kuzen iyice öğütlenmiştir. 1' den 10' a kadar saymayı öğrettikten sonra, içeri gidilecek ve herkese * bakın ben ne öğrettim şeklinde hüner sergilenecektir.
kuzenin saymayı iyice öğrendiğinden emin olunduktan sonra gururla kapıdan girilir ve rezalet başlar:
(rapsodik: r kuzen: k)
r: hadi kuzen 1' den 10'a kadar say bakalım, aynen sana öğrettiğim gibi.* k: 1 2 3 4 7 9 32 90 75... * akraba ahalisi: oo pek güzel öğretmişsn maşallah.
ve kahkahalar kopar, rapsodik utancından kıpkırmızı olmuştur, kuzen bir yanlış yaptığının farkındadır ancak yanlışın ne olduğunu anlamamıştır. masum masum bakar rapsodik ablaya, abla kıyamaz öper. olay kapanır. ancak gülüşmeler devam eder...
ahh kuzen ahh *
5 yaşındaki zeynep babaannesini hiç sevmemektedir zira babaannesi onun zıplamasına, oynamasına ve en önemlisi dans etmesine kızmaktadır. babaannesi ise iki haftadır evinde tadilat olduğu için zeyneplerin evinde kalmaktadır. zeynep bayram öncesi babaannesinin de bulunduğu odada oyun oynarken birden konuşmaya başlar:
z-keşke bayram hemencecik gelse
b-niye kızım?
z-bayram gelecek, çok para toplayacağım, sonra senin evine yeni eşyalar alacağım babaanneciğim, sen de evine gidebileceksin.
b-ay kızım nasıl da düşünürmüş beni, canım benim
diyaloga şahit olan anne, zeynep'i yanına çağırır ve sorar:
a-çok mu seviyorsun artık babaanneyi
z-ı ıh, kızıyo bana, sevmiyorum hala
a-ama bayram harçlıklarınla onun evine eşya alacakmışsın hediye
z-evine gitsin bana kızamasın diye
(zeynep'in babaannesiyle konuşurken ve eşya alacağını söylerken kullandığı şirin ses tonu ise kendini korkulur bir canlı kılmıştır, biraz daha büyüsün pek tehlikeli olacak)
çok sevgili yeğeni oyalama görevi mistletoe'ya verilmiştir. mistletoe'nun yeğeni de her küçük çocuk gibi motosiklete ilgi duymaktadır. mistletoe'nun bir arkadaşının da motosikleti vardır ve küçük yeğenin gözleri önünde durmaktadır.
yeğen: ben motosiklete pincem!
mistletoe: aa düşersin bak olmaz
yeğen: yaaa!
arkadaşa el işareti yapılır, motosikletin çocuk oyalama emellerine alet olacağı bildirilir ve yeğen motorsiklete bindirilir. tabi motorsiklet durduğu yerde durmaktadır. çalışan tek şey, yeğenin hayal gücüdür.
yeğen: vınn vınn buuvvvv!! bak işte şurdan ışınlar çıkıyo, bak buraya basınca uçuyosun. burda lazer var böyle..
mistletoe: aa ne de güzelmiş.
yeğen: anneee!! acıktım yaaa!
annesi: mistletoe, oyalayıver şunu biraz daha yemek birazdan hazır.
mistletoe mesajı almıştır.
mistletoe: aa bak hani nerden çıkıyodu ışınlar? göstersene bana?
yeğen: ışın mı çıkıyo? nerden çıkıyo?
mistletoe: ee.. evet. çok güzel.
dikkati dağılan yeğen hayal gücü ürünlerini bir anda tuzla buz etmiştir. tabi sonra mistletoe ışın mevzusu için kendi hayal gücünü harekete geçirmek için çabalamıştır. meğer bizden geçmiş..
çok güzel bir pantolonum vardı. küçüklükten kalma. hiç giyememiştim. komşumuzun 4-5 yaşlarındaki kızı ceyda ya vereyim dedim.
b: ben
c: ceyda
b: ceydacım bak bu pantolon benim küçüklüğümden kalma. hiç giyemedim. denemek ister misin?
(ceyda pantolonu alır, odaya gider, pantolonu giymiştir ve asık bir suratla salona gelir.)
b: beğendiysen sende kalabilir ceydacım.
c: olmaz bu beni çok şişman gösterdi.
b: :O
baba:oglum bugun ogretmenin aradı okulun kapısını tekmeyle acıyormussun
cocuk:baba valla yalan soluyor hic kapı ayakla acılırmı
cocuk:ben kapıyı ayagımla acmadım bir kac defa ayagımla kapadım
baba:!!!
ç:ablaaaaaaa o suratındaki ne (yüzündeki beni göstererek)
a:ben ablacım
ç:hayır ya seni demiyorum yüzündeki şey
a:tamam işte ben ablacım
ç:yaaa ne o?niye söylemiyosunn ?
a:oofff!!!!!
+abla ben nasıl doğmuşum.
