arkasını dönmüş arkadasımın üstüne işemiştim, babamın altından sandalyesini çekmiştim, 3 metrelik havuza atlamıştım( yaşım 5), evi yakmıştım... annemden yediğim dayakların haddi hesabı yoktu ama napalım ben olsam öldürürdüm.
(bkz: böyle çocuk mu olur lan)
yanan bir naylon poşeti bir çubuğa bulaştırıp bombardıman uçağı yapmak.
tarih: 4 ağustos 1994 yer : mahalle top sahasının yanındaki duvarın arkası. hedef: karınca kampı. görev: asi karıncaları bombalayarak etkisiz hale getirmek. görevli: pilot albay mujdeci
insanı kendinden şüphe etirren şerefsizliklerdir.
kendimi iyi bir insan olarak nitelemeye teşne bir haldeyken hatırladım bu anımı.
komşunun oğlu var, aşığım ona çokça. yani beş yaşında ne kadar çok olabilirse.
bu çocuk sünnet oluyor. zengin bir aile oldukları için şahmaran gibi bir kıyafet alıyorlar dört yaşında çocuğa. iyice yakışıklı geliyor gözüme, sünnet kıyafetiyle padişah gibi. yeşil gözlü, sarı benizli tam yakışıklı karadeniz çocuklarından işte.
giyiyorum bayramlık kıyafetimi. annemin rujunu sürüyorum azcık azcık. saçlarımı tarıyorum. alıyorum karşıma, diyorum ki böyleyken böyle, yok öyle demiyorum tabi, benimle evlenir misin diyorum*.
olmaz biz zenginiz siz fakirsiniz seninle evlenmem ben diyor*.
evet yaptım.
çocuğun giydiği kocaman gömlekten tam belli olmayan, benimde ne olduğunu tam bilmediğim o noktaya, spor ayakabbımla korkunç bir tekme attım.
sonrasında hızla uzaklaştım evlerinden, çocuk acıdan bayılmıştır herhalde.
eve gelip kızınız niye böyle yaptı diyen ailesine ise "o da beni öptü" dedim.
ben eskiden şeytanmışım zaar.*
annenin de çalışmasından dolayı evde geçen yalnız günlerden birinde, patates baskısıyla odanın camından duvara karşı sert atışlarla, apartman boşluğunun duvarını farklı soyut tekniklerle sürrealist bi çalışmayla bezemenin ardından uzuuuun bir süre aile bireylerinin görmesinden çekinilir, ve işte o karşılaşma anı gelir. Duvarı gören babanın keskin bakışlarının ardından gelen