi teyze?
tabi oynamıcaksın.
- ben büyüyünce evlencem.
( asıl evcilik o zaman başlıyo bebeğim) *
bizim apartmanda oturan 6 yaşlarında bir kız çocuğu var.
ben arkadaşlarla buluşmak için oda büyük ihtimalle sokakta arkadaşları ile top oynamak için aynı anda asansöre bindik. ilk defa kızın suratına adam gibi bakınca kızın bildiğin tek kaş olduğunu gördüm, ama ne kaş. arkadaş o yaşta o kadar kaş ne arar sende. birde bebe esmer. sonra kafamı çevirdim gülmeye başladım.
-ne gülüyorsun buğra abi...
+sen neden kaşlarını almıyorsun, alsana.
-sanane be ben ibrahim tatlıses olmak istiyorum.
ve ben dumur dumur bakınırken o ise apartmanın çıkış kapısına ulaşmıştı bile.
7 yaşındaki kardeşime ders çalıştırılmaktaydım bir matematik probleminin en az on kere anlatmam ve hala kardeşimin çözememesi üzerine söylendim :
- bunu sana anlata anlata dilimde tüy bitti canım.
kardeşim tüm bilmişliğini ortaya koyarak :
+ dilimizde tüy mü varmış ?
halamlar ankarada oturuyor ve bir de oğlu var tuna, o zamanlar 3 yaşında, ben de liseyi yeni bitirdim ve ankaraya atılım üniversitesine gitmeye karar verdim ama önce bir gezmem gerekiyor. neyse ankaraya halamlara gittim halamla beraber okulu görmeye gidecektik ve laptop ımı da yanımda götürmüştüm. bilgisayarımın da şifresi parmak izim..
tuna parmağını parmak izi bölümüne sürüyor fakat açılmıyor (parmak iziyle çalışan bilgisayardan da haberi var sıçırtmanın)
t: tuna
m: medeni kanun
t- pağmağını detilsene bi
m- ama tunacım bak o dayının parmak iziyle çalışıyor. (bilgisayarı açmaması için yalan söylüyorum ve inanacak diye düşünüyorum tabi)
-şşşş oynama o sularla pis o sular
+biz pislik yapıyoruz zaten
-annen kızar ama
+kızmaz o,biz pis suları kovada topluyoruz pislik havuzu yapıyoruz işte
-hee tamam o zaman.
Herkesin içinde rezil edecek diyolaglardır.
şöyle ki :
çocuk sevmeyi hiç beceremem , bebek taklitiyle bırakın konuşmayı konuşanlardan hızlıca uzaklaşırım. neyse geleyim sadate. Bak ablası burda kim var dediler. ben çocuğa bakıyorum çocuk bana neyse bari böyle moron moron bakmayayım yanına gideyim dedim. ee naber dedim aklıma başka bir şey gelmedi. iyi dedi , biraz gülümsedi sonra şak diye tokadı yapıştırdı suratıma terbiyesiz pis.
- nabıyonuz lan keraneciler
+ ne diyon abi ya o ne demek
- lan kahveci gibi bi şey
+ bizim ev de var ki kahve getiriyim mi
- tamam hadi sen git eve geri gelme.
ege ve bakıcısı arasında geçen diyalogdur. şöyle ki:
e:teyze ben sünnet olunca nerden çişimi yapacağım?
b:teyzecim sadece küçük bir deri var onu alacaklar. yani çişini aynı yerden yapacaksın.
e: o küçük derinin kime ne zararı var? *
otobüs yolculuğu sırasında bubbagump ile minik kız çocuğu* arasında geçen diyalogdur. çocuğun annesi*de olayın içindedir.
a: ablaya merhaba demek ister misin tatlım?
ç: eaa meraba ablaa.
b: merhaba canıım.
a: ablaya sor bakalım tatlım ismi neymiş.
ç: ablacım senin ismin neey?
b: benim ismim bubbagump canım. peki senin ismin ne?
ç: benim ismim belinay peygamberçiçeği.
b: --iç ses: nası yani-- ismin belinay mı?
ç: ismim belinay peygamber çiçeğii.
b: peygamber çiçeği soy adın mı oluyor?
ç: benim ismim belinay peygamber çiçeği. moy* oluyoy böyle dağlayda oluyoy.
a: ehehe. belinay isminin anlamı peygamber çiçeği ablası, o tam bilemiyor da.
b: hıı öyle mi. ne güzel ismin varmış senin öyle.*
ç: ben senin kızın oliyim mi o zaman?
b: nası yani ya, ne çocuğu?*
ç: ben senin evine gelicem, sen bana mama yapıcan, ben de sana anne diycem. öyle çocuğun olcam yani.
a: belinaycım lütfen bak ablayı rahatsız etmeyelim.*
b: ama senin zaten annen var tatlım, öyle olmaz yani değil mi? hem bak annen üzülür.
ç: o zaman sen babamla evlen, sana öyle anne diyim.
a: belinay böyle şeyler ayıp kızım, söylenmez öyle bak.
b: ehe ehe, çocuk işte annesi.*
bundan 6-7 sene önce ailece yemek yiyorduk. kardeşim de o zamanlar 3-4 yaşlarındaydı. herhangi bir konu hakkında bana kızan kardeşimle aramızda geçen diyalog:
kardeş: piç!
tearsofcold: ne? ne dedin sen? o dediğinin anlamını biliyor musun sen?
kardeş: (kendinden gayet emin bir şekilde) pirinç ya pirinç. hani pilav yapılıyor ya.
-abla senin kanında* yemek mi vağ*, bebek mi?
+şeyyyy, yemek tabiki! hem evli bayanların karnında bebek olur.
-neden?
+offf yaa! ne bilim ben? git annene sor!
annesi hamileliği nasıl anlattıysa çocuğa, çocuk her karşısına çıkana soruyordu bu soruyu.
4 yaşındaki kuzen ada ile diyaloğumuz.cadıı kişisi kocaelide eve çıkacaktır. bunu ada ya şu şekilde yansıtır.
cadıı: adacığım. annem beni evde daha fazla istemiyor.ben arkadaşımla başka bi şehire taşınıyorum bebeğim.
ada:erkek arkadaşınla mı?
cadıı:yok hayatım. kız arkadaşımla.
ada: ama özlerim ben seni. gitme. bizde kal.
cadıı: olmaz hayatım sizde de yer yok ki. nerde yatcam.?
ada: e yatak alırız sanaaa.olmadı benim beşiğimde yatarsıınn.gitme noluur.(ses ağlamaklı)
hem annen sana nasıl kıyaar?sana kızıcığım diyo. bu kötü bişey mi ki,iyi bişey bu.