-leylekler getirmiş. *+ama annem konuşurken duydum 4 kilo doğmuşum ve doğduğumda annemin elleri mosmor olmuş.
+*. git anana sor o zaman.
-o da git herasmus ablana sor o daha iyi bilir nasıl olsa üniversitesi mezunu ya her bi boku biliyordur dedi. *
-ee kem küm. sen de üniversitesite oku o zman öğrenirsin.
+ yuh be koskoca kız olmuşsun. çocuk nasıl doğuyo bilmiyorsun. karnından çıkıyor karnından. hatta aşağıdanda onu söyleyeme. *
Mercancan ücretli öğretmenlik yapmaktadır. Öğretmenlik yaptığı sınıf ilkokul dördüncü sınıftır ve öğrencileri de 9-10 yaşlarındadırlar. Adı Alparslan olan öğrenci, bir matematik probleminin çözümü için tahtaya kalkmak amacı ile parmak kaldıran öğrencilerin arasından kendisini seçmediği için Mercancan'a surat asmaya, hafiften de ağlamaya başlamıştır. Durumu farkeden Mercancan ile Alparslan arasında geçen diyalog şöyledir.
Mercancan: Alparslan ne oldu oğlum, neden surat astın, diğer problemde de sen kalkarsın tahtaya, hem ben senin bunu çözebileceğini biliyorum zaten.
Alparslan: (omuzlarını silkip suratını daha da asarak) Ben size küstüm!
Mercancan bir sürü dil döker, ikna edemez. Devam eden diyalog;
- Oğlum ağlamasana!
- Ben size küstüm, konuşmuyorum!
- Oğlum delirdin mi sen, öğretmene hiç küsülür mü?
6 yaşındaki kuzen x, 12 yaşındaki kuzen y, ben de izleyici. *
televizyonda don kişot ile ilgili bir haber duyan y abiliğini gösterir:
y: cervantes' in yazdığı don kişot batı edebiyatının ilk romanıdır.
x: derste mi öğrendin bunu?
y: evet.
x: hangi derste?
y: türkçe.
x: niye? don kişot türk müymüş?
tfq: iptal. *
küçük kardeşim *1 haftadır sinüzitle cebelleşmektedir ve doktor ilaçlar etki etmeyince * iğne yaptırın der. fakat iğne acılı bir yol olduğundan damar yolundan serumla verilmektedir. neyse aradan 3 gün geçer ve bugün:
ben: aşkımm, istersen seni bugün ben götüreyim hastaneye, anne gelmesin olur mu,nasılsa acımıyor. ben beklerim seninle.
kardş: yaaa hayır annemde gelsin
ben: niye ki ama... bak ikimiz gidelim onun evde işleri vardır. olur mu?
kardş: hmmm.. * ama sen kaç gram yapılacağını bilmiyosunki
ben: * olum sen gramı nerden biliyosun...
kardş: hastanedeeeenn *
minik 4 yaşında. parka gitmek istedi. gittik.
ben: hadi gidelim eve. yeter bence bu kadar.
atakan: ama çok eğleniyoruuuum. hadi bi daha tut beni, tutabiliyo musun bakalım.
parktan geldikten sonra,
atakan: allah senden razı olsun beni parka götürdüğün için. *
oturuyorum. telefon uzak. minik de karşımda.
ben: atakan şurda masanın üstünde telefonum var bak. getirsene onu bana. *
akşam,
a: çok şıkıştım tuvaletin lambasını açsanaa.
b: annene söyle kalkamam şimdi.
a: ben senin her istediğini yapıyorum amaaaa.
b: annen açar şimdi.
a: hadi yaaa! altıma şışçam şimdiii!
x:adın ne senin onu da söyle.
y:anneme sor.
x:niye sen bilmiyo musun adını?
y:biliyorum ama ya annem söyledim diye kızarsa bana.
x:yok canım niye kızsın ki?
y:ya kaçırırsan beni?
w:esra ceyhan falan izliyosun dimi sen. ah yavrum ah.
yine akraba ortamı, yine bol muhabbet eğlence olayları filan bizim 4 yaşındaki kuzen nihal ve dede başlarlar evlilik hakkında konusmaya:
(rapsodik: r, kuzen nihal:k, dede: d )
d: nihal sen ne zaman evleneceksin?
k: büyüyünce (?)
r: ne büyümesi kız kocaman kız oldun artık! *
k: evet ben büyüdüm evlenicem (!)*
r: * peki kimle evlenicen ablacım var mı biri düşündüğün?
k: böyle mavi gözlü, uzun boylu, şeyy behlül...
r:?
k:behlüüüll...
r: *
anlar ki kuzen aşk- ı memnuda oynayan dizi karakteri behlül'e yani bizim sarışın güzeli kıvanç tatlıtuğ'a abayı yakmış. ne diyeyim kuzen allah kavuştursun. *
sazlar asılı duvarlarda, gitarlar dikilmiş vitrinlere.
sık sık dilenciler uğruyor, boyacı çocuklar kapıdan kovalanıyor bir çok kez.
erdener abi bir bağlama almış eline dükkan sahibi ile laflıyor öylesine. laflara notalar karışıyor, bir arkadaş inceden bir türkü giriyor bam telinden.
derken 6-7 yaşlarında bir çocuk.
saçları güneş sarısı.
gözleri ela, yüzü hiç gözümün önünden gitmiyor.
suratı kirlice, omzunda boya tahtası boyu kadar.
içeri seğreltiyor yavaşça.
"abi bo...." diyecek oluyor.
dükkan sahibi arkadaş gün içinde defalarca yaptığı gibi lafı ağzına tıkıveriyor çocuğun.
"hadi canım, yok güzelim, hadi dışarı hadeee..."
ve o kirli ve mağrur surat asılıyor bir anda.
kanına dokunuyor kovalanmak.
bir an düşünüyor ve bir elini yukarı doğru savurup yıllar sonra bile dünmüş gibi hatırladığım bir tonlamayla :
"sazlar kaç para!!...allah allaaaaaah.." diyiveriyor.
biz bağlama yutmuş gibi kalıveriyoruz.
o arkasını dönüp gidiyor. olanca gururu ve adamlığıyla.
sazların fiyatını sormaya gelmişti o!
ayakkabını boyamaya değil ki!
biz 3 çift göt olarak kalıyoruz ve ne zaman tekrar bir araya gelsek bu olayı hatırlayıp kaldığımız yerden, yani göt olarak, devam ediyoruz hayata.
şaşkınlığımı üzerimden attıktan hemen sonra dükkanın bulunduğu hanı bir çırpıda dolaşıyorum onu bulmak için.
ayakkabımı boyatacağım, ona bağlama hediye edeceğim, gel kardeşim ol diyeceğim.
kuzen- sende hangi oyunlar
angel- hmmm euro truck var Assassins Creed var
kuzen- o ne?
angel- tır filan sürüyon öyle işte boşver(sabır ve offline olmama çabaları son safhada)
kuzen- nasıl suç işliyooolaarr
angel- kim ?!
kuzen- adamlar
angel- hangi adamlar
kuzen- izmir nasıl
angel- iyi valla ankara nasıl soğuk mu?
kuzen- yoo o kadar değil terliyorum bazen
kendisi ufak yaşına rağmen asabi bir kişilik olduğundan kazasız belasız atlatılmıştır.
salonda top koşturulurken
-diğeri hanri ilerliyor
-diğeri değil tieri
-diğeri kim peki
-diğeri diye bir şey yok.
-diğeri hanri topa öyle bir vurdu ki kalecinin elleri yara oldu.
-aaabi!*
+söyle?
-bunlar yükleniyo mu, yükleniyosa niye yüklemiyosun????
+yükleniyo da onlar demo,bir demo için fazla büyük olduğu için de yüklemiyorum.
-demo ne.*
+deneme sürümü gibi bişiy
...*
-vay be gal af dati ha...
+neiy?
-gal af dati?
+o ne lan? kal of dati olmasın o??
*gol of titi?
+auf gidin başımdan beea!
arkadaşlarla* öğleden sonra okulu kırdık, geziyoruz. erkek arkadaşın * halasına uğraması gerektiğinden oraya gideriz. orda arkadaşın yeğeniyle yağtığı sohbetten alıntıdır. arkadaş bunu bize sonradan anlatmıştır. arkamızdan ne işler dönüyor da haberimiz yokmuş.
arkadaş:+
5 yaşındaki bilmiş yeğeni :*
* x abi dışardaki kızlar kim?*
+* onlar benim kız arkadaşlarım. *
* * senin sadece 3 tane mi sevgilin var? azmış. benim 5 tane var.
her yaşa bir tane sevgili. maşallah çocuğum harem mi kuracan?
annesi umre'ye gittiği için bizde kalan -r'leri söyleyemeyen- teyzemin küçük oğlu, annemin onu banyo yaptırmasından utandığı için arabada ona topluca sataşıp sinirlendiriyoruz;
b: babam a: annem s: ben v: velet
b: ya çocuğu zorluyorsunuz bırakın yapmak istemiomuş.
a: ne zorlicam be alla allaa bu da abartıyo..
v: ya ımm ben kendim yaptım kii
s: senin yaptığın banyodan nolur be? haha
b: siz çocuğun külodunu da çıkartıp banyo yaptırmak isterseniz tabii yapmaz. (babamda espri yapacağım diye bizi sübyancı yaptı resmen *
s: hahahah ay bunun minnacık şeyine bakıp napcam ben be?
a: minik diil, normal dedi doktor.
s: ahahaha
b: niye minik filan diosun çocuğun malına? *
v: heaa hiçte bile minik diil sen kendi şeyine bak bi kere! bende sana desem hoşuna gider mi şeyinle ilgili?
sonra koptum zaten. hangi yaşta olursa olsun, erkeklere şeyiyle ilgili espri yapmayacaksın. çok kızıyorlar valla.